ALTINCI DAİRE
KARARLARI
BELEDİYE
GELİRLERİ
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/5645
Karar No : 2007/6918
Özeti :
Belediyeye ait otoparktan yararlandığından bahisle, 2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca, davacı adına otopark ücreti tahakkuk
ettirilmesine ilişkin işlemin iptali isteminin, görev alanına girmediği halde
idare mahkemesince karara bağlanmasında, hukuki isabet bulunmadığı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf
: …
Vekili
: Av. …
İstemin Özeti
: Bursa 2. İdare Mahkemesinin 12.4.2005 günlü, E:2004/1394 K:2005/462 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Yıldırım Şimşek'in Düşüncesi
: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, davacı adına 6.520.500.000 lira otopark ücreti tahakkuk
ettirilmesine ilişkin 13.5.2004 günlü işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare
Mahkemesince, otopark ücretinin tahakkukuna dayanak teşkil eden bilgi, belgeler
ile davacının otoparktan yararlandığını gösteren tespit ve kayıtların mahkemece
ara kararı ile istenilmesine karşın, davalı idarece hukuken kabul edilebilir
bilgi ve belge sunulamadığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık
bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar
davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi
Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6/a maddesinde, genel
bütçe, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile
benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin
davaları vergi mahkemelerinin çözümleyeceği hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, belediyeye ait otoparktan yararlandığından
bahisle 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 97. maddesi uyarınca davacı adına
otopark ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin iptalinin istendiği
anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacıdan dava konusu işlem ile istenilen otopark
ücretinin dayanağı 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu olması nedeniyle anılan
Yasadan kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün ise yukarıda bahsedilen Yasa hükmü
uyarınca vergi mahkemelerinin görev alanına girdiği açık olduğundan, davanın
3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca hazırlanan Otopark Yönetmeliği'ne
dayandırılarak idare mahkemesince karara bağlanmasında hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 12.4.2005 günlü,
E:2004/1394 K:2005/462 sayılı kararın bozulmasina, fazla yatırılan 17,00
YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 27.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ESKİ ESERLER
(KORUNMASI
GEREKLİ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI)
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/7832
Karar No : 2007/7545
Özeti :
İdari işlemler henüz kesinleşmeden kanun değişikliği ile yeni şartlar
öngörüldüğünden, kesinleşmemiş idari işlemlerde de yeni şartlar aranacağı
hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf
: Maliye Bakanlığı
İstemin Özeti
: Kocaeli İdare Mahkemesinin 15.6.2005 günlü, E:2003/1105, K:2005/923 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Yıldırım Şimşek'in Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, …, …, … Köyü, 20 pafta, 739 parsel sayılı 1. Derece doğal sit
alanı içinde kalan taşınmazın takas programına alınması ve sertifika verilmesi
istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış;
İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden davacının … İlçesi, … Köyünde 20
pafta, 739 parsel sayılı taşınmazının 17.5.1994 tarih ve 3465 sayılı İstanbul
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararıyla 1. derece sit alanı olarak
belirlendiği, davacının söz konusu taşınmazı 9.1.1997 tarihinde satın aldığı,
13.11.2001 tarihli dilekçeyle taşınmazın takas programına alınarak kendisine
sertifika verilmesini talep ettiği, gerekli işlemler tamamlanmadan 4916 sayılı
Yasayla 4706 sayılı Yasanın 6. maddesinin değiştirilerek onanlı koruma amaçlı
imar planında kesin inşaat yasağı getirilmiş olma şartının öngörüldüğü,
davacının taşınmazının bulunduğu alanın onanlı koruma amaçlı imar planı
bulunmadığından talebinin 14.10.2003 günlü, 36115 sayılı işlemle reddi üzerine
görülmekte olan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, idari işlemler
henüz kesinleşmeden kanun değişikliği ile yeni şartlar öngörüldüğünden,
kesinleşmemiş idari işlemlerde de yeni şartlar aranacağı, başka bir ifadeyle
idari işlem henüz kesinleşmediğinden müktesep hak doğmayacağı tartışmasız
olduğundan, onanlı imar planı mevcut olmayan davacının taşınmazının takas
programına alınmamasına ve sertifika düzenlenmemesine ilişkin işlemde hukuka
aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar
davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu
Kocaeli İdare Mahkemesinin 15.6.2005 günlü, E:2003/1105, K:2005/923 sayılı
kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1.
fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi
yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasina, fazla yatırılan 17,00
YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 11.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/7660
Karar No : 2007/7758
Özeti :
Hukuka uygun surette alınmış izin bulunmaksızın, inşa edilmiş yapının arkeolojik
sit sınırlarının tespitinde dikkate alınamayacağı, yapı dışında sit sınırının
tespitine dönük olarak davacılar tarafından öne sürülmemesi karşısında tesis
edilen işlemde, hukuka aykırılık görülmediği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: Kültür ve Turizm Bakanlığı
Karşı Taraf
: …, …
Vekili
: Av. …
İstemin Özeti
: Muğla İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü, E:2003/566, K:2004/1811 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi
: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ekrem Atıcı'nın Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, davacıların maliki oldukları … İli, … İlçesi, … Mevkii, 2
pafta, 1000 parsel sayılı taşınmazın arkeolojik sit derecesinin yükseltilmesine
ilişkin İzmir ll Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun
10.07.1991 günlü, 2073 sayılı kararı ile sit sınırlarının 1/5000 ve 1/1000
ölçekli planlarda yeniden belirlendiği şekliyle uygun olduğuna dair Muğla Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 01.03.2003 günlü, 2283 sayılı kararının
iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve
bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada yer alan bilgi ve
belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parselin lll. derece
arkeolojik sit alanı içinde iken, parselin batı bölümünde 1986 yılında gerekli
izinler alınarak konut inşa edildiği dönemde kaya mezarlarının yaklaşık 6-7
metre doğusundan geçen bahçe duvarına ve konut yapımına koruma kurullarınca izin
verildiği ve bu izinler sonucunda oturma izni alındığı, bu alandaki 1/5000 ve
1/1000 ölçekte işlenen sit paftasında bu alandaki var olan yapılanma göz önünde
tutulmaksızın kaya mezarlarına belli bir koruma mesafesi gözetilerek sit
sınırının çizildiği, bu sit sınırlarının daha önce gerekli prosedürden
geçirilerek yapılmış olan davacılara ait evin ortasından geçtiği, mezarların
gelen ziyaretçiler tarafından rahatlıkla gezilebilecek konumda olduğu, sit
sınırının parsel ve yapılanmalar gözetilmeksizin belirlenmesinde hukuka uyarlık
bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı
idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu parselin Gayrımenkul
Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 14.10.1978 günlü, A-1362 sayılı kararı
ile tescilli III.derece arkeolojik sit alanında kaldığı ve parsel sınırına 6-7
metre mesafede kaya mezarlarının bulunduğu, 2863 sayılı Yasa uyarınca kurulmayan
anılan Yasa yetkisi bulunmayan Bodrum Belediyesi Bodrum Sit Alanları Danışma
Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından kendisine önerilen projeye konu parselin
kentsel ve kırsal konut yerleşme alanı ve II., III. derece sit bölgesinde
bulunduğu ve Müze Müdürlüğü'nden sitler hakkında bilgi getirilmesi halinde
projenin uygun olduğu yolunda 18.04.1986 günlü, 27/14 sayılı kararın alındığı,
bu karar sonrasında davacıların başvurusu üzerine Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
Müdürlüğü'nün 22.07.1986 günlü, 714 sayılı yazısında ise, taşınmazın III. derece
arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, bu alanlarda inşaat yapma izninin
Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları İzmir Bölge Kurulu'na ait olduğu, bu
nedenle gerekli belgelerle Bölge Kurulu'na başvurulması gerektiğinin davacılara
bildirildiği, ancak bu süreç işletilmeden Bodrum Belediyesi tarafından konut
inşası amacıyla 12.08.1986 günü yapı ruhsatının Bodrum Belediyesi Bodrum Sit
Alanları Danışma Denetleme Kurulu Başkanlığı'nın anılan kararı dayanak
gösterilerek düzenlendiği, 24.11.1986 günü de yapı kullanma izin belgesi
verildiği, ruhsat alınmadan önce 2863 sayılı Yasa uyarınca parselde yapı
yapılmadan önce Koruma Kurulundan alınmış bir iznin söz konusu olmamasına karşın
bilirkişi kurulu tarafından bahçe duvarı ve konut yapımına Koruma Kurulunca izin
verildiği belirtilerek, bu izin nedeniyle 1/5000 ve 1/1000 ölçekte işlenen sit
paftasında bu alanda var olan yapılanma göz önünde tutulmaksızın kaya
mezarlarına belli bir koruma mesafesine göre sit sınırının çizildiği, bu durumun
haksız ve yersiz olduğu, sit sınırının yapılaşmasını tamamlamış parselin
sınırından geçirilmesi gerektiği görüşüne varıldığı anlaşılmaktadır.
