T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/4397
Karar No : 2007/5914
Özeti :
Bulunduğu alanda imar planı çalışmaları sürüyor olsa bile, ruhsatsız olarak inşa
edilen yapının, imar mevzuatına uygun hale getirilmesi yolunda işlem tesis
edilebileceği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf
: ..
Vekili
: Av. …
İstemin Özeti
: Muğla İdare Mahkemesinin 8.9.2004 günlü, E:2002/350, K:2004/704 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet Sıtkı Çelik'in Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M. İclal Kutucu'nun Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, …, …, … Beldesi, … Mahallesi, 9 pafta, 281 parsel sayılı
taşınmaz üzerinde ruhsatsız olarak inşa edilen yapının 3194 sayılı Yasanın 32.
maddesi uyarınca imara uygun hale getirilmesine ilişkin 28.2.2002 günlü, 3
sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince,
uyuşmazlık konusu yapının üzerinde yer aldığı taşınmazı da kapsayan alana
ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planının Aydın 1. İdare Mahkemesinin
30.12.1999 günlü, (E:1998/839), K:1999/967 sayılı kararıyla iptaline karar
verildiği, anılan yerde revizyon imar planı çalışmalarının sürdüğü, yapılacak
yeni plana göre dava konusu yapının ruhsata bağlanabilme durumu olup olmadığı
değerlendirileceğinden bu aşamada tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı
olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesinde, bu kanun hükümlerine
göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç, ruhsat alınmadan yapıya
başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı, ilgili idarece tesbiti,
fenni mesulce tesbiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali
olunması üzerine, Belediye veya Valiliklerce, o andaki inşaat durumunun tesbit
edileceği yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı, durdurmanın yapı
tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı,
bu tebligatın bir nüshasının da muhtara bırakılacağı, bu tarihten itibaren en
çok bir ay içinde yapı sahibinin yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya
ruhsat alarak, Belediyeden veya Valilikten mührün kaldırılmasını isteyebileceği,
ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat
alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mührün
Belediye veya Valilikçe kaldırılarak inşaata izin verileceği, aksi takdirde,
ruhsatın iptal edileceği, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan binanın,
Belediye Encümeni veya İl İdare Kurulu kararını müteakip Belediye veya Valilikçe
yıktırılacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlık konusu yapının bulunduğu alana
ilişkin 1/1000 olçekli imar planının Aydın 1. İdare Mahkemesinin 30.12.1999
günlü, E:1998/839, K:1999/967 sayılı kararıyla iptal edildiği, bu karar Danıştay
Altıncı Dairesinin 12.12.2001 günlü E:2000/5528 K:2001/6375 sayılı kararıyla
bozulmuş ise de, bozma kararı, anılan yerde 1.12.1997 günlü yeni bir uygulama
imar planı değişikliği olduğundan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına
karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesinde isabet bulunmadığı
gerekçesiyle verildiği, böylece sözü edilen imar planının ortadan kalktığının
anlaşıldığı, öte yandan yukarıya alınan Danıştay Altıncı Dairesi kararında
belirtilen 1.12.1997 günlü uygulama imar planının geçerli olup olmadığı açıkça
anlaşılamamakla beraber Özel Çevre Koruma Kurulu Başkanlığınca sözü edilen
alanda 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı revizyon çalışmaları devam ettiğinden
bu çalışmalar tamamlanana kadar hiç bir imar uygulaması yapılmaması yolunda
28.10.2000 günlü, 3930 sayılı karar alındığı ve davalı idarece savunma
dilekçesinde söz konusu alanı düzenleyen geçerli bir imar planının
bulunmadığının belirtildiği, buna göre idarece plansız duruma düştüğü kabul
edilen taşınmazda davacı tarafından ruhsatsız olarak yapı inşa edildiğinin
tespit edilmesi üzerine yasal süresi içerisinde imara uygun hale getirilmesi
gerektiği yolunda dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
İmar mevzuatı uyarınca her hangi bir yapının imara uygun olduğundan
söz edebilmek için, yasal istisnalar dışında, usulüne uygun olarak verilmiş
inşaat ruhsatı olması ve bu ruhsata uygun olarak inşa edilmiş olması gerekir.
