3
Nisan 2007 SALI |
Resmî Gazete |
Sayı : 26482 |
TEBLİ? |
Maliye
Bakanlığından :
VAKIFLARA VERGİ
MUAFİYETİ TANINMASI HAKKINDA GENEL TEBLİ?
(SERİ NO:1)
Kapsam
7/8/2003 tarih ve
25192 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
30/7/2003 tarihli ve
4962 sayılı
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Vakıflara Vergi
Muafiyeti Tanınması Hakkında Kanunun 20 nci
maddesinde, “Gelirlerinin en az üçte ikisini nevi
itibarıyla genel, katma ve özel bütçeli idarelerin bütçeleri
içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine
getirilmesini amaç edinmek üzere kurulan vakıflara, Maliye
Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti
tanınabilir.
Bunların vergi
muafiyetinden yararlanması ve muafiyetlerinin kaybedilmesine
ilişkin şartlar, usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Olağan denetimler
sırasında veya yaptırılacak özel denetimler sonucunda vergi
muafiyeti tanınmasına ilişkin şartları kaybettikleri tespit
edilen vakıfların vergi muafiyetleri, birinci fıkrada öngörülen
yöntemle kaldırılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
4962 sayılı
Kanunun 20 nci maddesi
ile Bakanlığımıza verilen yetki çerçevesinde, vakıflara vergi
muafiyeti tanınmasının şartları, vergi muafiyeti tanınan
vakıfların yerine getireceği yükümlülükler ve vergi muafiyetinin
kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar aşağıda açıklanmıştır.
1. Vakıflara Vergi
Muafiyeti Tanınmasının Şartları
4962 sayılı
Kanunun 20 nci maddesi
uyarınca vergi muafiyeti tanınması talebinde bulunacak
vakıfların başvuru tarihi itibarıyla aşağıda belirtilen
şartların hepsini bir arada taşıması gerekmektedir.
1.1. Faaliyet
konusu
Bakanlar Kurulunca
vergi muafiyeti tanınacak vakfın; sağlık, sosyal yardım, eğitim,
bilimsel araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre koruma ile
ağaçlandırma konularında faaliyette bulunmayı amaç edinmiş
olması gerekir. Vakfın faaliyet konusu bu sayılanlardan birisi
veya birden fazlası ile ilgili olabilir. Ancak, vergi muafiyeti
talebinde bulunacak vakfın bu faaliyetlerinin kamuya açık ve
Devletin kamu hizmeti yükünü azaltıcı etki yapacak düzeyde
olması gerekir. Belli bir yöre veya belli bir kitleye hizmeti
amaçlayan vakıflara vergi muafiyeti tanınması mümkün değildir.
1.2. Faaliyet
süresi
Vakıfların, vergi
muafiyeti talebinde bulunmadan önce kuruldukları tarihten
itibaren en az bir yıl süre ile faaliyette bulunuyor olması ve
bu süre içindeki faaliyetleri ile Devletin kamu hizmeti yükünü
azaltıcı etki sağlamış olmaları gerekmektedir.
1.3. Defter tutma
Vergi muafiyeti
tanınacak vakıfların bilanço esasına göre defter tutmaları
gerekir. Bu vakıfların,
213 sayılı
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre birinci sınıf
tüccarlar tarafından tutulması gereken defterleri aynı Kanunda
belirtilen süreler içinde tasdik ettirerek kullanmaları ve
muhasebe kayıtlarının Muhasebe Sistemi Uygulama Genel
Tebliğlerine uygun olması, vakfa ait iktisadi işletmeler
bulunması halinde bunlar için de ayrıca defter tasdik
ettirmeleri ve vakfın muhasebe kayıtları ile iktisadi
işletmesinin muhasebe kayıtlarını birbiriyle karışmasını
önleyecek şekilde ayrı ayrı
izlemeleri gerekmektedir.
