ÖZET:Davacının
imar durumunu istemesi üzerine gönderilen taşınmazın durumunu gösteren plan
paftası bir uygulama işlemi olduğundan bu işlemin dayanağı düzenleyici işlem
olan imar planının iptali istemiyle süresinde açılan davanın esasının
incelenmesi gerektiği hk.
Dosyanın incelenmesinden, davacının taşınmazına
ait imar durumu ve plan değişikliğine ait meclis kararının verilmesi istemiyle
yaptığı 18.3.2002 günlü başvurusu üzerine plan değişikliğine ilişkin plan
paftasının ve belediye meclis kararını 26.3.2002 günlü üst yazıyla davacıya
gönderildiği anlaşıldığından taşınmazının plandaki durumunun bildirilmesine
ilişkin imar planın uygulanması niteliğindeki bu işlem üzerine (3.4.2002
tarihinde) açılan davanın süresinde olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle BOZULMASINA.
ÖZET: İmar planı değişikliğine izaleyi şuyu
davası üzerine muttali olunduğu anlaşıldığından, bu işlemin bir uygulama olduğu
gözetilmeksizin plan değişikliğine karşı açılan davanın mahkemece süre aşımı
yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği hk.
Dava, taşınmaz maliklerinin meclis kararıyla
onanan 1/1000 ölçekli imar planının, parsellerine ilişkin bölümünün iptali
istemiyle açılmış idare mahkemesince, Trabzon'un mevcut 1/1000 ölçekli planında
meclis kararıyla yapılan değişikliklerin sırasıyla 30.6.1988-30.7.1988 ve
9.1.1989-9.2.1989 tarihleri arasında asılmak suretiyle ilan edildiği, bu süreler
sonucunda 1/1000 ölçekli imar planının kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacılar
vekilinin dilekçesinde 9.1.1989 onaylı 1/1000 ölçekli imar planının iptalini
istediği, ancak plana itirazdan yahutta bu konuda düzenleyici işlemi müteakip
başvuru sonucunda tesis edilen bir uygulama işleminden söz etmediği, konunun
mahkemece ara kararıyla da araştırılması sonucu, idarece verilen cevabın da bu
hususu doğruladığı, düzenleyici işlemlere karşı düzenleyici işlemin ilan
tarihini izleyen altmış gün içinde dava açılması gerektiği, bu davada ise
9.1.1989 tarihinden itibaren asılmak suretiyle ilan edilen plana karşı 12.9.1990
tarihinde dava açıldığı gerekçesiyle, süre aşımı yönünden reddedilmiş, bu karar
davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun dava
açma süresini düzenleyen 7.maddesinin 4.fıkrasında "ilanı gereken düzenleyici
işlemler de dava süresi ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu
işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem
yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal
edilmemiş olması ve bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz" hükmü
yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıların iptalini
istediği 1/1000 ölçekli plan değişikliğini, sulh hukuk mahkemesinde açılan
izaleyi şuyu davasıyla öğrendiği ve bunun üzerine bu davayı açtıkları mahkemece
sulh hukuk mahkemesinde açılan davaya esas olan izaleyi şuyunun bir uygulama
işlemi olduğu ve buna göre davanın süresinde açıldığı gözetilmeksizin davanın
süreaşımı yönünden reddinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Trabzon İdare Mahkemesi
kararının bozulmasına karar verildi.
ÖZET:
Onaylı imar planının iptali
istemiyle son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük süre geçtikten çok
sonra ve herhangi bir uygulama işlemi tesis edilmeksizin açılan davanın süre
aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği hk.
Düzenleyici işlem niteliğinde olan imar planına karşı, planın 3194 sayılı
Yasanın 8. maddesi uyarınca yapılan ilanın son gününü izleyen günden itibaren 60
gün içinde ya da imar planı uyarınca uygulama işlemi tesis edilmesi halinde bu
işlemin tebliğ tarihini tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde dava
açılması mümkündür.
Uyuşmazlık konusu olayda ise, 21.05.1990 onaylı imar planının iptali istemiyle
açılan bu davanın son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük süre
geçtikten çok sonra ve herhangi bir uygulama işlemi tesis edilmeksizin
09.06.1997 gününde açıldığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle
reddedilmesine ilişkin idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik
görülememiştir.
ÖZET:İmar planının askı
tarihinden itibaren uzun bir zaman geçtikten sonra imar planının
değiştirilmesine yönelik yapılan itirazın reddi üzerine sadece imar planının
iptali istemiyle açılan davada süre aşımı bulunduğu hk.
Davacı tarafından davalı idareye yapılan
başvurulara davalı idarece verilen 20.3.2000 günlü, 318 sayılı cevap üzerine
5.5.200 tarihinde bakılmakta olan dava açılmış ise de, davacı tarafından da
16.6.1998 günlü, 23 sayılı belediye meclisi kararı ile kaldırılan 7 metrelik
yolun tekrar imar palın değişikliği yapılarak yeniden imar planında öngörülmesi
amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 10. maddesi kapsamında
yapılan başvuru üzerine davalı idarece tesis edilen işlem değil , yolun
kaldırılmasına ilişkin 16.6.1998 günlü, 23 sayılı belediye meclisi kararının
iptali istendiğinden anılan imar planı değişikliğine ilişkin belediye meclisi
kararının askıya çıkartıldığı 16.6.1998-15.7.1998 tarihleri arasında imar planı
değişikliğine karşı itirazda bulunulmadığından, asık tarihinin son gününden
itibaren 60 gün geçirilerek 5.5.2000 tarihinde açılan davada süreaşımı
bulunduğu açıktır.