2863 sayılı Yasa ile buna dayalı olarak çıkarılan yönetmeliklerle
ilke kararları uyarınca, arkeolojik sit olarak tescile konu edilen yer ve bu
yere ait koruma sınırının bilimsel esaslara göre tespitine dönük olarak yetkili
koruma kurullarınca yapılan tescil ve sınırların belirlenmesi sırasında,
taşınmazın anılan Yasa kapsamında kaldığı ve gerekli iznin alınmasının zorunlu
olduğunun bildirilmesine karşın bu izin alınmadan yapılan yapıların esas
alınarak tescil işleminin gerçekleştirilmesi yolunda oluşturulan görüşün hukuken
korunabilir bir yanı bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığa konu olayda, davacılar tarafından III. derece arkeolojik
sit alanı içerisinde yapılaşma gerçekleştirilmeden önce ve Koruma Kurulundan
gerekli izinler alınmaksızın sadece belediyeden alınan inşaat ruhsatına dayalı
olarak yapılaşmaya gidildiği, parsel sınırına 6-7 metre mesafede kaya
mezarlarının bulunduğu ve bu mezarlara ait koruma sınırının ise söz konusu
parselin bir kısmını da içerisine aldığı, bilirkişilerce arkeolojik sit
sınırının yasa ve ilke kararlarına uygun olarak belirlenip belirlenmediğinin
bilimsel esaslara göre incelenmesi gerekirken fiilen gerçekleşmiş yapılaşmadan
hareketle düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında yasal isabet
bulunmamaktadır.
Bu durumda, hukuka uygun surette alınmış izin bulunmaksızın inşa
edilmiş yapının arkeolojik sit sınırlarının tespitinde dikkate alınamayacağı, bu
yapı dışında sit sınırının tespitine dönük olarak davacılar tarafından başkaca
bir iddianın da öne sürülmemesi karşısında tesis edilen işlemlerde hukuka
aykırılık görülmediğinden davanın reddi gerekirken iptali yolunda verilen
temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Muğla İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü,
E:2003/566, K:2004/1811 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 17.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İMAR İŞLERİ
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2006/5630
Karar No : 2008/423
Özeti :
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 11. maddesinin, 4342 sayılı Yasa ile değişiklik
yapılmadan önceki şekline göre, nazım imar planı ile getirilen kullanım kararı
ile mera vasfını kendiliğinden yitirdiği hakkında.
Kararın Düzeltilmesini İsteyen (Davalı) : … Belediye
Başkanlığı
Vekili
: Av. …
Karşı Taraf (Davacı)
: 1- Erzurum Defterdarlığı
2- Davacı İdare Yanında Davaya
Katılan : Erzurum Valiliği
İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesince verilen
14.03.2006 günlü, K:2006/1096 sayılı kararın; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can'ın Düşüncesi : Kararın
düzeltilmesi isteminin kabulü ile 4342 sayılı Yasa uyarınca mera vasfı
değiştirilmeyen taşınmazın planlamaya ve dolayısıyla bu plana dayalı olarak
parselasyon işlemine konu edilmesi hukuken mümkün olmadığından mahkeme kararının
bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi : Kararın
düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 54 üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından,
istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin
1.fıkrasının (c) bendine göre, bozma kararında, araştırılması istenilen 1/1000
ölçekli uygulama imar planının karar düzeltme dilekçesi ekinde dosyaya sunulması
nedeniyle karar düzeltilmesi istemi oybirliğiyle yerinde görüldüğünden Danıştay
Altıncı Dairesi'nin 14.03.2006 günlü, E:2004/1392, K:2006/1096 sayılı kararı
kaldırılarak işin esası incelendi.