Öte yandan, imar mevzuatına aykırı yapının bulunduğu alanda imar planı
çalışmalarına devam ediliyor olmasının, bu tür yapılar hakkında işlem tesis
edilmesine engel olmacağı da tabiidir. Olayda ise dava konusu yapının ruhsatsız
olarak inşa edildiği ve süresinde ruhsata bağlanmadığı tartışmasızdır. Bu durum
karşısında anılan yapının yasal hale getirilmesi amacıyla tesis edildiği
anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna
varılmaktadır. Buna göre İdare Mahkemesince uyuşmazlık hakkında yeniden bir
karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Muğla İdare Mahkemesinin 8.9.2004 günlü,
E:2002/350, K:2004/704 sayılı kararının bozulmasina, fazladan yatırılan 17 YTL
harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 30.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2007/4344
Karar No : 2007/7751
Özeti :
Davacının parseldeki yeni yapılaşma için geçici yapılanma koşullarına göre
hazırlandığı projenin onaylandığı, ardından yapı denetimi firması ile yapı
sahibi arasında yapı denetim sözleşmesinin imzalandığı, bu aşamada uygulama
sorumluluğunun proje müellifi davacı mimardan yapı denetim firmasına geçtiği,
projenin uygulanması dönemindeki aykırılıktan, davacının proje müellifi olması
nedeniyle sorumlu tutulamayacağı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: Kültür ve Turizm Bakanlığı
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti
: Bursa 2. İdare Mahkemesinin 17.04.2007 günlü, E:2006/1863, K:2007/712 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesi, … Köyünde sit alanında kalan 1-2 pafta, 197
sayılı parseldeki yapılanmaya ilişkin mimar sıfatıyla davacı tarafından
hazırlanan ve Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla
onaylanan mimari projeye aykırı olarak yapılan uygulama nedeniyle davacının
mesleki hak ve yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle proje müellifi
olarak hakkında 2863 sayılı Yasanın 5226 sayılı Yasayla değişik 18. maddesinin
3. fıkrası uyarınca koruma bölge kurulları ile ilgili konularda plan ve proje
düzenlemesi ve uygulama sorumluluğu yapmasının beş yıl süreyle yasaklanmasına
ilişkin anılan Kurulun 17.03.2006 günlü, 1294 sayılı kararının iptali istemiyle
açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, davacının parseldeki yeni
yapılaşma için geçici yapılanma koşullarına göre hazırladığı projenin
onaylandığı, ardından yapı denetimi firması ile yapı sahibi arasında yapı
denetim sözleşmesinin imzalandığı, bu aşamada uygulama sorumluluğunun proje
müellifi davacı mimardan yapı denetim firmasına geçtiği, daha sonra davacının da
mimari projeyi hazırlayan kişi olarak imzaladığı 19.03.2003 günü yapı ruhsatının
düzenlendiği, projenin uygulanması sırasında onaylı projeye aykırı imalat
yapıldığının yapı tatil tutanağı ile tespit edildiği, bu dönemdeki aykırılıktan
davacının proje müellifi olması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı, tesis edilen
işlemde hukuka uyarlık görülmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar
verilmiş; bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki
temyize konu Bursa 2. İdare Mahkemesinin 17.04.2007 günlü, E:2006/1863,
K:2007/712 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.
maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından,
bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasina, dosyanın
adı geçen mahkemeye gönderilmesine 17.12.2007 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/3669
Karar No : 2007/5774
Özeti :
1/1000 ölçekli imar planı ve buna bağlı uygulama işlemlerinin, idarece ya da
yargı kararıyla iptal edilmeksizin, üst ölçekli planlar olan 1/25000 ve 1/5000
ölçekli planların iptal edilmiş olmasıyla kendiliğinden hukuki geçerliliğini
yitirdiği, dolayısıyla yürürlükten kalktığından söz edilemeyeceği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf
: Yenimahalle Belediye Başkanlığı
Vekili
: Av. …
İstemin Özeti
: Ankara 12. İdare Mahkemesinin 13.10.2004 günlü, E:2003/182, K:2004/1738 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Yıldırım Şimşek'in Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Gülen Aydınoğlu'nun Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, …, …, 43358 ada, 18 parsel sayılı taşınmaz için verilen
4.7.2003 günlü, 378 sayılı yapı ruhsatının iptali istemiyle açılmış; İdare
Mahkemesince, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 30.3.2001 günlü, 157 sayılı
kararıyla onaylanarak yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli nazım imar planı
değişikliği ile küçük sanayi kullanımına ayrılan 43358 ada, 18 sayılı parselin
bulunduğu alana ilişkin olarak dava konusu edilen 4.7.2003 günlü, 378 sayılı
yapı ruhsatının verildiği tarihte onaylanmış 1/1000 ölçekli uygulama imar planı
bulunmadığı, ancak 17.11.2003 günlü, 328 sayılı belediye meclisi kararı ile
kabul edilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca onaylanan 1/1000 ölçekli
uygulama imar planında da söz konusu parselin küçük sanayi kullanımına ayrıldığı
anlaşıldığından dava konusu yapı ruhsatında hukuka aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından
temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, … İli, … İlçesi, 43358 ada, 18 parsel
sayılı taşınmazın bulunduğu alanın 1988 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar
planında küçük sanayi alanı olarak belirlendiği, nazım imar planına uygun olarak
hazırlanan ve belediye meclisinin 10.4.1996 tarih ve 70 sayılı kararıyla onanan
1/1000 ölçekli uygulama imar planının Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın
30.7.1996 gün ve 2780 sayılı yazısı ile onaylandığı, bu plana dayanılarak
17.3.1998 gün ve 654 sayılı belediye encümeni kararı ile parselasyon planının da
yapıldığı, daha sonra Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 11.2.1999 gün ve
115 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile
dava konusu parselin bulunduğu alanın küçük sanayi kullanımından çıkarılarak
konut alanı kullanımına dönüştürüldüğü, söz konusu 11.2.1999 tarih ve 115 sayılı
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan nazım imar planı
tadilatının iptali istemiyle Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin E:2003/208 sayılı
dosyasında açılan davada 19.1.1999 tarihinde yürütmenin durdurulmasına karar
verildiği ve 20.4.2000 gün ve 2000/400 sayılı kararla da iptal edildiği, bu
karardan sonra Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 30.3.2001 gün ve 157
sayılı kararıyla onaylanan nazım imar planı değişikliği ile parselin tekrar
küçük sanayi kullanımına dönüştürüldüğü, 43358 ada, 18 parsel sayılı taşınmazda
yapılacak yapı için dava konusu edilen 4.7.2003 tarih ve 378 nolu yapı
ruhsatının verildiği, daha sonra Yenimahalle Belediye Meclisi'nin 17.11.2003 gün
ve 328 sayılı kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 17.12.2003 gün ve 6428 sayılı yazısı
ile onaylandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, 1/1000 ölçekli imar planı ve buna bağlı uygulama
işlemlerinin idarece ya da yargı kararıyla iptal edilmeksizin üst ölçekli
planlar olan 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli planların iptal edilmiş olmasıyla
kendiliğinden hukuki geçerliliğini yitirdiği dolayısıyla yürürlükten
kalktığından söz edilemeyeceğinden, yapı ruhsatının düzenlendiği tarihte
yürürlükte herhangi bir 1/1000 ölçekli uygulama imar planı bulunup bulunmadığı,
mevcut ise yapı ruhsatının bu plana uygun olup olmadığı, aksi takdirde 1/1000
ölçekli uygulama imar planı olmadan ruhsat verilemeyeceği hususu gözönünde
bulundurularak İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Ankara 12. İdare Mahkemesinin 13.10.2004 günlü,