ÖZET: İdarece kamulaştırma kararının dayanağı
olarak gösterilen planın, kamu laştırma kararı ile birlikte dava konusu
edilebileceği hk.[5]
Muğla-Sarıgerme turizm sınırları içinde bulunan
taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı işlemi ile bu
işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılan davada
idare mahkemesince, 2634 sayılı turizm teşvik kanununun 8.maddesi uyarınca
turizm alanlarında kalan taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin işlemlere
karşı idari yargıda dava açma olanağı bulunmadığından, davanın bu bölümünün
incelenmeksizin reddine, davanın 1/5000 ölçekli nazım imar planına yönelik
bölümünün ise, nazım imar planlarının, uygulama planlarının yapımına esas olmak
üzere hazırlanan planlar olduğu, davacının menfaatini doğrudan ihlal etmediği
nedeniyle ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Temyiz incelemesi sonucu Danıştay Altıncı
Dairesince ... sayılı kararla, olay tarihinde yetkili bulunan Turizm İşleri
Yüksek Koordinasyon Kurulu tarafından kabul edilip, 6.9.1982 günlü 17804 sayılı
Resmi Gazetede yayınlanarak kesinleşen Muğla-Sarıgerme turizm alanı sınırları
içinde kalan taşınmazın 29.6.1984 gününde Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca
onaylanan, yöreyle ilgili 1/5000 ölçekli plan uyarınca kamulaştırıldığı ve
arazinin kullanılış biçimi ile ilgili kararları içeren bu
planın iptalini istemekte davacının menfaatinin bulunduğu ayrıca dava
dilekçesinde kamulaştırma işlemi ve bunun dayanağı olan düzenleyici işlemlerin
iptali istendiğinden imar planının yanısıra yörenin turizm alanı olarak
belirlenmesine ilişkin işlemlerin de dava konusu edildiği belirtilerek, davanın,
yörenin turizm alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlem ile imar planına
yönelik bölümünün sonuçlandırılmasından sonra kamulaştırmaya yönelik bölümü
hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek ve dava konusu plan yönünden
bayındırlık ve iskan bakanlığı da davalı konumuna alınarak yeniden inceleme
yapılmak üzere, idare mahkemesi kararı bozulmuştur.
İdare mahkemesi, Danıştay Altıncı Dairesinin
bozma kararına uymayarak, dava açıldığı tarihte, taşınmazın turizm alanı içinde
kaldığı bilinmesine rağmen davacı tarafın vermiş olduğu dilekçelerde yörenin
turizm alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlemin dava konusu edildiğine
ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmediği, yargı yerinin de davacı yerine
geçerek işlemin dayanağı düzenleyici işlemin var olup olmadığı ya da işlemle
ilgileri konusunda yoruma ve varsayımlara dayanarak tespit yapmasının mümkün
olmadığı gerekçesiyle, ilk kararında ısrar etmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Kültür ve Turizm
Bakanlığı oluru ile kamulaştırma çalışmalarına başlanıldığı, Kültür ve Turizm
Bakanlığı adına, Köyceğiz Kaymakamlığınca 2.5.1986 tarihinde davacıya noter
aracılığı ile tebliğ edilen kamulaştırma kararında, taşınmazın 2992 sayılı Kanun
uyarınca kamulaştırılmasının kararlaştırıldığı, durumun anılan Kanunun
13.maddesi uyarınca duyurulduğu ve 14.maddesi uyarınca dava açılabileceğinin
hatırlatıldığı, kamulaştırma kararı ekinde gönderilen makam onayında da
kamulaştırmanın sebebinin "Sarıgerme- turizm alanı içinde bulunan taşınmazların
mülkiyet bütünlüğünü sağlamak" olarak ifade edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, bu tebligat üzerine kamulaştırma işlemi
ile bu işleme dayanak oluşturan düzenleyici işlem ve planın iptali istemiyle
dava açmıştır.
İdare savunmalarında, kamulaştırılan taşınmazın
6.9.1982 günlü 17804 sayılı Resmi Gazetede ilan edilen Muğla-Sarıgerme turizm
alanı içinde kaldığı, turizm alanına ait 1/5000 ölçekli imar planının 29.6.1984
tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanarak yürürlüğe girdiği
kamulaştırma işleminin bu plana göre yapıldığı ve ayrıca kamu yararı kararı
alınmasına gerek olmadığı belirtilmektedir.
Bu hale göre davada, Kültür ve Turizm
Bakanlığının kamulaştırma işlemi ile birlikte bu işlemin dayanağı işlemlerin ne
olduğu bilinmekte ve idare mahkemesinin, ısrar kararında belirttiği "davacı
taraf yerine geçerek yoruma ve varsayımlara dayalı tespit yapması" durumu
bulunmamaktadır.
Dava konusu edilen kamulaştırma kararının
dayanağı bizzat davalı idare tarafından da 29.6.1984 günlü plan olarak ifade
edildiğinden ve kamulaştırma işleminin bu plana dayandığı anlaşıldığından,
kamulaştırma kararı ile birlikte iptali istenilen plan ile davacının menfaat
alakasının bulunduğunda kuşku yoktur.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin
kabulü ile idare mahkemesi ısrar kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma
kararı doğrultusunda bozulmasına karar verildi.(Dan-Der; Sayı:76-77)
ÖZET: Askeri Güvenlik
Bölgesinin imar planına işaretlenmesi istemiyle yapılan başvurunun cevap
verilmeyerek reddedilmesine ilişkin davalı idare işleminin iptal istemiyle
açılan davada, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesine göre idarenin yanıtlarının
kesin olmaması durumunda ilgilinin bu yanıtları istemin reddi sayarak dava
açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceğinin, bu takdirde dava açma
süresinin işlemeyebileceğinin ve bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren
altı ayı geçemeyeceğinin kurala bağlandığı hk.
Dava, Askeri Güvenlik Bölgesinin imar planına
işaretlenmesi istemiyle yapılan 17,9,1999 günlü başvurunun cevap verilmeyerek
reddedilmesine ilişkin davalı idare işleminin iptal istemiyle açılmış, İdare
Mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesinde idarenin yanıtlarının kesin
olmaması durumunda ilgilinin bu yanıtları istemin reddi sayarak dava açabileceği
gibi, kesin cevabı da bekleyebileceğinin, bu takdirde dava açma süresinin
işlemeyebileceğinin ve bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı
geçemeyeceğinin kurala bağlandığı, uyuşmazlık konusu olayda, davacının 17.9.1999
günlü başvurusu üzerine idarece verilen 1.10.1999-18.11.1999-12.4.2000ve
31.5.2000 günlü yanıtların kesin bir nitelik taşımadığı, davacının bu yanıtları
istemin reddi sayarak dava açmadığı gibi 17.9.1999 gününden itibaren hesaplanan
altı aylık bekleme süresi geçtikten çok sonra 12.7.2000 gününde bu davayı açtığı
anlaşıldığından, süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın 2577 sayılı yasanın
15/1-b maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından
temyiz edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle ONANMASINA.
