bu kısımda imar hukuku ile ilgili Danıştay karar örnekleri bulunmaktadır.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2001/2999
Karar No : 2003/1045
Özeti : Parselasyon işlemi imar planında okul alanı
olarak ayrılan ve bu amaçlı kullanımı devam eden taşınmazda değer artışı
yaratmayacağından, düzenleme ortaklık payı alınamayacağı hk.-DKD.2
Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- İl Özel İdare
Müdürlüğü
2-... Valiliği Vekili : Av. ...
Karşı Taraf :... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin
Özeti : Malatya İdare Mahkemesinin 20.12.2000 günlü, E:2000/359, K;2000/1371
sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu'nun Düşüncesi
: Temyiz İsteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Saadet Ünal'ın Düşüncesi : Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare
Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında
anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle
İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava, ..., ..., ... mahallesi, ... ada, ... parsel
sayılı ... Vilayeti İl Özel İdare Müdürlüğü'ne ait üzerinde ilköğretim okulu
bulunan taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca
parselasyon yapılmasına ilişkin 20.8.1992 günlü, 65-92 sayılı işlemin iptali
istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 3194 sayılı yasanın 18. maddesi
uygulamalarında bağımsız parsel verilememesi durumunda aynı şart ve değerde
hisseli parsel verilmesinin mümkün olduğu, düzenleme ortaklık payı alındıktan
sonra yapılaşma ve imar durumuna göre yeni oluşturulacak parselin hisseli
verilmesinin hukuka aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,
bu karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
3194 sayılı Yasanın 18. maddesinde, belediyeler
veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında
bunların yuzölçümlerinden yeteri kadar sahanın düzenleme dolayısıyla meydana
gelen değer artışları karşılığında düzenleme ortaklık payı olarak
düşülebileceği, hükme bağlanmıştır.
Dosyada yer alan belge ve bilgilerin
incelenmesinden, okul alanı olarak kullanım amacı devam ettiği anlaşılan ve imar
planında da bu amacın sürekliliği sağlanan uyuşmazlığa konu taşınmazın
parselasyon işlemi sonucunda değerinin artması söz konusu olmadığından, okul
alanından düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmak suretiyle tesis edilen
parselasyon İşleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, mahkeme kararında isabet
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Malatya İdare Mahkemesinin
20.12.2000 günlü, E:2000/359, K:2000/1371 sayılı kararının bozulmasına,
6.610.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 4.920.000.- lira harcın
temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine
19.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2001/6820
Karar No : 2003/803
Özeti : Cami binaları, kamunun ortak kullanımına
ayrılmış olmakla birlikte resmi bina değil, umumi bina tanımı içinde yer
aldığından, dava konusu imar planının 3194 sayılı yasanın 9. maddesi uyarınca
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanmasında yetki yönünden hukuka uyarlık
bulunmadığı hk.-DKD.2
Davacı : ... Belediye Başkanlığı Vekili : Av.
...
Davalı : Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
Davanın Özeti : ... İli, ............. ada. ...
parsel sayılı taşınmazın cami ve müştemilat
alanı olarak belirlenmesi yolundaki Bayındırlık ve
İskan Bakanlığınca 15.10.1996 gününde re'sen onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama
imar planı değişikliğinin davalı idarenin 3194/9.