1.4. Mal varlığı
ve yıllık gelir
Vergi muafiyeti
talebinde bulunan vakıfların vergi muafiyeti talebinde
bulundukları tarihte en az 505.000.- YTL (beşyüz
beşbin Yeni Türk Lirası) gelir
getirici mal varlığına ve en az 49.000.- YTL (kırkdokuz
bin Yeni Türk Lirası) yıllık gelire sahip olmaları gerekir.
Yıllık gelirin tespitinde; genel ve özel bütçeli idareler
bütçelerinden yapılan yardımlar ile bağış niteliğindeki gelirler
dikkate alınmaz. Bu tutarlar, her yıl Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre o yıl için belirlenen yeniden değerleme
oranında artar ve izleyen yılda bu miktarlar esas alınır. Bu
miktarların hesabında, bin YTL’ye
kadar olan tutarlar dikkate alınmaz.
1.5. Gelirin
harcanma şekli
Vakıf resmi
senedinde,
4962 sayılı
Kanunun 20 nci maddesi
hükmüne uygun olarak yıl içinde elde edilen brüt gelirlerin en
az üçte ikisinin sağlık, sosyal yardım, eğitim, bilimsel
araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre koruma ile ağaçlandırma
faaliyetlerinden oluşan amaçlara harcanacağının yazılı olması ve
son bir yılda bu koşulu fiilen yerine getirmiş olması ve vergi
muafiyetinin devamı süresince de bu şarta uyulması gerekir.
Vakfın amaçlarına ayrılması ve harcanması gereken miktarlar
hiçbir şekilde başka bir amaçla kullanılamaz. Ancak, yönetim ve
idame giderleri ile ihtiyata ve vakıf malvarlığını artırıcı
yatırımlara ayrılan miktarların, tamamının veya bir kısmının
vakfın amaçlarına yönelik hizmetlere harcanması mümkündür.
1.6. İlgili
kuruluşların görüşünün alınması
Vakıfların vergi
muafiyetleri taleplerinin Maliye Bakanlığınca ilk
değerlendirilmesi yapıldıktan sonra, vakfa vergi muafiyeti
tanınıp tanınmayacağı konusunda Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve
vakıf resmi senedinde amaç edinilen konulara göre ilgili diğer
kuruluşların görüşleri alınır. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve
ilgili kuruluşların bu konudaki görüşlerini vergi muafiyeti
talebinde bulunan vakfın kurulduğu tarihten itibaren vergi
muafiyeti talebinde bulunduğu tarihe kadarki faaliyetleri ile
Devletin kamu hizmeti yükünü ne ölçüde azalttığını kendi denetim
elemanlarına (denetim birimi bulunmayan kuruluşların yetkili
organlarınca) yaptıracakları incelemelere dayanarak bildirmeleri
ve yazıları ekinde inceleme raporu ve tutanağın bir örneğini de
Maliye Bakanlığına göndermeleri gerekmektedir. Herhangi bir
incelemeye dayanmayan görüşler, ilgili vakfa vergi muafiyeti
tanınmasında gözönünde
bulundurulmaz.
1.7. Maliye
Bakanlığı merkezi denetim elemanlarınca yapılacak inceleme
Yukarıda sayılan
şartların yerine getirilmesi halinde, vergi muafiyeti talebinde
bulunan vakfın, kurulduğu tarihten inceleme tarihine kadar olan
faaliyet ve çalışmaları, görevlendirilecek Bakanlık merkezi
denetim elemanınca incelenir.
Bakanlık merkezi
denetim elemanlarınca yapılacak incelemelerde; vakfın son bir
yıl içindeki faaliyetleri ile Devletin kamu hizmeti yükünü ne
ölçüde azalttığı ve bu Genel Tebliğ ile belirlenen diğer
şartları taşıyıp taşımadığı tespit edilir. İnceleme elemanının
ilgili vakfa vergi muafiyeti verilip verilmemesi konusundaki
görüşü raporda açık olarak belirtilir.