ÖZET:
İmar planına karşı son ilan tarihini
izleyen günden itibaren altmış günlük yasal dava açma süresi içinde dava
açılması gerektiği ve özel hukuk alanında tesis edilen kira sözleşmesinin feshi
ile taşınmazın tahliyesi için adli yargı yerinde dava açılması yolunda irade
beyanında bulunulmasına ilişkin işlemin düzenleyici işlem olan imar planın
uygulama işlemi olmadığından bu şekildeki işlemin tebliği üzerine imar planına
karşı dava açma süresinin yeniden başlatılamayacağı hk.
Dava, davacının işleticisi bulunduğu İzmir
uluslar arası Fuarı içerisindeki işyerini de kapsaya alanda belediye meclisinin
… günlü … sayılı kararı ile kabul edilerek 20.5.1992 günü onaylanan 1/1000
ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince,
tahliye işlemlerine başlanması için tesis edilen 2.5.2000 günlü, 609 sayılı
Büyükşehir belediye encümeni kararının davacıya tebliğ edildiği 19.5.2000
gününde davacının uygulama imar planından haberdar olduğundan, bu tarihten
itibaren altmış gün içinde dava açılması gerekirken 23.3.2001 tarihinde açılan
davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine kara
verilmiş; bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya ile Danıştay Altıncı Dairesinin
E:2002/5393 sayılı dosyalarının birlikte incelenmesinden, 11.11.1991 günlü, ….
sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilerek belediye başkanı tarafından
20.5.1992 günü onaylanan dava konusu 1/100 ölçekli uygulama imar planının
6.7.1992-6.8.1992 tarihleri arasında askıya çıkartılarak ilan edildiği, İzmir
Uluslararası Fuarı ve Kültürpark Düzenleme Projesi kapsamında kültürpark ve
rekreasyon alanı olarak belirlenen alan sınırları içindeki yapılarda kiracı
olanların kira akitlerinin feshine ve tahliyeleri için görevli yargı
mercilerinde dava açılması yolunda İzmir Büyükşehir Belediye Encümeni tarafından
2.5.2000 günlü, 609 sayılı kararın alındığı, bu kararın idarenin işlemi olduğu,
işlemle özel hukuk alanında kira sözleşmesinin tarafı olarak bu sözleşmesinin
feshi ile taşınmazın tahliyesi için adli yargı yerinde dava açılması yolunda
irade beyanında bulunulduğu, ancak idari işlem kimliği taşımadığı, idarenin bu
işlemi uyarınca açımlan davanın da düzenleyici işlem olan imar planının
uygulama işlemi olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu uygulama imar planına
karşı son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış günlük yasal dava açma
süresi içinde dava açılmaması nedeniyle davanın süre yönünden reddine ilişkin
mahkeme kararı sonucu itibariyle yerinde bulunmaktadır.
Açıklana nedenlerle …. kararının yukarıda
belirtilen gerekçe ile ONANMASINA.
ÖZET: Adliye mahkemesince verilen görevsizlik
kararının tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dava açılması gerektiği,
görevsizlik kararının tefhimi tarihinin süre başlangıcı olarak kabul
edilemeyeceği hk.
Dava, taşınmazda yapısı bulunan davacı derneğe
tapu tahsis belgesi verilmesi isteminin reddi yolundaki davalı idare işleminin
iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince davacı derneğin aynı istemle açtığı
davanın görev yönünden reddedildiği, bu kararın Asliye Hukuk Mahkemesinde
6.2.1986 gününde davacı vekiline tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 30 gün
içinde idari dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 17.6.1987
gününden açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle süreden reddedilmiş, bu
karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
9.maddesinde çözümlenmesi idare mahkemelerinin görevine girdiği halde adli veya
askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde
bu husustaki kararların ve bunlara karşı kanun yolları varsa süresi içinde olmak
koşuluyla bu yollara başvurulması üzerine verilen kararların tebliğ tarihini
izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği
kurala bağlanmıştır.
Değinilen yasa maddesinde, görevli olmayan adli
yargı merciilerine açılan davaların görev noktasından reddi halinde görevli
idari yargı merciine dava açılabilmesi için öngörülen 30 günlük sürenin
başlangıcı adli yargı kararının tebliğ tarihi olarak belirtilmiş, bunun dışında
ilgilinin görevsizlik kararını başka suretle öğrenmesi hususu maddede yer
almamıştır.
Öte yandan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun
392.maddesinde "karar tahrir ve imza olunduktan sonra suretleri bir hafta içinde
başkatip tarafından iki taraftan herbirine makbuz mukabilinde verilir"
393.maddesinde de "müddetler ilamın iki taraftan herbirine verildiği tarihten
başlar" hükmü yer almaktadır.
[9]
Olayda, davacı derneğin tapu tahsis belgesi
verilmemesi işlemine karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın anılan
mahkemenin 6.2.1986 günlü, kararıyla görevsizlik nedeniyle reddedildiği, bu
kararın 2.6.1987 tarihinde davacı vekiline tebliği üzerine yasada belirlenen 30
günlük süre içerisinde idare mahkemesinde 17.6.1987 gününde aynı istekle bu
davayı açtığı anlaşılmış olup, görevsizlik kararının tefhim tarihi olan 6.2.1986
gününün 30 günlük sürenin başlangıcı olarak ele alınmak suretiyle davanın süre
aşımı yönünden reddinde usul ve yasaya uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, işin esasının incelenerek
karara bağlanmak üzere temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasına karar
verildi. (Dan-Der; Sayı:76-77)
ÖZET: Asliye Hukuk Mahkemesine dava süresi içinde
verilen dava dilekçesinin idare mahkemesine ulaşmamasının davanın süreden
reddinie gerektirmediği hk.