maddesi
uyarınca plan yapmaya yetkili olmadığı, dava konusu işlemde şehircilik ilkeleri,
planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek iptali
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 3194 sayılı Yasanın 9. maddesi
uyarınca Bakanlığın işlem tesisinde yetkili olduğu dava konusu uygulama imar
planı değişikliğinin mevzuata, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve
kamu yararına uygun olduğu öne sürülerek davanın reddi gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ömer Köroğlu'nun Düşüncesi :
1/1000 ölçekli imar planlarını yapma yetkisinin yalnızca İlçe belediyelerine ait
olması, dava konusu işlemin 3194 sayılı Yasanın 9. maddesinde belirtilen
konulara ilişkin bulunmaması ve yine aynı maddede öngörülen birden fazla
belediyeyi ilgilendiren imar planlarının yapılmasında çıkabilecek ihtilafların
halledilmesi kavramının büyükşehir ve ilçe belediyelerini kapsamaması nedeniyle,
davalı Bakanlık tarafından tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle , dava konusu işlemin iptal edilmesi
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcı Turan Karakaya'nın Düşüncesi : Dava,
... İli, ... Mahallesi, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın cami ve müştemilat
alanı olarak belirlenmesine ilişkin 15.10.1996 gününde Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca re'sen onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama İmar planı değişikliğinin
iptali istemi ile açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesinin 1.
fıkrasında "Bakanlık gerekli görülen hallerde, kamu yapıları ile ilgili imar
planı ve değişikliklerinin, umumi hayata müessir afetler dolayısıyla veya toplu
konut uygulaması veya Gecekondu Kanununun uygulanması amacıyla yapılması gereken
planların ve plan değişikliklerinin, birden fazla belediyeyi ilgilendiren metro
politen imar planlarının veya içerisinden veya civarından demiryolu veya
karayolu geçen, hava meydanı bulunan veya havayolu veya denizyolu bağlantısı
bulunan yerlerdeki imar ve yerleşme planlarının tamamını veya bir kısmını,
ilgili belediyelere veya diğer idarelere bu yolda bilgi vererek ve gerektiğinde
işbirliği sağlayarak yapmaya, yaptırmaya, değiştirmeye ve re'sen onaylamaya
yetkilidir" hükmü ile 3. fıkrasında "Bir kamu hizmetinin görülmesi maksadı ile
resmi bina ve tesisler için imar planlarında yer ayrılması veya bu amaçla
değişiklik yapılması gerektiği takdirde, Bakanlık, Valilik kanalı ile ilgili
belediyeye talimat verebilir veya gerekirse imar planının resmi bina ve
tesislerle ilgili kısmını re'sen yapar ve onaylar" hükmü ile 4. fıkrasında
"Bakanlık birden fazla belediyeyi ilgilendiren imar planlarının hazırlanmasında,
kabul ve onaylanması safhasında ortaya çıkabilecek ihtilafları halleder,
gerektiğinde re'sen onaylar" hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan Belediye ve Mücavir Alan Sınırları
İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliğinin 4,
maddesinin 5. bendinde "Resmi Bina, Genel, Katma ve Özel bütçeli idarelerle, il
özel lidaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası
karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel
kişilerine ait bina ve tesisler" olarak, 6. bendinde ise "Umumi bina; köy
konağı, köy kahvesi ve lokantası gibi köy ortak yapıları hariç imar planı kararı
ile yapılabilecek kamu hizmeti için kullanılan resmi binalarla, ibadet yerleri,
özel eğitim, özel sağlık tesisleri, sinema, tiyatro, opera, müze, kütüphane,
konferans salonu gibi kültürel binalar ile gazino, düğün salonu gibi eğlence
yapılan, otel, özel yurt, işhanı, büro, pasaj, çarşı gibi ticari yapılar, spor
tesisleri, genel otopark ve buna benzer umuma ait binalar" olarak
tanımlanmıştır.
Yukarıda yer alan hükümler uyarınca resmi bina ve
tesisler için İmar planında yer ayrılması veya bu amaçla değişiklik yapılması
konusunda Bayındırlık ve İskan Bakanlığının yetkisi olduğu, umumi bina
kapsamında olan cami ve müştenilat alanı konusunda ise yetkisinin bulunmadığı
kuşkusuzdur.
Dava dosyasının incelenmesinden, 1/1000 ölçekli
uygulama imar planı değişikliği konusunda ... Belediye Başkanlığı ile ...
Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında anlaşmazlık olduğundan bahisle, dava
konusu işlem ile ... ada ... parselin cami ve müştemilat alanı olarak
belirlenmesine re'sen karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, umumi bina kapsamında kalan cami ve
müştemilat alanı konusunda yetkisi bulunmayan Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca
re'sen plan değişikliği yapılmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Her ne kadar davalı idarece, Büyükşehir Belediyesi
ile ... Belediyesi arasında İhtilaf mevcut olduğundan 3194 sayılı Kanunun 9.
maddesinin 4. fıkrası uyarınca yetkinin kullanıldığı belirtilmekte ise de,anılan
maddede öngörülen yetkinin Büyükşehir Belediyesi ile İlçe Belediyesi arasındaki
anlaşmazlıkları kapsamadığı açıktır.
Diğer taraftan, uyuşmazlık konusu taşınmazı da
kapsayan alanın cami alanı olarak belirlenmesine ilişkin 22.6.1995 gün ve 462
sayıiı ... Büyükşehir Belediye Meclisince kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar
planı değişikliğinin Ankara 8. İdare Mahkemesinin 24.4.2001 gün ve E:2000/1101,
K:2001/463 sayılı kararı ile iptal edildiğinden 1/1000 ölçekli uygulama imar
planının dayanagıda ortadan kalkmış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptali
gerekeceği düşünülmektedir. TÜRK MÎLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma
için önceden yapılan tebligat üzerine belirlenen 4.2.2003 gününde davacı vekili
Av. ...'m ve davalı idareyi temsilen Hukuk Müşaviri ...'m geldikleri görülerek
Savcı Turan Karakaya'nın katılımıyla duruşma yapıldıktan ve Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten sonra dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelenerek
işin gereği görüşüldü:
Dava, ..., ..., ... ada, ... parsel sayılı
taşınmazın cami ve müştemilat alanı olarak belirlenmesi yolundaki Bayındırlık ve
İskan Bakanlığınca 15.10.1996 gününde onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar
planı değişikliğinin iptali istemiyle re'sen açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesinin 1.
fıkrasında, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının gerekli görülen hallerde, kamu
yapıları ile ilgili imar planı ve değişikliklikierinin, umumi hayata müessir
afetler dolayısıyla veya toplu konut uygulaması veya Gecekondu Kanununun
uygulanması amacıyla yapılması gereken planların ve plan değişikliklerinin
tamamını veya bir kısmını ilgili belediyelere veya diğer idarelere bu yolda
bilgi vererek ve gerektiğinde işbirliği sağlayarak yapmaya, yaptırmaya,
değiştirmeye ve re'sen onaylamaya yetkili olduğu, 3. fıkrasında bir kamu
hizmetinin görülmesi maksadı ile resmi bina ve tesisler için imar planlarında
yer ayrılması veya bu amaçla değişiklik yapılması gerektiği takdirde,
Bakanlığın, valilik kanalı ile ilgili belediyeye talimat verebileceği veya
gerekirse imar planının resmi bina ve tesislerle ilgili kısmını re'sen yapacağı
ve onaylayacağı, 4. fıkrasında da Bakanlığın birden fazla belediyeyi
ilgilendiren imar planlarının hazırlanmasında, kabul ve onaylanması safhasında
ortaya çıkabilecek ihtilafları halledeceği, gerektiğinde resen onaylayacağı
hükme bağlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununda "kamu yapısı" veya
"resmi bina" tanımı yapılmamış, 5. maddenin son fıkrasında, bu Kanunda geçen
deyimlerin Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği belirtilmiştir.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanarak 2.11.1985 günlü, 18916 sayılı
Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve
Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinin
5. bendinde ve 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar
Yönetmeliğinin 16. maddesinin 20. bendinde Resmi Bina: "Genel, katma ve özel
bütçeli idarelerle, i! Özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca
sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun
verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerdir."
şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı maddenin 21. bendinde Umumi Bina: kamu hizmeti
için kullanılan resmi binalarla ibadet yerleri, özel eğitim, özel sağlık
tesisleri, sinema, tiyatro, opera, müze, kütüphane, konferans salonu gibi
eğlence yerleri, otel, özel yurt, işhanı, büro, pasaj, çarşı gibi ticari
yapılar, spor tesisleri, genel otopark ve buna benzer umuma ait binalar olarak
belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, ..., ... ada, ... parsel,
... ada, ... parsel ... ada, ... parsel sayılı taşınmazların ve 7046 sayılı imar
adasının bitişiğindeki taşınmazın cami alanı olarak belirlenmesi yolundaki
1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları değişikliğinin onaylanması yolundaki
22.6.1995 günlü, 462 sayılı ... Büyükşehir Belediye Meclisi kararının iptali
istemiyle ... Belediye Başkanlığınca dava açıldığı, Ankara 8. İdare Mahkemesince
1/5000 ölçekli nazım imar planına yönelik olarak keşif ve bilirkişi incelemesi
yaptırılmasına karar verildiği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ilişkin
olarak da yürütmenin durdurulduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı
değişikliğinin gerçekleştirilmesi konusunda ... Belediye Başkanlığı ile
Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında anlaşmazlık olması nedeniyle 3194 sayılı
Yasanın 9. maddesi uyarınca işlem tesisi için davalı Bakanlığa başvuru Üzerine
dava konusu işlem ile ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın cami ve müştemilat
alanı olarak 3194 sayılı Yasanın 9. maddesi uyarınca re'sen onanmasına karar
verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte
değerlendirilmesinden, cami binalarının kamunun ortak kullanımına ayrılmış
olmakla birlikte resmi bina değil, umumi bina tanımı içerisinde yer aldığı
görüldüğünden, dava konusu imar planının 3194 sayılı Yasanın 9. madddesi
uyarınca Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanmasında yetki yönünden hukuka
uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 3030 ve 3194 sayılı Yasa hükümleri
ile büyükşehir belediye sınırları içerisinde 1/1000 ölçekli uygulama imar
planlarını yapma veya değiştirme yetkisinin ilçe belediye meclislerine ait
olması, bu planların da büyükşehir belediye başkanınca onaylanacağı, büyükşehir
belediye başkanının konunun meclislerde tekrar görüşülmesini isteyebileceği,
meclislerin kararlarında ancak üçte iki çoğunlukla ısrar edebileceği ve bu
hallerde meclis kararlarının kesinleşmiş olacağı hükmünün Öngörülmesi ile
uygulama imar planı yapılması konusunda büyükşehir ile ilçe belediyeleri
arasında ihtilaf çıkması halinde çözüm yolunun gösterilmiş olması, 3194 sayılı
Yasanın 9. maddesinde Öngörülen birden fazla belediyeyi ilgilendiren ihtilaflar
kavramının da büyükşehir ve ilçe belediyelerini kapsamaması nedeniyle davalı
Bakanlığın bu hükmü dayanak göstermek suretiyle işlem tesisinde de mevzuata
uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline,
aşağıda dökümü yapılan 19.554.900.- lira yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari
Ücret Tarifesi uyarınca 520.000.000.- lira avukatlık ücretinin davalı idareden
alınarak davacıya verilmesine 4.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1999/2248
Karar No:2000/4203
ÖZETİ : Nazım imar planıyla parselasyon işleminin
sonuçlarını yaratacak nitelikte plan notu öngörülemeyeceği hk.-DD.105
Temyiz İsteminde Bulunan : ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ... Büyükşehir Belediye
Başkanlığı
Veki 1 i_________ ı Av. ...
İstemin Özeti : Ankara 4.İdare Mahkemesinin
23.12.1998 günlü. E:1997/ 1199. K:1998/1319 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın
onanması gerektiği savunulmakta-
dır.
Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu'nun Düşüncesi
; Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sevim Göle'nin Düşüncesi : Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare
mahkemesince verilen ka-rann dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında
anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle
idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik
hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava........................ 237 parsel sayılı
davacının hissedarı olduğu taşınmazı
da kapsayan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve plan
notlarının iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince, yaptırılan keşif ve
bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerin birlikte
değerlendirilmesinden: dava konusu kada5tral parselin, bölgeye ilişkin bir
önceki nazım imar planında özel mülkiyete tabi "ağaçlandırılacak alan"
kullanımında kaldığı, dava konusu nazım imar planı revizyonunda ise bu kesimdeki
kullanım kararı değişikliği doğrultusunda yine Özel mülkiyete de tabi
olabilecek ticari rekreasyon alanına alındığı. mevcut ağaçlık yapısı konumunun
dere yatağı bitişiğinde olması üzerinden enerji nakil hattı geçmesi gibi
durumlar değerlendirilerek nazım imar planı revizyonuy-la, ticari rekreasyon
alanı olarak belirlenmesinde, şehircilik ilkeleri, planlama esasları kamu yaran
ve bölge ihtiyaçları yönünden herhangi bir aykırılık görülmediği, düzenleme
ortaklık payı. kamu ortaklık payı niteliğindeki alanların 5 No.'lu plan notunda
belirtildiği üzere, kamuya (belediye veya ilgili yatırımca kuruluşa) bedelsiz
terki yapılmazsa tescil işleminin yapılamayacağına ilişkin zorlayıca plan kararı
özünde, planın uygulanmasını bir an önce hayata geçirilmesini amaçlamakta ise
de. yasal dayanağı olmayan bir bedelsiz terki Öngörerek zorlaması yönünden
hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle imar planına karşı açılan, davanın reddine,
planla getirilen notlardan kamu ortaklık payına konu kullanımlar kamuya
bedelsiz terkedilmeden tescil işleminin yapılamayacağı hükmünün iptaline karar
verilmiş, bu karar davacı tarafından imar planının şehircilik ve planlama
ilkelerine aykırı olduğu, plan notunun ise tümünün iptali gerekirken ■ kısmen
iptal edildiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Temyize konu idare mahkemesi kararının 1/5000
ölçekli nazım imar planına karşı açılan davamn reddine, yönelik bölümünde 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan
bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Davanın plan notuna yönelik bölümüne gelince;
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde; "Nazım
İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır
haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlemiş olarak çizilen ve arazi
parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin
gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli
yerleşme alanlarının gelişme yön ve
büyüklükleri
ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları
göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere
düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan
olarak tanımlanmıştır.
3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun
6-A/b maddesinde de büyük şehir nazım imar planlarını yapmak, yaptırmak ve
onaylayarak uygulamak görevlerinin büyük şehir belediyesine ait olduğu hükmüne
yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümlere göre,nazım imar
planlan. halihazır haritalar üzerine"çizilen ve ticaret, sanayi, konut ve yeşil
alan gibi bölgelerle iskan bakırından yoğun veya seyrek bölgeleri ve iskana
elverişli, iskana elverişli olmayan veya iskana izin verilmeyen bölgeleri,
topoğrafik özelliklerden faydalanma konularını, ulaşım sistemlerini ve bu gibi
ana hatları göstermek suretiyle arazi parçalarının kullanma şekillerini
belirleyen planlardır.
3194 sayılı Yasanın 18.maddesinin 1.fıkrasında,
imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya
diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın birbirleri ile. yol fazlaları
ile. kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye,
bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil,
hisseli veyakat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen
tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
Anılan yasa hükümlerine göre ilçe belediyelerinin
yetki alanında bulunan parselasyon işlemiyle amaçlanan; imar plam, plan raporu
ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı
düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve
derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alam katsayısı, arazinin
kullanma şekli, mülk sınırlan, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak
suretiyle üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmaktır.
