Hukuka uygun surette alınmış izin bulunmaksızın, inşa edilmiş yapının arkeolojik sit sınırlarının tespitinde dikkate alınamayacağı, yapı dışında sit sınırının tespitine dönük olarak davacılar tarafından öne sürülmemesi karşısında tesis edilen işlemde, hukuka aykırılık görülmediği hakkında.
Hukuka
uygun surette alınmış izin bulunmaksızın, inşa edilmiş yapının arkeolojik sit
sınırlarının tespitinde dikkate alınamayacağı, yapı dışında sit sınırının
tespitine dönük olarak davacılar tarafından öne sürülmemesi karşısında tesis
edilen işlemde, hukuka aykırılık görülmediği hakkında.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/7660
Karar No : 2007/7758
Özeti :
Hukuka uygun surette alınmış izin bulunmaksızın, inşa edilmiş yapının arkeolojik
sit sınırlarının tespitinde dikkate alınamayacağı, yapı dışında sit sınırının
tespitine dönük olarak davacılar tarafından öne sürülmemesi karşısında tesis
edilen işlemde, hukuka aykırılık görülmediği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: Kültür ve Turizm Bakanlığı
Karşı Taraf
: …, …
Vekili
: Av. …
İstemin Özeti
: Muğla İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü, E:2003/566, K:2004/1811 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi
: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ekrem Atıcı'nın Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, davacıların maliki oldukları … İli, … İlçesi, … Mevkii, 2
pafta, 1000 parsel sayılı taşınmazın arkeolojik sit derecesinin yükseltilmesine
ilişkin İzmir ll Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun
10.07.1991 günlü, 2073 sayılı kararı ile sit sınırlarının 1/5000 ve 1/1000
ölçekli planlarda yeniden belirlendiği şekliyle uygun olduğuna dair Muğla Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 01.03.2003 günlü, 2283 sayılı kararının
iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve
bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada yer alan bilgi ve
belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parselin lll. derece
arkeolojik sit alanı içinde iken, parselin batı bölümünde 1986 yılında gerekli
izinler alınarak konut inşa edildiği dönemde kaya mezarlarının yaklaşık 6-7
metre doğusundan geçen bahçe duvarına ve konut yapımına koruma kurullarınca izin
verildiği ve bu izinler sonucunda oturma izni alındığı, bu alandaki 1/5000 ve
1/1000 ölçekte işlenen sit paftasında bu alandaki var olan yapılanma göz önünde
tutulmaksızın kaya mezarlarına belli bir koruma mesafesi gözetilerek sit
sınırının çizildiği, bu sit sınırlarının daha önce gerekli prosedürden
geçirilerek yapılmış olan davacılara ait evin ortasından geçtiği, mezarların
gelen ziyaretçiler tarafından rahatlıkla gezilebilecek konumda olduğu, sit
sınırının parsel ve yapılanmalar gözetilmeksizin belirlenmesinde hukuka uyarlık
bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı
idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu parselin Gayrımenkul
Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 14.10.1978 günlü, A-1362 sayılı kararı
ile tescilli III.derece arkeolojik sit alanında kaldığı ve parsel sınırına 6-7
metre mesafede kaya mezarlarının bulunduğu, 2863 sayılı Yasa uyarınca kurulmayan
anılan Yasa yetkisi bulunmayan Bodrum Belediyesi Bodrum Sit Alanları Danışma
Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından kendisine önerilen projeye konu parselin
kentsel ve kırsal konut yerleşme alanı ve II., III. derece sit bölgesinde
bulunduğu ve Müze Müdürlüğü'nden sitler hakkında bilgi getirilmesi halinde
projenin uygun olduğu yolunda 18.04.1986 günlü, 27/14 sayılı kararın alındığı,
bu karar sonrasında davacıların başvurusu üzerine Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
Müdürlüğü'nün 22.07.1986 günlü, 714 sayılı yazısında ise, taşınmazın III. derece
arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, bu alanlarda inşaat yapma izninin
Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları İzmir Bölge Kurulu'na ait olduğu, bu
nedenle gerekli belgelerle Bölge Kurulu'na başvurulması gerektiğinin davacılara
bildirildiği, ancak bu süreç işletilmeden Bodrum Belediyesi tarafından konut
inşası amacıyla 12.08.1986 günü yapı ruhsatının Bodrum Belediyesi Bodrum Sit
Alanları Danışma Denetleme Kurulu Başkanlığı'nın anılan kararı dayanak
gösterilerek düzenlendiği, 24.11.1986 günü de yapı kullanma izin belgesi
verildiği, ruhsat alınmadan önce 2863 sayılı Yasa uyarınca parselde yapı
yapılmadan önce Koruma Kurulundan alınmış bir iznin söz konusu olmamasına karşın
bilirkişi kurulu tarafından bahçe duvarı ve konut yapımına Koruma Kurulunca izin
verildiği belirtilerek, bu izin nedeniyle 1/5000 ve 1/1000 ölçekte işlenen sit
paftasında bu alanda var olan yapılanma göz önünde tutulmaksızın kaya
mezarlarına belli bir koruma mesafesine göre sit sınırının çizildiği, bu durumun
haksız ve yersiz olduğu, sit sınırının yapılaşmasını tamamlamış parselin
sınırından geçirilmesi gerektiği görüşüne varıldığı anlaşılmaktadır.
2863 sayılı Yasa ile buna dayalı olarak çıkarılan yönetmeliklerle
ilke kararları uyarınca, arkeolojik sit olarak tescile konu edilen yer ve bu
yere ait koruma sınırının bilimsel esaslara göre tespitine dönük olarak yetkili
koruma kurullarınca yapılan tescil ve sınırların belirlenmesi sırasında,
taşınmazın anılan Yasa kapsamında kaldığı ve gerekli iznin alınmasının zorunlu
olduğunun bildirilmesine karşın bu izin alınmadan yapılan yapıların esas
alınarak tescil işleminin gerçekleştirilmesi yolunda oluşturulan görüşün hukuken
korunabilir bir yanı bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığa konu olayda, davacılar tarafından III. derece arkeolojik
sit alanı içerisinde yapılaşma gerçekleştirilmeden önce ve Koruma Kurulundan
gerekli izinler alınmaksızın sadece belediyeden alınan inşaat ruhsatına dayalı
olarak yapılaşmaya gidildiği, parsel sınırına 6-7 metre mesafede kaya
mezarlarının bulunduğu ve bu mezarlara ait koruma sınırının ise söz konusu
parselin bir kısmını da içerisine aldığı, bilirkişilerce arkeolojik sit
sınırının yasa ve ilke kararlarına uygun olarak belirlenip belirlenmediğinin
bilimsel esaslara göre incelenmesi gerekirken fiilen gerçekleşmiş yapılaşmadan
hareketle düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında yasal isabet
bulunmamaktadır.
Bu durumda, hukuka uygun surette alınmış izin bulunmaksızın inşa
edilmiş yapının arkeolojik sit sınırlarının tespitinde dikkate alınamayacağı, bu
yapı dışında sit sınırının tespitine dönük olarak davacılar tarafından başkaca
bir iddianın da öne sürülmemesi karşısında tesis edilen işlemlerde hukuka
aykırılık görülmediğinden davanın reddi gerekirken iptali yolunda verilen
temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Muğla İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü,
E:2003/566, K:2004/1811 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 17.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.