Dava, taşınmazıda kapsayan alanda yapılan arsa
düzenlemesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış,
idare mahkemesince; 2577 sayılı Yasanın 7.maddesinde, dava açma süresinin özel
kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemesinde altmış gün
olduğunun, yine aynı yasanın 6/1.maddesinde ise, idare mahkemesi başkanlıklarına
veya 4.maddede yazılı yerlere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri
alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısının
dilekçenin üzerine yazılacağı, davanın bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış
sayılacağı hükümlerine yer verildiği, uyuşmazlık konusuu işlemin davacıya
16.7.1992 gününde tebliğ edildiği, bu işlemin iptali istemiyle (60) günlük dava
açma süresi geçirildikten sonra 16.3.1993 gününde dava açıldığı, diğer taraftan,
davacı vekilince 30.7.1992 gününde asliye hukuk mahkemesine verilen dilekçe ile
dava açıldığı iddia edilmekle ise de, anılan dilekçe mahkemelerine gelmediğinden
bu tarihte dava açıldığının kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın
2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı yönünden reddine karar
verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı 16.7.1992
gününde kendisine tebliğ edilen işleme karşı 30.7.1992 günlü dava dilekçesini
idare mahkemesine gönderilmek üzere asliye hukuk mahkemesine verdiğini, ancak,
kendi insiyatifi dışında postadaki aksaklık yüzünden dilekçesinin idare
mahkemesine ulaşmadığını iddia ettiği ve dava dilekçesine ekli olarak harç pulu
yevmiye defteri ile yine asliye hukuk mahkemesinin muhabere defterinin ilgili
sayfalarının fotokobilerini sunduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, idare mahkemesince davacı tarafından
sunulmuş olan asliye hukuk mahkemesi defter kayıtlarındaki bilgiler ile davacı
iddialarının yerinde olup olmadığı araştırılarak yeniden karar verilmesi
gerektiğinden davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki kararda isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İzmir 2.İdare
Mahkemesinin, 22.6.1993 günlü 1993/550 sayılı kararının bozulmasına karar
verildi.
ÖZET: İmar planlarına
karşı askı süresi içinde itiraz edilmeyen hallerde son ilan tarihini takip eden
60 günlük dava açma süresi içinde açılmayan davanın süreaşımı nedeniyle reddi
gerektiği hk.
Dosyanın incelenmesinden, dava
konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının 18.1.2000-17.2.2000 tarihleri
arasında askıda kaldığı, davacının plana itiraz etmediği, 4.7.2000 tarihinde de
dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, son ilan tarihini
takip eden 60 günlük dava açma süresi içerisinde açılmayan davada süreaşımı
bulunduğundan esasının incelenmesine ilişkin mahkeme kararında isabet
bulunmamaktadır.
ÖZET: Uyuşmazlığa konu
imar planı değişikliğinin onay tarihinden itibaren ilan edilmediği dolayısıyla
ortada davacı yönünden kesin ve uygulanabilir nitelikte bir imar planının
bulunmadığı, dolayısıyla usulüne göre kesinleşmeyen plana karşı açılan davada
süreaşımından söz edilemeyeceği hk.
İdari bir işlemin hukuksal
sonuçlar yaratabilmesi ve dava konusu olabilmesi için kesinleşmesi
gerekmektedir. Nitekim 2577 sayılı Yasanın 14. maddesinin 3/d bendinde de idari
davaya konu olabilecek işlemlerin kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemler olması
gerektiği öngörülmüştür.
Belediye meclisince kabul
edilmekle yürürlüğe girdiği3194 sayılı Yasanın 8’inci maddesinde belirtilen imar
planlarının kesinleşmeleri için aynı madde hükmü uyarınca bir ay süreyle askıya
çıkarılmak suretiyle ilan edilmeleri gerekmektedir.
Dava konusu olayda ise
uyuşmazlığa konu imar planı değişikliğinin onay tarihinden itibaren ilan
edilmediği dolayısıyla ortada davacı yönünden kesin ve uygulanabilir nitelikte
bir imar planının bulunmadığı anlaşıldığından İdare Mahkemesince davanın bu
nedenle reddi gerekirken süreaşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararda
isabet görülmemiştir.
ÖZET: Askı süresi içinde
itiraz edilmeyen imar planlarına karşı dava açma süresini son ilan tarihini
izleyen günden itibaren başlayacağı hk.
Dosyanın incelenmesinden, 6.6.1997 günlü, 41 sayılı belediye meclisi kararı ile
onanan revizyon imar planının 9.6.1997-9.7.1997 tarihleri arasında askıya
çıkartıldığı askı süresi içinde itiraz edilmediği, 6.3.2000 tarihinde bakılmakta
olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu
durumda, … parsel sayılı taşınmazla ilgili revizyon imar planına karşı son ilan
tarihi olan 9.7.1997 tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük yasal dava açma
süresi içinde açılması gerekirken, bu süre geçirilerek 6.3.2000 tarihinde açılan
davada süreaşımı bulunduğundan, İdare Mahkemesince dava konusu revizyon imar
planının iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle BOZULMASINA.
ÖZET: Askı süresi içinde imar
planına yapılan itiraz üzerine, son askı gününden itibaren 60 gün içerisinde
cevap verilmediği hallerde isteğin reddedilmiş sayıldığından, ikinci 60 gün
içerisinde dava açılması gerekirken bu süreler aşılarak idarece daha sonraki bir
tarihte verdiği cevap üzerine açılan davada süre aşımı bulunduğu hk.