Olayda, davacıya ait taşınmaz 1/5000 ölçekli dava
konusu planla ticari rekreasyon alanı olarak belirlenmiş, bu planla öngörülen
plan notlarının uyuşmazlık konusu 5. maddesinin mahkemece hüküm tesis edilmeyen
kısmında, plan onama sımrı içerisindeki tescile tabi olarak kuTlamm alanlarından
ticari rekreasyon. spor. belediye hizmet alam. eğitim vb.alanlar plan kapsamına
giren kadastral parsellerin tümünden eşit oranda kesintilerle oluşturulacaktır."
hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinde ilçe
belediyelerinin yetki alanı içinde olan arazi ve arsa düzenlemesinin hangi amaç
ve yöntemle yapılacağı belirlenmiştir. Nazım imar planlarım yapmakla yükümlü
olan davalı büyükşehir belediyesince yapılan dava konusu plana parselasyon
işleminin sonuçlarını yaratacak nitelikte plan notu hükümleri öngörülmesi
hukuka aykırıdır.
Bu durumda plan notlarının 5-. maddesinin tümünün
iptali gerekirken mahkemece sözü edilen düzenleme hakkında karar verilmeksizin
kısmen iptal edilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Ankara 4. İdare Mahkemesinin
23.12.1998 günlü, E:1997/1199, K:1998/1315 sayılı kararının imar planının
reddine yönelik bölümünün onanmasına, plan notuna yönelik kısmının
bozulmasına, dosyanın adı geçen
mahkemeye
gönderilmesine 22.6.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1999/2048
Karar No:2000/3233
ÖZETİ : Bir imar adasında imar planı uygulamasına
geçilip parselasyon yapılmadan 3194 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca belediye
taşınmazlarının satı1amayacağı hk.-DD.105
Temyiz İsteminde Bulunan : ... Belediye
Başkanlığı
Vekili_________ ı Av. ...
Karşı Taraf : ...
Vekili________ LAv. ...
İstemin Özeti -. Eskişehir İdare Mahkemesinin
14.10.1998 günlü. E:1998/ 283, K:1998/782 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı
olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın
onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu'nun Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi :
Temyiz'dilekçesinde öne sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp
idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler
karşısında anılan /kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle
idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADIMA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik
hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava, 208 ada. 24 parsel sayılı taşınmazın aynı
ada. 25 parsel sayılı taşınmazın sahibi bulunan davacı yerine 20 parsel sayılı
taşınmaz sahibine satışına ilişkin 3.12.1997 günlü. 47/575 sayılı belediye
encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince yaptırılan keşif
ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerden:
davacıya ait 25 sayılı parsel üzerinde belediyeye ait 24 sayılı parselden 3 m.
yan bahçe mesafesi bırakılarak bina yapıldığı, 27. 26. 25 sayılı parsellerin
bulunduğu ... Caddesinde yapılaşmanın tamamlandığı. 20 parsel sahibine de tek
yönlü imar çapma göre inşaat ruhsatı verildiği, halen 2.bodrum katı yapılan
inşaatın ... Caddesine göre 24 sayılı parselle arasında 6 m. kot farkı olduğu,
imar planına göre ... Caddesinin 15 metrelik imar yolu olması sebebiyle plan
uygulamasına geçilerek bu yol açıldı -
ğında
26. 25, 24 sayıli parsellerin bir bölümü ve 23 sayılı parselin tamamının
imar yolunda kalacağı, belediyenin ise kadastral
parsel özerinden satış işlemini yaptığı imar adası mn könuml arı itibariyle 25
sayılı parselin yola giden kısmı île 24 sayılı parseli değiştirme imkanımn
bulunduğu, bu ada içinde parselasyon işlemi ile 24 ve 20 sayılı parsellerin
tevhid işlemi yapılmadan inşaat ruhsatının verildiği, dolayısıyla 20 sayılı
parselde yapılan inşaata yoldan (... Caddesi) cephe açabilmek ve otopark
girişini bu caddeden sağlayarak otopark yönetmeliğinde öngörülen alanın
sağlamaya çalışıldığı, sonuç olarak 208 adanın konumu ve yapılaşma durumu
dikkate alınarak İmar Kanunu'na göre 24 sayılı parselin davacıya satışı daha
uygun olduğundan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle
iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 17. maddesinin 1.