2. Vergi
muafiyetinden yararlanmada usul
Bakanlar Kurulunca
4962 sayılı
Kanunun 20 nci maddesine
göre tanınacak vergi muafiyetinden yararlanmak isteyen vakıflar,
taleplerini içeren bir yazı ile Maliye Bakanlığına başvuruda
bulunurlar.
Bu vakıflar başvuru
yazısının ekinde;
1- Vakıf resmi
senedinin 5 örneğini,
2- Gelir getirici
malvarlığı ve yıllık gelire ilişkin bilgi ve belgeleri,
3- Kuruldukları
tarihten başvuru tarihine kadarki süre içinde resmi senette
yazılı olup amaçlar arasında yer alan sağlık, sosyal yardım,
eğitim, bilimsel araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre koruma
ile ağaçlandırma konuları ile ilgili olarak gösterilen
faaliyetleri içeren faaliyet raporunu
Bakanlığa
gönderirler.
Bakanlıkça, bu Genel
Tebliğ ile belirlenen şartların talepte bulunan vakıfça yerine
getirilip getirilmediğinin tespiti bakımından ibraz edilen
belgeler üzerinde ön inceleme yapıldıktan ve uygunluğu
sağlandıktan sonra vakfa vergi muafiyeti tanınıp tanınmayacağı
konusunda Vakıflar Genel Müdürlüğü ve diğer ilgili kuruluşların
görüşleri alınır. Kuruluşlar tarafından olumlu görüş verilirse
veya vergi muafiyeti verilmesinde sakınca bulunmadığı
bildirilirse, vakfın faaliyetleri ve hesapları bir merkezi
denetim elemanına incelettirilir. İnceleme sonucu düzenlenen
inceleme raporunun da olumlu olması halinde bu rapor, vakıf
resmi senedinin ve başvuru dilekçesinin birer örneği, Bakanlığın
bu konudaki görüşünü içeren bir yazı ile Bakanlar Kurulundan
vergi muafiyeti kararı alınmak üzere Başbakanlığa gönderilir.
3. Vergi Muafiyeti
Tanınan Vakıfların Yükümlülükleri
3.1. Resmi senet
değişikliklerinde izin alınması
Vergi muafiyeti
tanınan vakıfların yönetimlerince resmi senette değişiklik
yapılmasının düşünülmesi halinde, değişiklik gerçekleştirilmeden
önce bu konuda Maliye Bakanlığından izin alınması zorunludur.
İzin alınmaksızın yapılan değişikliğin bu Genel Tebliğ ve ilgili
diğer mevzuat hükümlerine aykırı olması halinde Bakanlıkça
tanınan süre içinde resmi senet vakıf yönetimince eski haline
getirilmez ya da değişiklik
Bakanlıkça öngörülen şekilde düzeltilmez ise vakfın vergi
muafiyetinin kaldırılmasına ilişkin hükümler uygulamaya konulur.
3.2.
Gönderilecek mali tablolar ve raporlar
Bakanlar Kurulu
Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakıflarca, dönem sonunda
düzenlenecek bilanço ve gelir gider tablosu ile bir yıllık
faaliyetlerinin sonuçlarını gösteren kesin bütçelerin birer
örneği, yıllık faaliyet raporu ve yeminli mali müşavirce
düzenlenmiş tasdik raporu ile birlikte yılın ilk üç ayı içinde
Bakanlığa gönderilir. Ancak, yıllık faaliyet raporu dışındaki
belgelerin
3568 sayılı
Kanun ve ilgili Genel Tebliğ esaslarına uygun olarak
yeminli mali müşavire onaylattırılmış olması gerekir. Yeminli
mali müşavire onaylattırılmadan gönderilen belgeler hiç
gönderilmemiş sayılır.