Dosyanın incelenmesinden, 17.10.1996 günlü, 463 sayılı Büyükşehir belediye
meclisi kararı ile kabul edilen dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının
18.11.1996 tarihinde ilan için askıya çıkartıldığı, davacıların ilan süresi
içerisinde 26.11.1996 ve 27.11.1996 tarihlerinde plana itiraz ettikleri,
28.2.1997 günlü, 99 sayılı Büyükşehir belediye meclisi kararı ile itirazların
reddedilmesi üzerine davanın 28.7.1997 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu
durumda davacının ilan süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine son ilan
tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek istek
reddedilmiş sayıldığından, bu tarihi izleyen 60 günlük dava açma süresi
geçirildikten sonra 28.7.1997 tarihinde açılan davada süreaşımı bulunmaktadır.
Bu
nedenle idare mahkemesince davanın esasısın incelenerek dava konusu işlemin
iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
ÖZET: Davacının başvurusu
üzerine imar planının uygulanması niteliğindeki plan değişikliğine ilişkin plan
paftasının tebliği üzerine 60 günlük seri içerisinde açılan imar planının iptali
istemine ilişkin davada süreaşımının bulunmadığı hk.
Dosyanın incelenmesinden,
davacının taşınmazına ait imar durumu ve plan değişikliğine ait meclis kararının
verilmesi istemiyle yaptığı 18.3.2002 günlü başvurusu üzerine plan değişikliğine
ilişkin plan paftasının ve belediye meclis kararının 26.3.2002 günü üst yazıyla
davacıya gönderildiği anlaşıldığından taşınmazın plandaki durumunun
bildirilmesine ilişkin imar planının uygulanması niteliğindeki bu işlem üzerine
açılan davanın süresinde olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle
BOZULMASINA.
ÖZET: İmar planlarına
karşı askı süresi içinde itiraz edilmeyen hallerde son ilan tarihini takip eden
60 günlük dava açma süresi içinde açılmayan davanın süreaşımı nedeniyle reddi
gerektiği hk.
Dosyanın incelenmesinden, dava
konusu imar planı değişikliğinin 13.2.2001–14.3.2001 tarihleri arasında ilan
edildiği davacıların plana itirazının bulunmadığı ve davanın imar planı
değişikliği işleminin iptali istemiyle 1.10.2001 gününde açıldığı
anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu imar
planı değişikliğine ilan tarihi içerisinde itiraz edilmesi veya ilan tarihini
izleyen 60 gün içinde dava açılması gerekirken, bu süreler geçirilerek 1.10.2001
gününde açılan davanın süreaşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmadığından
temyize konu idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
ÖZET: İmar planları ile
değişikliklerini onama, gerekse imar planları ile değişikliklerini karşı yapılan
itirazları inceleyerek karara bağlama görevi belediye ve mücavir alanlarında
belediye meclisine ait bulunduğundan, bu organ dışındaki organ veya makamlarca
bu kapsamdaki işlemler konusunda hukuki sonuç doğuracak şekilde işlem tesis
edebilecekleri yolunda değerlendirme yapılması mümkün olmadığı, dolaysıyla imar
planı değişikliğine karşı askı süresi içinde yapılan itirazı inceleyerek karara
bağlamaya yetkili olmayan makam tarafından verilen cevabın 3194 sayılı Yasanın
8. maddesine göre dikkate alınamayacağı, bu durumda, imar planı değişikliği
işlemine karşı yapılan itirazın yetkili organca yanıtlanmayarak reddi üzerine
dava açma süresi içinde açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesi
gerekirken süre yönünden reddi yolunda ki karada isabet bulunmadığı hk.
İmar planları ile
değişikliklerini onama, gerekse imar planları ile değişikliklerini karşı yapılan
itirazları inceleyerek karara bağlama görevi belediye ve mücavir alanlarında
belediye meclisine ait bulunduğundan, bu organ dışındaki organ veya makamlarca
bu kapsamdaki işlemler konusunda hukuki sonuç doğuracak şekilde işlem tesis
edebilecekleri yolunda değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden, …
sayılı parseli kapsayan alanda imar planı değişikliği yapılmasın ilişkin
14.6.2000 günlü, 179 sayılı belediye meclisi kararının 27.9.2000 günü Büyükşehir
belediye başkanı tarafından onaylanması üzerine 27.9.2000 ile 27.20.2000 günleri
arasında ilan edildiği, davacı idare tarafından bu düzenleyici işleme karşı
26.20.2000 günü itiraz edildiği, ancak belediye meclisince itirazın incelenerek
karara bağlanmadığı, Belediye Başkanlığının 21.11.2000 günlü, 7388 sayılı yazısı
ile cevaplandırıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu imar planı
değişikliğine karşı askı süresi içinde yapılan itirazı inceleyerek karara
bağlamaya yetkili olmayan makam tarafından verilen cevabın 3194 sayılı Yasanın
8. maddesine göre dikkate alınması mümkün olmadığı gibi, olayda itiraza konu
istemin cevap verilmemek suretiyle reddi yolunda tesis edilen işleme karşı
13.2.2001 gününde açılan davanın süresi içerisinde açıldığının kabulü
gerekmektedir.
Bu durumda, imar planı
değişikliği işlemine karşı yapılan itirazın yetkili organca yanıtlanmayarak
reddi üzerine dava açma süresi içinde açılan davanın esasının incelenerek karar
verilmesi gerekirken süre yönünden reddi yolunda ki karada isabet
bulunmamaktadır.
ÖZET:İmar planlarının askı
süresi içinde itiraz etmeyen kişinin, bu plana karşı son askı gününden itibaren
60 günlük idari dava açma süresi içinde dava açması gerektiği, bu süre
geçirildikten sonra açılan davada süre aşımı bulunduğu hk.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu edilen imar planı değişikliğine ilişkin
17.11. 1997 günlü, 540 sayılı belediye meclisi kararının 18.11.1997-17.12.1997
tarihleri arasında ilan edildiği ve ….. ile ……. Dışındaki tüm diğer davacıların
askı süresi içerisinde itirazda bulundukları, askı tarihinin son gününü izleyen
günden itibaren 60 gün içinde itirazın reddi yolunda verilen belediye meclisi
kararı üzerine 27.2.1998 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Askı süresi içinde imar planına karşı itirazda bulunulması , bu durumunda imar
planına karşı askı tarihinin son günden itibaren 60 günlük yasal idari dava açma
süresi içinde açılması gerektiğinden, dava konusu imar planı değişikliğine askı
süresi içinde itirazda bulunmayan davacılardan … ile ……… açısından imar planına
karşı askı tarihinden itibaren 60 günlük yasal idari dava açma süresi içinde
açılmayan davanın süreaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekmektedir.