fıkrasında "Belediye veya valilik, kendi malı olan veya imar planlarının tatbiki
sonucu kamulaştırmadan artan parçalarla, istikameti değiştirilen veya kapanan
yol ve meydanlarda hasıl olan sahalardan müstakil inşâata elverişli olmayan
parçaları, bitişiğindeki arsa veya bina sahibine bedel takdiri suretiyle satmak,
gayrimenkul sahiplerinin yola giden yerlerden dolayı tahakkuk eden
istihkaklarını bedel takdiri suretiyle değiştirmek ve komşu gayrimenkul sahibi
takdir edilen bedelle satın almaktan imtina ederse, şuyulandınp satmak
suretiyle imar planına uygunluğunu temin eder" hükmü yer almıştır.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu
düzenlenen raporda, 208 sayılı imar adasında 27. 26, 25. 24 ve 23 sayılı
parsellerin ... Caddesinden cephe aldığı; 16, 17, 18. 19, 20 parsellerin ise ...
Caddesinden cephe aldıkları. 21 ve 29 sayılı parsellerin ise her iki yola
cepheli olduğu, imar planı incelendiğinde imar adasındaki yapılaşmanın
kadastral paftadaki oluşuma göre şekillendiği, 27, 26, 25 sayılı parseller
üzerindeki binaların ... Caddesinden cephe olarak oluşumlarını tamamladıkları,
davacıya ait 25 parsel üzerinde 4 katlı bina olduğu, bu parseldeki inşaatın
belediyeye ait 24 sayılı parselden 3 m. yan bahçe mesafesi bırakılarak
tamamlandığı, 20 sayılı parsele belediyece verilen 20.11.1997 günlü, 156 sayılı
imar çapına göre cephesinin ... Caddesi olduğu dava kotlusu işlemle belediye
taşınmazının bu parsele satılmasıyla ... Caddesine cephe açılması sağlanarak
otopark girişinin bu caddeden verildiği imar planına göre ... Caddesinin 15.00
m. lik imar yolu olması sebebi ile plan uygulamasına geçildiğinde 26, 25. 24
sayılı parsellerinin bir bölümü ile 23 sayılı, parselin tamamının imar yoluna
isabet edeceği belirtilmektedir.
İdarece imar adasındaki tüm işlemler dolayısıyla
dava konusu satış işlemi imar planı dikkate alınmaksızın kadastral parsellere
göre yapılmıştır. Oysa da-1 vacıya ait taşınmazın bir kısmı ile 20 sayılı
parsele satışına karar verilen 51 m2.1ik belediyeye ait 24 sayılı parselin bir
kısmı planda Öngörülen imar yolunun açılmasıyla 15 metrelik yolda kalacaktır.
Bunun sonucunda da idarece.satılan taşınmazın yolda kalan kısmının bu kez
kamulaştırılması gerekecektir.
Bir imar adasında imar planı uygulamasına geçilip
parselasyon işlemi yapılmadan 3194 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca
belediye taşınmazlarının satı-. şı yolunda işlem tesis edilmesi mümkün değildir.
Bu durumda idarece kadastral parsellere göre
yapılan uygulama hukuka ay-
kırı
olduğundan iptali yolundaki mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik
görülmemiştir.
Temyize konu Eskişehir İdare Mahkemesinin
14.10.1998 günlü. E:1998/283, K:1998/782 sayılı kararının yukarıda belirtilen
gerekçeyle onanmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 23.5.2000
gününde oybirliğiyle karar verildi
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2001/6965
Karar No : 2003/196
Özeti : 4 ayrı parseli ifraz ve tevhid amacını
taşıyan işlem parselasyon işlemi niteliğini taşımadığından parsel maliklerinin
muvafakatinin alınması gerektiği hk.-DKD.1
Temyiz
isteminde Bulunan : ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf
: ... Belediye Başkanlığı
Vekili :Av. ...