E:2003/182, K:2004/1738 sayılı kararının bozulmasina, fazladan yatırılan 17.00
YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 24.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
TAM YARGI
DAVALARI
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı DAire
Esas No : 2007/5045
Karar No : 2008/20
Özeti :
Davacının kiracı olarak oturmakta olduğu binanın ruhsat alınmaksızın kaçak
olarak yapıldığı, gerek yapının inşa aşamasında, gerek daha sonraki aşamalarda,
yapıya ilişkin bir tespit ve denetim yapılmadığı, yasaların vermiş olduğu
denetim ve gözetim görevlerini yerine getirmeyen davalı belediyenin %100 kusurlu
olduğu hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunanlar
: 1- Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
2- …
Vekili : Av. …
Diğer Davalı İdare : Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
Karşı Taraf : 1- Ertan Aydın
Vekili : Av. …
2- Adapazarı Büyükşehir Belediye
Başkanlığı
Vekili : Av. …
İstemin Özeti
: Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 26.04.2007 günlü, E:2005/3441, K:2007/444 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti
: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Arslan'ın Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede
yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen
Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı ve Onbirinci Daireleri müşterek
heyetince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte
yapılan toplantıda Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki
belgeler incelendikten sonra, davalı Adapazarı Belediye Başkanlığı'nın husumet
yönünden yapmış olduğu itiraz, 593 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesi
ile geçici 2. maddesi birlikte ele alındığında, Adapazarı Belediyesi'nin Başkanı
ile karar organlarının ilk yerel seçime kadar Adapazarı Büyükşehir
Belediyesi'nin Başkanı ve karar organları olarak görev yapması ve bu sürede alt
kademe belediyesine ait görev ve yetkilerin de Adapazarı Büyükşehir
Belediyesince yerine getirilmesi nedeniyle görülmekte olan tazminat davasının,
Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın husumetiyle görülmeye devam
edilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, yerinde görülmeyerek işin gereği
görüşüldü:
Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.
Dava, davacının kiracı olarak oturmakta olduğu, … İli, Adapazarı, …
Mahallesi, … Blok A girişinde bulunan dairenin 17.09.1999 günü meydana gelen
deprem sonucu yıkılmasında davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğu öne
sürülerek enkaz altında kalarak vefat eden eşinden dolayı 100.000,00 YTL,
çocukları … ve … için 150.000.00 'er YTL olmak üzere 400.000,00 YTL manevi,
enkaz altında kalan eşyaların bedeli olarak 10.000,00 YTL maddi tazminata olay
tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hükmedilmesi istemiyle
açılmış; İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı ve Onbirinci Daireleri müşterek
heyetince verilen 22.02.2005 günlü, E:2004/3218, K:2005/1061 sayılı bozma
kararına uyularak dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu yapının deprem
nedeniyle ağır hasar görerek yıkıldığı ve enkaz altında eş ve iki çocuğu kalarak
vefat ettiği, davalı belediyece ara kararına verilen yanıtta davacının kiracı
olarak oturmakta olduğu konutun bulunduğu binaya ilişkin işlem dosyasına
rastlanılmadığının belirtildiğinin görüldüğü, binanın ruhsat almaksızın kaçak
olarak yapıldığı, anılan idarece gerek yapının inşaası aşamasında, gerek daha
sonraki aşamalarda yapıya ilişkin olarak herhangi bir tespit ve denetim
yapılmadığı, yıkılan binanın kaçak olarak inşaa edilirken, hatalı malzeme ve
işçilik kullanılması sonucu deprem sonrasında yıkıldığı kanaatine varıldığı,
yasaların vermiş olduğu denetim ve gözetim görevlerini yerine getirmeyen davalı
belediyenin zararın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davalı
Bakanlığın, ülkenin deprem bölgesi haritalarının hazırlanması, afet bölgesinde
yapılacak yapılar hakkındaki yönetmeliklerin çıkartılması konusunda üzerine
düşen görevleri yerine getirdiğinden yapının deprem sırasında yıkılmasında
kusurunun bulunmadığı, Mahkemesinin E:2005/2934 sayılı dosyasında yapılan ara
kararına Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı tarafından verilen
cevapta, 2000 yılında ortalama bir evde olması gereken eşyaların toplam