ÖZET:İmar planlarının
kesinleşmesinden sonra yapılacak değişiklik taleplerinin reddedilmesi üzerine
sadece imar planı değişikliği işleminin iptali istemiyle açılacak davada
süreaşımı bulunduğu hk.
Uyuşmazlık konusu olayda, imar planı
değişikliğinin 16.3.1999 ile 16.4.1999 tarihleri arasında ilan edilmesi üzerine
askı süresi içinde 24.3.1999 günlü dilekçe ile taşınmaz üzerinde bir sınırlama
olup olmadığının sorulduğu, davalı idarenin 20.4.1999 günlü yazısıyla
taşınmazın imar planında yol ve meydan alanında kaldığının bildirildiği,
26.4.1999 günlü başvuru ile bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine de plan
paftasının onaylı örneğinin gönderildiği, 1.6.1999 gününde imar planı
değişikliği istemiyle başvuruda bulunulduğu, 14.12.1999 gününde ise imar planı
değişikliğinin iptal istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 24.3.1999 günlü başvuruya verilen
20.4.1999 gülü cevapta taşınmazın imar planında yol ve meydan alanında
kaldığının belirtilmesi üzerine 26.4.1999 gününde başvuruda bulunularak bilgi ve
belgeler istenildiğinden, bu tarih itibariyle dava konusu imar planının
öğrenildiğinin kabulü ile anılan tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılması
gerekirken, bu süre geçirilerek 14.12.1999 gününde açılan davada bu nedenle süre
aşımı bulunduğundan, idare mahkemesinin davanın süreaşımı yönünden reddine
ilişkin kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
ÖZET:İmar planlarına karşı askı süresi içinde
yapılan itirazın reddedilmesi üzerine dava açma süresinin başladığı hk.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 10.01.1995 gününde askıya çıkarılan imar
planına 31.01.1995 gününde itiraz ettiği, itirazın 13.02.1995 günü 3/9 sayılı
belediye Meclisi kararıyla reddedildiği, davacının isteği üzerine bu plana
dayalı olarak 27.04.1995 günü 11/84 sayılı belediye encümeni kararıyla ifraz
işleminin yapıldığı, davacının dava konusu işlemi en geç kadastro müdürlüğünde
tescil istem belgesini imzaladığı 12.07.1995 gününde öğrendiği, bu tarihten
itibaren 60 günlük dava açma süresi geçirilerek 09.12.1997 gününde davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yasal dava açma süresi geçirilerek 09.12.1997 gününde açılan
davanın esasının süre aşımı yönünden inceleme olanağı bulunmadığından, ifraza
ilişkin belediye encümeni kararı tarihinden itibaren davanın süresi içinde
açılmadığı gerekçesiyle davayı süre aşımı nedeniyle reddeden temyize konu idare
mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
ÖZET:İmar planlarına karşı askı süresi içinde
yapılan itirazın reddedilmesi üzerine dava açma süresinin başladığı hk.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 10.01.1995 gününde askıya çıkarılan imar
planına 31.01.1995 gününde itiraz ettiği, itirazın 13.02.1995 günü 3/9 sayılı
belediye Meclisi kararıyla reddedildiği, davacının isteği üzerine bu plana
dayalı olarak 27.04.1995 günü 11/84 sayılı belediye encümeni kararıyla ifraz
işleminin yapıldığı, davacının dava konusu işlemi en geç kadastro müdürlüğünde
tescil istem belgesini imzaladığı 12.07.1995 gününde öğrendiği, bu tarihten
itibaren 60 günlük dava açma süresi geçirilerek 09.12.1997 gününde davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yasal dava açma süresi geçirilerek 09.12.1997 gününde açılan
davanın esasının süre aşımı yönünden inceleme olanağı bulunmadığından, ifraza
ilişkin belediye encümeni kararı tarihinden itibaren davanın süresi içinde
açılmadığı gerekçesiyle davayı süre aşımı nedeniyle reddeden temyize konu idare
mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
ÖZET:imar planların karşı
askı süresinde itiraz edilmemiş olması halinde son ilan tarihini takip eden 60
gün içinde dava açılması gerektiği hk.
7.10.194 günlü, 29 sayılı belediye meclisi kararı ile yapılan imar planı
değişikliğine ilan süresi içinde yapılmış bir itiraz olmadığından ilan tarihini
takip eden günden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde dava açılası
gerekirken 7.5.1996 gününde açılan davanın üre aşımı yönünden reddedilmesi
gerekmektedir.
ÖZET:İmar planlarının
kesinleşmesinden önceki dönemde planı öğrenmenin dava açma süresini başlatmadığı
hk.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu imar planı değişikliğinin 18.10 1994
günlü belediye meclisi kararıla kabul edildiği ve bu kararın 9.12.1994 gününde
Büyükşehir belediye başkanlığınca onandığı, bu plan değişikliğinin 13.3.1999
günlü, 7071 sayılı Bursa kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurulu kararı ile
uygun bulunduğu anlaşılmış, İdare Mahkemesince ise davacının 10.3.1999 tarihinde
dava konusu işlemden haberdar olduğu gerekçesiyle davanın süreaşımı yönünden
reddine karar verilmiştir.
