TÜRK CEZA KANUNU
(1)
Kanun Numarası :
5237
Kabul Tarihi
: 26/9/2004
Yayımlandığı R.Gazete :
Tarih : 12/10/2004 Sayı :25611
Yayımlandığı Düstur :
Tertip : 5 Cilt : 43 Sayfa:
BİRİNCİ
KİTAP
Genel
Hükümler
BİRİNCİ
KISIM
Temel
İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
BİRİNCİ
BÖLÜM
Temel
İlkeler ve Tanımlar
Ceza Kanununun amacı
Madde 1-
(1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini,
hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç
işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza
sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri
düzenlenmiştir.
Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi
Madde 2-
(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve
güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik
tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas
yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş
yorumlanamaz.
Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
Madde 3-
(1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve
güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din,
mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri,
felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal
konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.
Kanunun bağlayıcılığı
Madde 4-
(1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
(2) (Mülga: 29/6/2005 – 5377/1 md.)
Özel kanunlarla ilişki
Madde 5-
(1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki
suçlar hakkında da uygulanır.
––––––––––––––––––––
(1) Bu
Kanunun yürürlük ve uygulama şekli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununa çeşitli
mevzuatta yapılan atıflarla ilgili olarak 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı
Kanuna bakınız.
Tanımlar
Madde 6-
(1) Ceza
kanunlarının uygulanmasında;
a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan
kişi,
b) Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi,
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama
veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici
olarak katılan kişi,
d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî
ve askerî mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,
e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra
başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi,
f) Silah deyiminden;
1. Ateşli silahlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici,
delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı
ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli
hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,
g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel,
işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,
h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da
daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve
farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini
suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten,
örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç
işleyen kişi,
Anlaşılır.
İKİNCİ
BÖLÜM
Kanunun
Uygulama Alanı
Zaman bakımından uygulama
Madde 7-
(1)
İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı
kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra
yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse
cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya
güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan
yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun
uygulanır ve infaz olunur.
(3) (Değişik üçüncü fıkra: 29/6/2005 – 5377/2 md.) Hapis
cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç;
infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre
içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.
Yer
bakımından uygulama
Madde 8-
(1)
Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya
tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde
suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır.
(2) Suç;
a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve
hava araçlarında veya bu araçlarla,
c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
d) Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde
tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,
İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.
Yabancı
ülkede hüküm verilmesi
Madde 9-
(1) Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş
olan kimse, Türkiye'de yeniden yargılanır.
Görev
suçları
Madde 10-
(1) Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev üstlenmiş olup da bundan
dolayı bir suç işleyen kimse, bu fiile ilişkin olarak yabancı ülkede hakkında
mahkûmiyet hükmü verilmiş bulunsa bile, Türkiye'de yeniden yargılanır.
Vatandaş
tarafından işlenen suç
Madde 11-
(1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına
göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu
yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, bu suçtan
dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye'de
kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır.
(2) Suç, aşağı sınırı bir yıldan az hapis cezasını gerektirdiğinde
yargılama yapılması zarar görenin veya yabancı hükûmetin şikayetine bağlıdır. Bu
durumda şikayet, vatandaşın Türkiye'ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde
yapılmalıdır.
Yabancı
tarafından işlenen suç
Madde
12- (1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk
kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu
yabancı ülkede Türkiye'nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu
takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması Adalet
Bakanının istemine bağlıdır.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk vatandaşının veya
Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin zararına işlenmesi ve
failin Türkiye'de bulunması halinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm
verilmemiş olması koşulu ile suçtan zarar görenin şikayeti üzerine fail, Türk
kanunlarına göre cezalandırılır.
(3) Mağdur yabancı ise, aşağıdaki koşulların varlığı halinde fail,
Adalet Bakanının istemi ile yargılanır:
a) Suçun, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı üç yıldan az olmayan
hapis cezasını gerektirmesi.
8968
b) Suçluların geri verilmesi anlaşmasının bulunmaması veya geri
verilme isteminin suçun işlendiği ülkenin veya failin uyruğunda bulunduğu
devletin hükûmeti tarafından kabul edilmemiş olması.
(4) Birinci fıkra kapsamına giren suçtan dolayı yabancı mahkemece
mahkûm edilen veya herhangi bir nedenle davası veya cezası düşen veya beraat
eden yahut suçu kovuşturulabilir olmaktan çıkan yabancı hakkında Adalet
Bakanının istemi üzerine Türkiye'de yeniden yargılama yapılır.
Diğer
suçlar
Madde 13-
(1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede
işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır:
a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar.
b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci,
Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.
c) İşkence (madde 94, 95).
d) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).
e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190).
f) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli damgaları imale
yarayan araçların üretimi ve ticareti (madde 200), mühürde sahtecilik (madde
202).
g) Fuhuş (madde 227).
h) Rüşvet (madde 252).
i) Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının kaçırılması
veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da bu araçlara karşı işlenen zarar
verme (madde 152) suçları.
(2) (Ek ikinci fıkra: 29/6/2005 – 5377/3 md.) İkinci Kitap,
Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci
Bölümlerde yer alanlar hariç; birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı
Türkiye'de yargılama yapılması, Adalet Bakanının talebine bağlıdır
(3) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı suçlar
dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile,
Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye'de yargılama yapılır.(1)
Seçimlik
cezalarda soruşturma
Madde 14-
(1) 11 ve 12 nci maddelerde belirtilen hallerde, soruşturma konusu suçun yer
aldığı kanun maddesinde hapis cezası ile adli para cezasından birinin
uygulanması seçimlik sayılmış ise soruşturma veya kovuşturma açılmaz.