değerinin 7.090,00 YTL olduğunun bildirildiği, davacının eş ve iki çocuğunun
kaybetmesi sonucu psikolojik olarak etkilendiği, elem ve üzüntü duyduğu, bu elem
ve üzüntünün karşılığı olarak eşi için 5.000,00 YTL çocukların her biri için
ayrı ayrı 10.000,00 YTL olmak üzere toplam 25.000,00 YTL manevi tazminatın
davacıya ödenmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin
7.090,00 YTL'lik, manevi tazminat isteminin ise 25.000,00 YTL'lik kısmının
kabulüne, fazlaya ilişkin tazminat istemlerinin reddine, kabul edilen maddi ve
manevi tazminatın davalı belediyeye başvuru tarihi olan 19.07.2000 gününden
itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte anılan idarece davacıya
ödenmesine, davanın davalı Bakanlık yönünden reddine karar verilmiş; bu karar
davacı ile davalı belediye tarafından temyiz edilmiş, temyiz aşamasında da
yapıya ilişkin herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunulmamıştır.
Tazminat isteminin kısmen kabulü, davanın yukarıda özetlenen
gerekçeyle kısmen reddi yolundaki temyize konu Sakarya 1. İdare Mahkemesinin
26.04.2007 günlü, E:2005/3441, K:2007/444 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma
nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemleri yerinde görülmeyerek
anılan mahkeme kararının onanmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine
15.01.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davalı idare olan belediyenin, deprem sonucu yıkılan yapı hakkında
yasal denetim ve gözetim görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle hizmet kusuru
bulunmakla birlikte, bu kusurun tamamının idarede olmadığı, kiracı olan
davacının da ailenin oturacağı evin seçimi konusunda basiretli bir aile reisi
gibi hareket ederek kendisine düşen araştırma görevini araştırma görevini yerine
getirmediği anlaşıldığından, temyiz isteminin davacının kusurunun da tespitine
yönelik olarak kabulü ile mahkeme kararının bozulması oyuyla çoğunluk kararına
karşıyım.
YIKMA İŞLERİ
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/4453
Karar No : 2007/6360
Özeti :
İnşaat Ruhsatı imar planına göre düzenlenmesi gerektiğinden, imar planı henüz
yapılmamış yerdeki taşınmaz için, bu aşamada inşaat ruhsatı verilmeyebileceği
hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf
: …
İstemin Özeti
: Denizli İdare Mahkemesinin 22.2.2005 günlü, E:2004/1119, K:2005/122 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet Sıtkı Çelik'in Düşüncesi
: Dava, inşaat ruhsatı verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin
işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, imar mevzuatına göre
öngörülen belgelerin incelenerek eksik ve yanlışlık bulunmuyorsa ruhsat
verilmesi, eksik veya yanlışlık bulunuyorsa ilgili hususların davacıya
bildirilmesi gerekirken, bu usule uyulmaksızın tesis edilen işlemin hukuka
aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Olayda, uyuşmazlık konusu taşınmaz özel proje alanında kaldığından
bahisle inşaat ruhsatı verilmediği, daha sonra bu özel proje alanı ibaresi
ortadan kaldırılmakla bu yerin plansız duruma düştüğü, ancak yapı ruhsatı, imar
planına göre düzenlenmesi gerektiğinden, imar planı olmayan yerdeki taşınmaz
için ruhsat verilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Aksi yoruma dayalı
verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, …, … Mahallesi, … Mevkii, 18 K-lll pafta, 1787 ada, 8 parsel
sayılı taşınmaz üzerinde bina yapmak için inşaat ruhsatı verilmesi istemiyle
yapılan başvurunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle
açılmış; İdare Mahkemesince, davacının inşaat ruhsatı talebiyle yaptığı başvuru
üzerine, idarece imar mevzuatına göre öngörülen belgelerin incelenerek eksik ve
yanlışlık bulunmuyorsa ruhsat verilmesi, eksik veya yanlışlık bulunuyorsa ilgili
hususların davacıya bildirilmesi gerekirken, söz konusu parselin bulunduğu
planın belediye meclis kararıyla özel proje alanı ilan edildiği, ancak bu
kararın da iptal edildiği ve yeni bir karar alınıncaya kadar davacının istemi
hakkında her hangi bir işlem yapılamayacağından bahisle başvurunun reddi yolunda
tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline
karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
3194 sayılı Kanunun genel esas başlıklı 3. maddesinde her hangi bir
sahanın, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve
yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamayacağı kurala bağlanmış.