Yukarıda anılan 3194 sayılı Yasanın 8. maddesi hükmü uyarınca planların
belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süreyle ilan
edilmesi gerekmektedir. İdare Mahkemesince, 10.3.1999 tarihi esas alınmış ise
de, dava konusu plan değişikliğinin bu tarihten sonra Bursa kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulunun 13.3.1999 günlü kararı ile onandığı
anlaşılmaktadır. Dolaysıyla 10.3.1999 gününde henüz onaylanmış bir plan
değişikliği sözkonusu değildir. Ayrıca 13.3.1999 gününde onaylanan plan
değişikliğinin yukarıda belirtilen 3194 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca ilan
edilip edilmediği de belli değildir. Eğer ilan var ise dava açma süresinin son
ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı açıktır. Bu nedenle idare
Mahkemesince davanın süresinde açılıp açılmadığının belirtilen hususlar
çerçevesinde inceleyip yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
ÖZET: Usulde paralellik
ilkesi gereğince planların tesis edildikleri usul ile değiştirilmesi ya da iptal
edilmesi mümkün olduğu, imar planlarının değiştirilmesi ya da iptal edilmesine
ilişkin işlemlere karşı açılacak davalarda, plan iptalinin askıya çıkartıldığı
son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük yasal idari dava açma süresi
içinde davanın açılası gerektiği hk.
Usulde paralellik ilkesi gereğince planların
tesis edildikleri usul ile değiştirilmesi ya da iptal edilmesi mümkündür ve imar
planlarının değiştirilmesi ya da iptal edilmesine ilişkin işlemlere karşı
açılacak davalarda dava açma süresinin de yukarıda anılan mevzuata uygun olarak
belirlenmesi gerekir.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu mevzi imar
planı 27.10.2000 günlü, 4 sayılı belediye meclis kararı ile iptal edilmiş ve bu
işlem 27.10.2000-27.11.2000 günleri arasında ilan edilmiştir.
Davacı tarafından, bu işleme karşı herhangi bir
başvuruda bulunulduğu ya da uygulama işlemi tesis edildiği yolunda bir
açıklamada bulunulmaksızın işlemin 20.4.2001 gününde öğrenildiğinden bahisle
25.4.2001 gününde bu dava açılmıştır.
Bu durumda, son ilan tarihini izleyen günden
itibaren 60 günlük yasal idari dava açma süresinin geçirilmesinden sonra açılan
davada süreaşımı bulunduğundan, idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
ÖZET: İmar planlarına karşı
askı süresi içinde yapılan itirazın son askı gününü izleyen günden itibaren 60
gün içinde cevap verilmemesi halinde itiraz ret edilmiş sayıldığından sonraki 60
gün içinde davanın açılması gerektiği hk.
Uyuşmazlığa konu imar planı değişikliğinin
30 gün süre ile askıya çıkartıldığı ve davacının 23.6.1997 gününde plana itiraz
ettiği anlaşıldığından son askı tarihi olan 24.6.1997 gününü izleyen 60 gün
içinde itiraza cevap verilmemesi üzerine kalan 60 gün içinde bu davanın açılması
gerektiğinden, olayda imar planının uygulanması niteliğinde bir uygulama
işleminin olup olmadığının da araştırılması suretiyle süresinde açılıp
açılmadığı konusunda bir karar verilmelidir.
ÖZET:
Olayda imar planının uygulanması
niteliğinde bir uygulama işleminin olmaması halinde, askı süresi içinde imar
planlarına itiraz edilmesi halinde, son askı tarihini izleyen günden itibaren
itiraza cevap verilmemesi halinde kalan 60 gün içinde bu davanın açılması
gerektiği hk.
Uyuşmazlığa konu imar planı değişikliğinin 30 gün
süreyle askıya çıkarıldığı ve davacının 23.6.1997 gününde plana itiraz ettiği
anlaşıldığından son askı tarihi olan 24.6.1997 gününü izleyen 60 gün içinde
itiraza cevap verilmemesi üzerine kalan 60 gün içinde bu davanın açılası
gerektiğinden, olayda imar planının uygulanması niteliğinde bir uygulama
işleminin olup olmadığın da araştırılması suretiyle süresinde açılıp açılmadığı
konusunda bir karar verilmelidir.
ÖZET: Dava konusu işlemı tesis ve tebliğ etmeye
yetkili olmayan idari birime yapılan başvuru nedeniyle işlemden haberdar
olunduğunun kabul edilerek söz konusu başvuru ve başvuruya verilen yanıt esas
alınarak dava açma süresinin başlatılmasında isabet görülmediği hk.
Dava, ..., ..., mahallesi, ... ada, ... parsel
sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi
Uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış, idare
mahkemesince; dosyanın incelenmesinden davacıların uyuşmazlık konusu parselasyon
işlemi ile ilgili olarak ... tarihli dilekçe ile ... Tapu Sicil Müdürlüğüne
başvurdukları, anılan idarece 2577 sayılı Yasanın 10.maddesinde öngörülen süre
içinde (60 gün)yanıt verilmemesine karşın ikinci altmış gün içinde dava
açılmadığı, sonradan söz konusu başvuruya verilen ... günlü yanıt üzerine altmış
günlük süre geçirildikten sonra ... gününde kayda giren dilekçeyle açıldığı
anlaşılan davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca süreaşımı
nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
T.C.Anayasasının 125.maddesinde, idari işlemlere
karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kurala
bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 2.fıkrasında
da Anayasa kuralına paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda dava
açma süresinin yazılı bildirimin yapıldığı günden başlayacağı belirtilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun uygulanmasına ilişkin hükümleri içeren Tebligat
Tüzüğünün 51.maddesinde ise, tebliğin muhatap muttali olmuş ise muteber olacağı,
aksi takdirde tebligatın yapılmamış addedileceği muhatabın beyan ettiği tarihin
tebliğ tarihi sayılacağı ve muhatabın tebliğe muttali olduğunun ve bu tarihin
iddia ve ispatına cevaz bulunmadığı öngörülmüştür.
Diğer taraftan,3194 sayılı İmar Kanununun arazi
ve arsa düzenlemesi başlıklı 18.maddesi uyarınca, parselasyon planlarında ve
dağıtım cetvellerinde; kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık
sahiplerine verilecek bağımsız veya şuyulu imar parsellerinin parsel
büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı
gösterildiğinden, bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri
için subjektif ve kişisel işlemler oldukları kuşkusuzdur.