Soruşturma
koşulu olan cezanın hesaplanması
Madde 15-
(1)
Miktarının soruşturma koşulu oluşturduğu hallerde ceza, soruşturma evresinde
ileri sürülen kanuni ağırlaştırıcı nedenlerin aşağı sınırı ve kanuni hafifletici
nedenlerin yukarı sınırı göz önünde bulundurularak hesaplanır.
Cezadan mahsup
Madde 16- (1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan
dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya
hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup
edilir.
Hak
yoksunlukları
Madde 17-
(1) Yukarıdaki maddelerde açıklanan hallerde mahkeme, yabancı mahkemelerden
verilen ve Türk hukuk düzenine aykırı düşmeyen hükmün, Türk kanunlarına göre bir
haktan yoksunluğu gerektirmesi halinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine
Türk kanunlarındaki sonuçlarının geçerli olmasına karar verir.
________________________
(1)
Bu fıkranın numarası (2) iken, maddeye 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun
3 üncü maddesiyle, birinci fıkradan sonra gelmek üzere ikinci fıkra eklendiği
için, (3) olarak teselsül ettirilmiştir.
Geri verme
Madde 18-
(1) Yabancı bir ülkede işlenen veya
işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle hakkında ceza kovuşturması başlatılan
veya mahkûmiyet kararı verilmiş olan bir yabancı, talep üzerine, kovuşturmanın
yapılabilmesi veya hükmedilen cezanın infazı amacıyla geri verilebilir. Ancak,
geri verme talebine esas teşkil eden fiil;
a) Türk kanunlarına göre suç değilse,
b) Düşünce suçu veya siyasi ya da askerî suç niteliğinde ise,
c) Türkiye Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin veya bir
Türk vatandaşının ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişinin
zararına işlenmişse,
d) Türkiye'nin yargılama yetkisine giren bir suç ise,
e) Zamanaşımına veya affa uğramış ise,
Geri verme talebi kabul edilmez.
(2) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği
yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş suç sebebiyle yabancı bir ülkeye
verilemez.
(3) Kişinin, talep eden devlete geri verilmesi halinde ırkı, dini,
vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşleri nedeniyle
kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence ve kötü muameleye maruz
kalacağına dair kuvvetli şüphe sebepleri varsa, talep kabul edilmez.
(4) Kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi, geri verme talebi
hakkında bu madde ve Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme
hükümlerine göre karar verir. Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
(5) Mahkeme geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar
verirse, bu kararın yerine getirilip getirilmemesi Bakanlar Kurulunun takdirine
bağlıdır.
(6) Geri verilmesi istenen kişi hakkında koruma tedbirlerine
başvurulmasına, Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme
hükümlerine göre karar verilebilir.
(7) Geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
halinde, ayrıca Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre tutuklama kararı
verilebilir veya diğer koruma tedbirlerine başvurulabilir.
(8) Geri verme halinde, kişi ancak geri verme kararına dayanak
teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya mahkûm olduğu ceza infaz
edilebilir.
Yabancı
kanunun göz önünde bulundurulması
Madde 19-
(1)
Türkiye'nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye'de
yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği
ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.
(2) Ancak suçun;
a) Türkiye'nin güvenliğine karşı veya zararına olarak,
b) Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel
hukuk tüzel kişisi zararına olarak,
İşlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
İKİNCİ
KISIM
Ceza
Sorumluluğunun Esasları
BİRİNCİ
BÖLÜM
Ceza
Sorumluluğunun Şahsiliği, Kast ve Taksir
Ceza sorumluluğunun şahsiliği
Madde 20-
(1) Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu
tutulamaz.
(2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç
dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar
saklıdır.
Kast
Madde 21-
(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki
unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların
gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast
vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda
müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan
yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza
üçte birden yarısına kadar indirilir.
Taksir
Madde 22-
(1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir
davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek
gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin
meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin
ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin
kusuruna göre belirlenir.
(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi
kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı
belirlenir.
(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin
kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz
kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir
halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.
Netice
sebebiyle ağırlaşmış suç
Madde 23-
(1) Bir
fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet
vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice
bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Ceza
Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler
Kanunun hükmü ve amirin emri
Madde 24-
(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği
zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.
(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez.
Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından
engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.
Meşru
savunma ve zorunluluk hali
Madde 25-
(1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen,
gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve
koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen
fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup,
bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve
muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve
tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak
koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Hakkın
kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26-
(1)
Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına
ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı
kimseye ceza verilmez.
Sınırın
aşılması
Madde 27-
(1) Ceza sorumluluğunu kaldıran
nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde
de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden
üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir
heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.
Cebir ve
şiddet, korkutma ve tehdit
Madde 28-
(1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve
ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi
hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.
Haksız
tahrik
Madde 29-
(1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi
altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz
yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla
kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden
dörtte üçüne kadarı indirilir.
Hata
Madde 30-
(1) Fiilin
icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse,
kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali
saklıdır.
(2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli
hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait
koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu
hatasından yararlanır.
(4) (Ek fıkra: 29/6/2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin
haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi,
cezalandırılmaz.
Yaş
küçüklüğü
Madde 31-
(1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza
sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak,
çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
(2) (Değişik fıkra: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği
sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların
işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını
yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumlul
imar hukuku
imar hukukçusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-04-13 (1939 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|