3194 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, bu kanunun
kapsamına giren bütün yapılar için 26. maddede belirtilen istisna dışında
belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınmasının mecburi olduğu, aynı
Kanunun 22.maddesinde de belediyeye yapılacak müracaatta dilekçeye tapu, mimari
proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri resim ve hesapları, röperli
veya yoksa ebatlı kroki eklenmesi gerektiği öngörülmüştür.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3. maddesinde uygulama
imar planının, bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini,
yolları, uygulama etaplarını ve esaslarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile
gösteren raporuyla bir bütün olan plan olduğu tanımlanmıştır. Bu hükümden de
anlaşıldığı gibi bir bölgenin yapı yoğunluğunu, düzenini ve esaslarını imar
planı düzenlemekte ve bu plana uygun olarak ve uygulanması yolunda yapı ruhsatı
alınarak inşaat yapılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının ruhsat istemiyle yaptığı
başvurunun, taşınmazın özel proje alanında kaldığı ve inşaat ruhsatı verilmemesi
konusunda 17.6.2004 günlü, 101 sayılı belediye meclisi kararı alındığı, daha
sonra 17.9.2004 günlü, 125 sayılı belediye meclis kararıyla 17.6.2004 günlü
işlemin iptal edildiği ve yeni bir karar alanıncaya kadar davacı talebi hakkında
her hangi bir işlem yapılmayacağı hakkında işlem tesis edildiği ve bu hususun
savunma dilekçesiyle İdare Mahkemesi bilgisine sunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre uyuşmazlık konusu taşınmaza, özel proje alanında
kaldığından bahisle inşaat ruhsatı verilmediği, daha sonra bu özel proje alanı
ibaresi ortadan kaldırılmakla bu yerin plansız duruma düştüğü, ancak yapı
ruhsatının, imar planına göre düzenlenmesi gerektiğinden, imar planı olmayan
yerdeki taşınmaz için ruhsat verilmemesi yolunda tesis edilen dava konusu
işlemde sonuç itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu sonuca göre İdare Mahkemesince, uyuşmazlık hakkında yeniden bir
karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Denizli İdare Mahkemesinin 22.2.2005 günlü,
E:2004/1119, K:2005/122 sayılı kararının bozulmasina, fazladan yatırılan
17,00 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 12.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/5594
Karar No : 2007/6553
Özeti :
Hisseli taşınmaz üzerinde yapılacak inşaat için diğer hissedarlardan muvafakat
alınmadığı hususu gözetilmeksizin, verilen muhtarlık izninin esas alınması
suretiyle, davacının 3194 sayılı Yasa'nın 27. maddesi koşullarını sağladığının
kabul edilemeyeceği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: Adana Valiliği
Karşı Taraf
: …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti
: Adana 2. İdare Mahkemesinin 31.03.2005 günlü, E:2004/326, K:2005/364 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ülkü Özcan'ın Düşüncesi
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2009-07-14 (1099 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|