idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi
durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için
buraya tıklayınız.
Bu
Kanunun yürürlükte olmayan hükümleri için bakınız
“Yürürlükteki Bazı Kanunların Mülga Hükümleri
Külliyatı”, Cilt 2 Sayfa : 1345
B A Ş L A
N G I Ç(2)
Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce
Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye
Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün belirlediği
milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi
olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu
ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız
Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir
kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun
icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının,
Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet
yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir
işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda
bulunduğu;
Hiçbir faaliyetin Türk
milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği
esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke
ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik
ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya
kesinlikle karıştırılamayacağı; (3)
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve
hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür,
medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi
varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
——————————
(1) Bu
Anayasa; Kurucu Meclis tarafından 18/10/1982'de Halkoylamasına sunulmak üzere
kabul edilmiş ve 20/10/1982 tarihli ve 17844 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış;
7/11/1982'de Halkoylamasına sunulduktan sonra 9/11/1982 tarihli ve 17863
Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yeniden yayımlanmıştır.
(2)
Anayasa'nın Başlangıç metni 23/7/1995 tarih ve 4121 sayılı Kanun'un 1 inci
maddesi ile değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(3) Bu fıkrada geneçen, “Hiçbir
düşünce ve mülahazanın” ibaresi, 3/10/2001 tarih ve 4709 sayılı Kanunun 1 inci
maddesiyle “Hiçbir faaliyetin” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve
iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde,
nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu,
birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve
kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde,
huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA
anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp
uygulanmak üzere.
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN,
demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi
olunur.
BİRİNCİ KISIM
GENEL
ESASLAR
I. Devletin şekli
Madde 1 – Türkiye
Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin
nitelikleri
Madde 2 – Türkiye
Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü,
resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
Madde 3 – Türkiye
Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda
belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal
Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek
hükümler
Madde 4 – Anayasanın
1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2
nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
V. Devletin temel amaç ve
görevleri
Madde 5 – Devletin
temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah,
huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk
devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik
ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi
için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
VI. Egemenlik
Madde 6 – Egemenlik,
kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti,
egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle
kullanır.
Egemenliğin kullanılması,
hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya
organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
VII. Yasama yetkisi
Madde 7 – Yasama
yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki
devredilemez.
VIII. Yürütme yetkisi ve
görevi
Madde 8 – Yürütme
yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve
kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
IX. Yargı yetkisi
Madde 9 – Yargı
yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
X. Kanun önünde eşitlik
Madde 10 – Herkes,
dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.)
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama
geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye,
zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare
makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
etmek zorundadırlar.
XI. Anayasanın
bağlayıcılığı ve üstünlüğü
Madde 11 – Anayasa
hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer
kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı
olamaz.
İKİNCİ
KISIM
TEMEL
HAKLAR VE ÖDEVLER
BİRİNCİ
BÖLÜM
GENEL
HÜKÜMLER
I. Temel hak ve
hürriyetlerin niteliği
Madde 12 – Herkes,
kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere
sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler,
kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da
ihtiva eder.
II. Temel hak ve
hürriyetlerin sınırlanması
Madde 13 –
(Değişik: 3/10/2001-4709/2 md.)
Temel hak ve hürriyetler, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne
ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
III. Temel hak ve
hürriyetlerin kötüye kullanılamaması
Madde 14 – (Değişik:
3/10/2001-4709/3 md.)
Anayasada yer alan hak
ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü
bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan
kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete
veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini
veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan
bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette
bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.
IV. Temel hak ve
hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması
Madde 15 – Savaş,
seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan
yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve
hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için
Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
Birinci fıkrada belirlenen
durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler
(…)dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne
dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve
bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu
mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz. (1)
V. Yabancıların durumu
Madde 16 – Temel
hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla
sınırlanabilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
KİŞİNİN HAKLARI VE ÖDEVLERİ
I. Kişinin
dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı
Madde 17 – Herkes,
yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbi zorunluluklar ve
kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası
olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet
yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi
tutulamaz.
(…)(1) meşru
müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu
veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması,
sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin
uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu
durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.
II. Zorla çalıştırma
yasağı
Madde 18 – Hiç
kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla
düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar;
olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının
zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve
fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
___________________
(1)
7/5/2004 tarihli ve 5170 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle, 15 inci maddenin
ikinci fıkrasında yer alan “ile, ölüm cezalarının infazı” ve aynı Kanunun 3 üncü
maddesiyle de 17 nci maddenin dördüncü fıkrasının başında geçen, ”Mahkemelerce
verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile” ibareleri madde
metinlerinden çıkartılmıştır.
III. Kişi hürriyeti ve
güvenliği
Madde 19 – Herkes,
kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda
gösterilen:
Mahkemelerce verilmiş
hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi;
bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak
ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya
yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi;
toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol
tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede
tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan
tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya
giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir
kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden
yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında
kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini
veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu
kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir. Hakim
kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan
kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde
yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu
suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
(Değişik birinci cümle:
3/10/2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en
yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve
toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır.
Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun
bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde
uzatılabilir.
(Değişik:
3/10/2001-4709/4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına
derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin,
makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest
bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama
süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak
için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa
olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini
ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını
sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/4 md.) Bu
esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat
hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.
IV. Özel hayatın
gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
Madde 20 – Herkes,
özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.
Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Üçüncü cümle mülga:
3/10/2001-4709/5 md.)
(Değişik: 3/10/2001-4709/5 md.)
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına
bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere
bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası
aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde
görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz
saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
B. Konut dokunulmazlığı
Madde 21 – (Değişik:
3/10/2001-4709/6 md.)
Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî
güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın
korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri
veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine
bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla
yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez,
arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı
yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el
koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma
kendiliğinden kalkar.
C.Haberleşme hürriyeti
Madde 22 – (Değişik: 3/10/2001-4709/7
md.)
Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir.
Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne
göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı
emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili
merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
V. Yerleşme ve seyahat
hürriyeti
Madde 23 – Herkes,
yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç
işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli
kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç
soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla
sınırlanabilir.
Vatandaşın yurt dışına
çıkma hürriyeti, (...)[1]
vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle
sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı
edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
VI. Din ve vicdan
hürriyeti
Madde 24 – Herkes,
vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine
aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dini ayin
ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini
inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlak eğitim ve
öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak
öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer
alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine,
küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal,
ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına
dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuzsağlama amacıyla her ne
suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan
şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
__________________
(1) Bu fıkrada geçen;
“ülkenin ekonomik durumu” ibaresi, 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla
metinden çıkarılmıştır.
VII. Düşünce ve kanaat
hürriyeti
Madde 25 – Herkes,
düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla
olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce
kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama
ve yayma hürriyeti
Madde 26 –
Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına
veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi
makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak yada vermek
serbestliğinide kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri
yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin
kullanılması, (Ek ibare: 3/10/2001-4709/9 md.) millî güvenlik, kamu
düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve
milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların
cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin
açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının
yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin
gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Mülga: 3/10/2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri
yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını
engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması
sayılmaz.
(Ek: 3/10/2001-4709/9 md.)
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart
ve usuller kanunla düzenlenir.
IX. Bilim ve sanat
hürriyeti
Madde 27 –
Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu
alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, Anayasanın 1
inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla
kullanılamaz.
Bu madde hükmü yabancı
yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.
X. Basın ve yayımla ilgili
hükümler
A. Basın hürriyeti
Madde 28 –
Basın hürdür,sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma
şartına bağlanamaz.
(Mülga ikinci fıkra:
3/10/2001 – 4709/10 md.)
Devlet, basın ve haber
alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin
sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
Devletin iç ve dış
güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç
işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait
gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya
bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun
hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hakim kararıyle;
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin
emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç
yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir. Yetkili hakim bu kararı en geç
kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.
Yargılama görevinin
amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar
içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında
yayım yasağı konamaz.
Süreli veya süresiz
yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş
olması hallerinde hakim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın korunması ve
suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun
açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren
yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir;
hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı
hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz
yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde
genel hükümler uygulanır.
Türkiye'de yayımlanan
süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne,
Cumhuriyetin temel ilkelerine, milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı
yayımlardan mahkum olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir.
Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın
yasaktır; bunlar hakim kararıyla toplatılır.
B. Süreli ve süresiz yayın hakkı
Madde 29 – Süreli
veya süresiz yayın önceden izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz.
Süreli yayın çıkarabilmek
için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie
verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tesbiti
halinde yetkili merci, yayının durdurulması için mahkemeye başvurur.
Süreli yayınların
çıkarılması, yayım şartları, mali kaynakları ve gazetecilik mesleği ile ilgili
esaslar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe
yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik
şartlar koyamaz.
Süreli yayınlar, Devletin
ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı kurumların araç ve
imkanlarından eşitlik esasına göre yararlanır.
C. Basın araçlarının
korunması
Madde 30- (Değişik:
7/5/2004-5170/4 md.)
Kanuna uygun şekilde basın
işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti
olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.
D. Kamu tüzel kişilerinin
elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı
Madde 31 – Kişiler
ve siyasi partiler, kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme
ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve
usulleri kanunla düzenlenir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/11
md.) Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve sağlığın
korunması sebepleri dışında, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve
kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar
koyamaz.
E. Düzeltme ve cevap
hakkı
Madde 32 – Düzeltme
ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya
kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve
kanunla düzenlenir.
Düzeltme ve cevap
yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hakim tarafından ilgilinin
müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.