Dava, … İli, …, … Köyünde bulunan hazineye ait Mera Özel siciline
kayıtlı 517 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı Yasanın 18.
maddesi uyarınca tesis edilen ve 29.03.2002 günlü, 42 sayılı belediye encümeni
kararıyla kabul edilen parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare
Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda
düzenlenen raporla dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte
incelenmesinden, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 11. maddesinin 28.02.1998 günü
yürürlüğe giren 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 35.maddesi ile değiştirildiği,
parselasyona konu alana ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planının 4342 sayılı
Yasanın yürürlüğünden önce 15.06.1993 günlü, 8 sayılı belediye meclis kararı ile
kabul edilerek yürürlüğe girdiği, 3194 sayılı Yasanın 11.maddesinin 4342 sayılı
Yasa ile değişiklik yapılmadan önceki şekline göre, nazım imar planı ile
getirilen kullanım kararı ile meranın vasfını kendiliğinden yitirdiği,
parselasyon işlemi sırasında, düzenleme sınırı belirleme kriterlerine uyularak
tüm parsellerden eşit oranda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı, tesis
edilen işlemde dağıtım esasları, tahsis ilkeleri ve kamu yararına aykırılık
bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar
davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu
Erzurum İdare Mahkemesinin 30.10.2003 günlü, E:2002/1485, K:2003/1381 sayılı
kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1.
fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi
yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının ONANMASINA, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 28.01.2008 gününde oyçokluğuyla karar
verildi.
KARŞI OY
Dava, … İli, …, … Köyünde bulunan hazineye ait mera vasıflı
taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine göre yapılan
parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Uyuşmazlık, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun yayımından önce nazım imar
planı bulunan, ancak uygulama imar planı Kanun'un yayımından sonra kabul edilen
mera vasıflı taşınmazın bu vasfının nazım imar planı kararına göre değişip
değişmeyeceğinden kaynaklanmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 11. maddesinin 4. fıkrasında, hazırlanan
imar planı sınırları içindeki kadastral yollar, meydanlar ile meraların, imar
planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek onaylanmış imar planı
kararları ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olduğu, hükmüne yer
verilmiştir.
28.02.1998 günlü, 23272 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4342
sayılı Mera Kanunu'nun 35. maddesi ile, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 11.
maddesinin 4.fıkrasında yer alan "Mera" kelimesi anılan madde hükmünden
çıkarılmış ve 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4.maddesinde, meraların devletin hüküm
ve tasarrufu altında olduğu, özel mülkiyete geçirilemeyeceği, amacı dışında
kullanılamayacağı, zamanaşımı uygulanamayacağı, sınırlarının daraltılamayacağı,
hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 3194 sayılı Yasanın 5. maddesinde, uygulama imar
planları, uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak plan
olarak tanımlanmış olup, uygulama imar planı yapılmadan uygulamaya
geçilemeyeceği açıktır.
Bu durumda, uygulama imar planının onaylanması aşamasında yürürlükte
olan 4342 sayılı Yasa uyarınca mera vasfını taşıyan taşınmazın planlamaya ve
dolayısıyla bu plana dayalı olarak parselasyon işlemine konu edilmesi mümkün
değildir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi
gerekirken, aksi yönde verilen kararda isabet görülmediğinden bozulması
gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/6129
Karar No : 2007/6788
Özeti :
Islah imar planlarının, 1/5000 ölçekli nazım imar planına dayalı olarak
yapılması gerekmediği gibi; nazım imar planının uygulama kabiliyeti bulunan
alanlarda, ıslah imar planı yapılmasının da mümkün olmadığı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf
: Mamak Belediye Başkanlığı
Vekilleri :
Av. …, Av. …
İstemin Özeti
: Ankara 8. İdare Mahkemesinin 31.3.2005 günlü, E:2003/1762, K:2005/415 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Metin Çetinkaya'nın Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, …, … İlçesi, 3417 ada, 12,59 ve 95 parsel sayılı taşınmazları
kapsayan alanda yapılan ve 20.6.1991 günlü, 989/1436 sayılı belediye encümeni
kararı ile onaylanan parselasyon planı ile bu işlemin dayanağı olan ve 22.8.1990
günlü, 287 sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli ıslah
imar planının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan
keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi
ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 1/1000 ölçekli ıslah
imar planının dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun olduğu, imar
uygulamasına gelince, yasal sınırlar içinde ve eşit oranda düzenleme ortaklık
payı alındığı, davacıya yapılan tahsisin de dağıtım ilkelerine uygun olduğu
anlaşıldığından bahisle, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından
temyiz edilmiştir.
2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak
Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında Kanun'un 13. maddesinin (c) bendinde" Islah imar planları belediye veya
valiliklerce mümkün olduğu kadar fiili durum dikkate alınarak ve yapılanma
şartları da belirlenerek yapılır veya belediye veya valiliklerce Yeminli Özel
Teknik Bürolara yaptırılır. Engeç (1) ayiçinde belediye meclislerince kabul
edilenler belediye meclislerince, büyük şehir yönetiminde ilçe belediye
meclislerince kabul edilenler ilçe belediye meclislerince il idare kurullarınca
kabul edilenler valilikçe tasdik edilerek yürürlüğe girer. Bu plan tescili de
(1) ay içinde ivedilikle ve öncelikle yapılır.