3.3. Fon
oluşturulması
Bakanlar Kurulu
Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakıfların, yıllık
gelirlerinin en az üçte ikisini elde edildiği yıl içinde
amaçlarına harcamaları esastır. Elde edildiği yıl içinde
amaçlara harcanması gerektiği halde vakıf yönetiminin iradesi
dışında harcanamayan gelirler, sonraki yılın tahmini bütçesine
konulur ve bu miktardan yönetim ve idame giderleri ile ihtiyata
ve vakıf malvarlığını artırıcı yatırımlara pay ayrılmadan,
tamamı o yıl içinde vakfın amaçlarına harcanır. Bu durumun
geçerli bir nedene dayanmaksızın süreklilik göstermesi ( üst
üste iki yıl gibi ) vergi muafiyeti şartlarının ihlali anlamına
gelir. Ancak, sözü edilen gelir fazlaları, vakıf resmi senedinde
yazılı sağlık, sosyal yardım, eğitim, bilimsel araştırma ve
geliştirme, kültür ve çevre koruma ile ağaçlandırma
faaliyetleriyle ilgili amaçların gerçekleştirilmesine yönelik
yatırımlar için üç yıl süre ile bir fon hesabında tutulabilir.
Bunun için ilgili vakıfça, yatırıma ilişkin yönetim kurulu
kararıyla yatırım projesinin ana hatlarını (maliyetini,
finansman kaynaklarını, gerçekleştirme süresini vb.) içeren bir
yazı ile Maliye Bakanlığına başvurularak izin alınması gerekir.
Bu suretle finansmanı için fon oluşturulmasına izin alınan
yatırımın üç yıllık süre içinde tamamlanamaması halinde, gecikme
gerekçeleri Bakanlıkça uygun görülürse sözü edilen süre iki yıl
daha uzatılabilir.
4. Vergi
muafiyetinin kaldırılması
Bakanlar Kurulu
Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakıfların, Bakanlıkta oluşan
dosyalarının incelenmesi veya olağan denetimler
ya da yaptırılacak özel denetimler
sonucunda;
Yasal yükümlülüklere uymadıklarının,
Resmi senetlerinde yazılı sağlık, sosyal yardım, eğitim,
bilimsel araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre koruma ile
ağaçlandırmaya yönelik amaçları dışında faaliyette
bulunduklarının,
Son yıllardaki faaliyetleri dikkate alındığında resmi
senette yazılı amaçlarını gerçekleştirmelerinin mümkün
olmadığının,
Genel Tebliğ ile belirlenen yükümlülükleri yerine
getirmediklerinin,
tespiti halinde,
tespit edilen hususlar hakkında ilgili vakıftan açıklama
istenir. Vakıf yönetimince Bakanlıkça verilen süre içinde
açıklama yapılmaz veya yapılan açıklamalar yeterli görülmezse
veya açıklamalar yeterli görülmekle beraber vakıf Bakanlıkça
yapılan uyarıya rağmen benzeri ihlalleri tekrarlarsa, Maliye
Bakanlığınca Vakıflar Genel Müdürlüğünün de görüşü alınarak
Bakanlar Kurulundan vakfın vergi muafiyetinin kaldırılması
istenir.
Vergi muafiyeti
kaldırılan vakıflar, muafiyetin kaldırıldığı tarihten itibaren
beş yıl geçmedikçe yeniden vergi
muafiyeti talebinde bulunamazlar. Bu sürenin bitiminden sonra
vergi muafiyeti talebinde bulunan vakıflara bu Genel Tebliğde
yazılı şartları taşımaları koşulu ile yeniden vergi muafiyeti
tanınabilir.
5. Diğer Hususlar
5.1. Şartlı
bağışlarla ilgili işlemler
Vakfın amaçları
arasında yazılı bir hizmetin gerçekleştirilmesi şartıyla yapılan
bağışların, hizmetin gerçekleştirildiği yıllarda harcanması
öngörülen kısmının o yılın gelirleri arasında gösterilmesi
gerekir.