Ayrıca, 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca
yapılan parselasyon planlarında da buna paralel kurallar yer almış
bulunmaktadır.bu hükümler karşısında, idarenin böyle bir işlemi bizzat davacıya;
7201 sayılı Yasa ve tüzük hükümleri uyarınca tebliğ etmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, mülkiyeti hazineye ait
... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazıda kapsayan alanda 3194
sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması hakkında,
davacılar tarafından davalı idarelere yapılmış bir başvuru sonucu tesis edilmiş,
herhangi bir işlem bulunmayıp ... Tapu Sicil Müdürlüğü'nün dava konusu
parselasyon işlemi hakkında bilgi verilmesi niteliğinde olan ... günlü yazısının
tebliği üzerine ... gününde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu alanda imar uygulaması
yapmaya yetkili ... Belediye başkanlığı tarafından davacılara yönelik yapılmış
herhangi bir tebligat bulunmadığı gibi Tapu Sicil Müdürlüğünün dava konusu
işlemi tesis ve tebliğ etmeye yetkili idari birim olmaması nedeniyle bu
müdürlüğe yapılan başvuru ile davacıların dava konusu işlemden haberdar
olduğunun kabulü mümkün olmadığından, idare mahkemesince, Tapu Sicil
Müdürlüğü'ne yapılan başvuru ve anılan başvuruya verilen yanıt esas alınarak
dava açma süresinin başlatılmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle ... İdare mahkemesinin ...
günlü, ... sayılı kararının bozulmasına, 15.1.2001 gününde oybirliğiyle karar
verildi
ÖZET: İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava
süresinin son ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı hk.[28]
Organize
sanayi bölgesi kurulması ile ilgili olarak 30.1.1977 günlü, 15835 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 7/13037 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ve Isparta Organize
Sanayi Bölgesi ile ilgili mevzii imar planı ve yer seçimine ilişkin kararın
iptali istemiyle açılan dava sonucunda Danıştay Altıncı Dairesince verilen ve
davanın Bakanlar Kurulu Kararına yönelik kısmının reddine, Isparta Organize
Sanayi Bölgesi ile ilgili mevzii imar planı ile yer seçimine dair kararın
iptaline ilişkin bulunan 28.12.1994 günlü, 1994/5095 sayılı kararı davalı
idareler temyiz etmekte ve usul yönünden davanın süresi içerisinde açılmadığı
esas yönünden ise iptal kararının mevzuata aykırı olduğu iddialarıyla, kararın
bozulmasını istemektedirler.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava
Açma Süresi" başlıklı 7 nci maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında
ayrı süre gösterilmeyen hallerde danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün
olduğu; bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı, ilanı
gereken düzenleyici işlemlerde ise ilan tarihini izleyen günden itibaren
başlayacağı; ilgililerin düzenleyici işlem, uygulanan işlem yahut her ikisi
aleyhine birden dava açabilecekleri hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Davalı idarelerin temyiz dilekçelerinin ve ekli
belgelerin incelenmesinden: ısparta organize sanayi bölgesinin yer seçiminin,
Isparta Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün 18.5.1993 günlü yazıları ve ekindeki
mevzii imar planının incelenmesi sonucunda Isparta Valiliği İl İdare Kurulunun
20.5.1993 günlü, 04/1993- 201 sayılı kararıyla 3194 sayılı Kanunun 8 inci
maddesinin (b) bendi hükmüne göre, mevzii imar planındaki şekliyle onaylandığı;
onaylanan mevzii imar planının yine
aynı madde gereğince Isparta Valiliğinde, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünde ve
Ticaret ve Sanayi Odasının ilan tahtasında 11.6.1993 tarihinden itibaren bir ay
süreyle ilan edildiği, bu süre içinde plana itiraz edilmediği ve sürenin sonunda
12.7.1993 tarihinde ilanın, askıdan indirildiği; ayrıca yer seçimi ve mevzii
imar planının kesinleşmesi üzerine, Isparta Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis
Teşekkülü Başkanlığınca uygulamaya geçildiği ve inşaat için 29.7.1993 günlü
21652 sayılı resmi gazetede ihale ilanının verildiği anlaşılmaktadır.
Isparta Organize Sanayi Bölgesi kurulması ile
ilgili olarak 30.1.1977 günlü 15835 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7/13037
sayılı Bakanlar Kurulu Kararının uygulanmasını teminen hazırlanan ve ilanı
gereken düzenleyici işlem niteliğinde bulunan imar planına karşı, 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesi hükmü uyarınca son ilan tarihini
izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekirken; davanın,
kanunda öngörülen süre geçirildikten sonra
Danıştay Genel Yazı İşleri Kalemine 23.12.1993 tarihinde verilen dilekçe ile
açıldığı anlaşıldığından; davalı idarelerin davanın süresi çerisinde açılmadığı
iddiasına dayalı temyiz istemlerinin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesince
verilen 28.12.1994 günlü, 1994/5095 sayılı kararın bozulmasına karar verildi.
K a r ş ı o y X- 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 7 nci addesinde, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde, dava
süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak bu işlemlerin
uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her
ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri hüküm altına alınmakla; ilanı gereken
düzenleyici işlemler yönünden ilgililere uygulama üzerine yeniden dava açma
olanağı tanındığı tartışmasızdır.
Temyizen incelenen uyuşmazlıkta da, her ne kadar
ısparta organize sanayi bölgesi ile ilgili mevzii imar planı 11.6.1993
tarihinden itibaren 3194 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin (b) bendi hükmüne göre
bir ay süreyle valilikçe tesbit edilen yerlerde ilan edilmiş ise de; bu imar
planının uygulamaya konulması ile birlikte, ilgililerin imar planına karşı
uygulama üzerine yeniden dava açma haklarının doğduğu ve bu aşamada dava açma
süresinin, uygulama işleminin süresine tabi olduğunda herhangi bir duraksama
bulunmamaktadır.
Kaldı ki Isparta Organize Sanayi Bölgesi ile
ilgili mevzii imar planının, yalnızca Isparta Valiliğince tesbit edilen yerlerde
ilanı üze
imar hukukçusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-04-16 (4515 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|