İstemin Özeti
: İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 30.4.2001
günlü, E:2000/20, K:2001/561 sayılı kararının usul
ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :
Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun
Düşüncesi : Temyiz
İsteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Cavit Zeybek'in
Düşüncesi : Davacı tarafından
dava açılmadan önce delil tespiti mahiyetinde keşif
ve bilirkişi İncelemesi yapılmış olunması, mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi
incelemesi sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda bu rapordan kısmi olarak
bahsedilmesi ve uyuşmazlıkla ilgili olarak işlem dosyasının incelenmemesi
karşısında, mahkemece davanın reddi yolunda verilen karar yerinde değildir.
Bu nedenle, kararın bozulmasına karar verilmesi
gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK. MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava, ..., ..., ... pafta, ... ada,... parsel
sayılı davacıya ait taşınmazın komşu ...,... ve ... parsel sayılı taşınmazlarla
tevhit ve ifrazına ilişkin 23.3.1999 günlü, 668 sayılı belediye encümeni
kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, mahallinde yaptırılan
keşif ve bilirkişi İncelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi
ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, bölgede daha önce yapılan
parselasyon işlemi sonucunda ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının
komşu parsellere tecavüzlü durumda bırakıldığının belirtilmesi üzerine, fiili
duruma ve imar planına uygun biçimde ifraz ve tevhit yapılarak yeni parseller
oluşturulduğu ve parselasyon işlemi sırasında yapılan maddi hatanın giderildiği
anlaşıldığından, işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu yerde
daha önce 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan parselasyon işlemi sırasında ...
parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan üçüncü kişiye ait yapının kısmen ...
parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığının belirlendiği ... parsel sayılı
taşınmazın malikinin müracaatı üzerine, yeni oluşan ..,,..., ... ve ... parsel
sayılı taşınmazların zemin durumuna göre dava korusu işlem ile ifraz ve tevhide
tabi tutulduğu ve bu işlemin tesis edilmesi sırasında davacının muvafakatinin
alınmadığı anlaşılmaktadır.
Parselasyon işlemlerine ilişkin genel düzenlemeler
içeren İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi
ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin 3. ve 4, fıkrasında
belirlenen düzenleme sahasının bir müstakil İmar adasından daha küçük
olamayacağı, ancak imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir
şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle yeniden düzenlenmesine ihtiyaç
bulunmaması ve diğer kısmında bir kaç taşınmaz malın tevhit ve ifraz yoluyla
imar planı ve İmar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün
olduğu
hallerde, adanın geri kalan kadastro parsellerinin
müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebileceği, aynı Yönetmeliğin ifraz
ve tevhit işlemleri başlıklı 15. maddesinde ise arazi ve arsa düzenlemesi
yapılmış imar adalarındaki bir veya birkaç parselde, meskun alanlardaki kadastro
parsellerinde, maliklerin müracaatı üzerine imar planı ve mevzuatına uygun olmak
şartıyla ifraz ve tevhit işlemleri yapılabileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığın anılan kurallarla birlikte
değerlendirilmesinden, komşu parsel malikinin istemi üzerine tesis edilen ve
dört ayrı parselin ifraz ve tevhidi amacını taşıyan dava konusu işlemin
parselasyon İşlemi değil, ifraz ve tevhit işlemi niteliğini taşıdığı sonucuna
varılmıştır.
Bu nedenle, taşınmaz sahiplerinin tamamının
muvafakati olmaksızın tevhit ve ifraz işlemi gerçekleştirilemeyeceğinden,
davacının muvafakati alınmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata
uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış, İdare Mahkemesi kararında isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 6. İdare
Mahkemesinin 30.4.2001 günlü, E:2000/20, K:2001/561 sayılı kararının
BOZULMASINA, ..., dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 14.1.2003 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
imar hukukçusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-06-04 (4068 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|