Vakfın malvarlığına
eklenmesi ve gelirlerinin vakfın amaçları içinde yer alan bir
hizmet veya hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılması
şartıyla yapılan bağışlarda, ana para vakfın mal varlığı
sayılacak, ancak bu paranın getireceği gelir, vakfın gelirleri
arasına dahil edilecektir.
Muhasebe işlemleri
yönünden de şartlı bağışlar vakfın defterlerinde ayrı hesaplarda
izlenir. Şartlı bağış para olarak yapılmış ise bu para fon
olarak yine ayrı bir hesapta gösterilir.
5.2. Vakfa bağlı
iktisadi işletmelerde muhasebe işlemleri ve işletme gelirlerinin
vakıf bütçesinde gösterilmesi
Vakfa bağlı veya ait
iktisadi işletme bulunması halinde vakıfla işletmenin muhasebe
işlemlerinin ayrı defterlerde izlenmesi ve vakfın işlemleriyle
iktisadi işletmenin işlemlerinin birbirinden ayrılması gerekir.
İktisadi işletmenin dönem sonunda oluşan kârından ödenmesi
gereken vergiler ve diğer yasal yükümlülükler ayrıldıktan sonra
kalan net kâr, vakıf bütçesine gelir olarak aktarılır.
5.3. Vakfa tahsis
edilen mal varlığının satışı veya kamulaştırılması
Vakfa tahsis edilen
mal varlığının satışı ya da
kamulaştırılmasından elde edilen gelirler yıllık giderlere
harcanmayıp, vakfa gelir sağlayacak yatırımlara tahsis
edilebilir. Ancak bu paraların yatırımlara harcanmadan önceki
dönem içinde değerlendirilmesinden elde edilen faizin vakfın
yıllık gelirlerine dahil edilmesi zorunludur.
5.4. Vergisel
Avantajlar
Vakıflar tüzel
kişilikleri itibarıyla kurumlar vergisi kapsamına
girmediklerinden, vergiden muaf vakıf statüsü kazanan vakıfların
kurumlar vergisinden muafiyetleri de söz konusu olmamaktadır.
Vergiden muaf vakıf
statüsünü kazanan vakıflar halen mevcut düzenlemelere göre,
1- 25/10/1984 tarihli
ve
3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci
maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkraları kapsamına giren
teslim ve hizmetleri için katma değer vergisi istisnasından,
2- 8/6/1959 tarihli
ve
7338 sayılı
Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin
(k) bendine göre, bu vakıflara kuruluşu için veya kurulduktan
sonra tahsis olunan malların intikalinde veraset ve intikal
vergisi istisnasından,
3- 2/7/1964 tarihli
ve
492 sayılı
Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin (b) bendine
göre, bu vakıflar tarafından iktisap edilecek
gayrimenkullerin ve sair ayni
hakların tescilleri ve şerhi gerektiren işlemleri ile bunlara
ait tesislerin ve bu tesislerin sonradan iktisap edecekleri
gayrimenkullerin ve sair ayni
hakların tescilleri ve şerhi gerektiren işlemleri ve bunların
terkinlerinde harç istisnasından,
4- 29/7/1970 tarihli
ve
1319 sayılı
Emlak Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (m)
fıkrasına göre, resmi senedinde yazılı amaçlara tahsis edilmek
şartıyla vakfa ait binalar için emlak vergisi muafiyetinden
yararlanmaktadır.
Diğer taraftan,
yukarıda sayılan muafiyet ve istisnalar vakfın tüzel kişiliğine
yönelik olup vakfa ait iktisadi işletmelerin bu muafiyet ve
istisnalardan yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
Bu Genel Tebliğ ile
2/9/2003 tarih ve 25217 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
83 Seri
No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği
yürürlükten kaldırılmıştır.
Tebliğ olunur. |