İmar planı olan yerlerde mevcut imar planları gerektiği takdirde
ıslah imar planları şeklinde yeniden düzenlenir". hükmü kurala bağlanmış, 3290
sayılı Kanun ile Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981
sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Tanımlar ve Kısaltmalar
başlığını taşıyan 4. maddesinin 24.bendinde ıslah imar planları" ıslah imar
planı düzensiz ve sağlıksız biçimde oluşmuş yapı topluluklarının veya yerleşme
alanlarının, sınırları belli edilmek suretiyle, mevcut durumu da dikkate
alınarak dengeli, düzenli ve sağlıklı hale getirilmesi amacıyla, halihazır
haritalar üzerine yapılan ve yapılanma şartlarını da belirleyen imar planıdır"
şeklinde tanımlanmış, yine aynı Yönetmeliğin 20.maddesinde"ıslah imar planları
yapılacak yerler" Islah imar planı;
a) Bir yerleşme alanı yada yapı topluluğu niteliği kazanmış
gecekondu alanlarında,
b) Üzerinde bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği
kazanmış imar mevzuatına aykırı yapılar bulunan hisseli arsa veya arazilerde,
c) Üzerinde imar planı ve mevzuat hükümlerine aykırı yapılanmalar
bulunan ve bu nedenle, uygulama kabiliyeti kalmamış olan imar planı olan
alanlarda,
d) Islah imar planı olabilecek nitelikleri taşımadığı belediye yada
valilikçe belirlenen,özel parselasyon planı bulunan alanlarda yapılır." ifadesi
ile belirlenmiş, anılan yönetmeliğin 24. maddesinde de 2981 sayılı Yasanın
13.maddesine paralel hükmü getirilerek ıslah imar planlarının yürürlük biçimi
kurala bağlanmış bulunmaktadır.
Islah imar planlarının amacı sağlıksız ve düzensiz yapılaşmayı
mevcut durum dikkate alınarak ıslah etmek olduğundan başka bir amaçla ıslah imar
planı yapılması ve kapsama alınması gereken yapılanmaların bulunduğu bölgelerle
bütünleştirilmesi amacına dönük ıslah imar planı sınırlarının genişletilmesi ya
da onanlı ıslah imar planında yapılan maddi bir hatanın ortaya çıkması durumunda
bu hatanın giderilmesine yönelik değişiklik yapılması dışında mevcut ıslah imar
planlarının ıslah imar planı tadilatı adı altında değişikliğe konu edilmesi
mümkün olmayıp, bu planları geliştiren planların yürürlükte bulunan 3194 sayılı
İmar Kanunu ve 3030 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılması gerekir.
Diğer taraftan yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde ve amaçlara
ulaşmak için yapılması gereken ıslah imar planlarının, 1/5000 ölçekli nazım imar
planına dayalı olarak yapılması gerekmediği gibi nazım imar planının uygulama
kabiliyeti bulunan alanlarda ıslah imar planı yapılması da mümkün değildir.
Bu itibarla, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle söz konusu alanda
ıslah imar planı yapılmasını gerektiren şartların bulunup bulunmadığının ortaya
konulması gerekmektedir. Bu şartlar mevcut ise 2981 sayılı Kanun uyarınca
yapılmış olan dava konusu 1/1000 ölçekli ıslah imar planının ve parselasyon
planının, 3194 sayılı Kanun uyarınca yapılan 1/5000 ölçekli nazım imar
planından bağımsız olarak, 2981 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikte belirtilen
ilkelere uygun yapılıp yapılmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, yukarıda belirtilen hususlar yeni
bir bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle açıklığa kavuşturulduktan sonra
yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 8. İdare Mahkemesinin 31.3.2005 günlü,
E:2003/1762, K:2005/415 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 23.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/4397
Karar No : 2007/5914
Özeti :
Bulunduğu alanda imar planı çalışmaları sürüyor olsa bile, ruhsatsız olarak inşa
edilen yapının, imar mevzuatına uygun hale getirilmesi yolunda işlem tesis
edilebileceği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf
: ..
Vekili
: Av. …
İstemin Özeti
: Muğla İdare Mahkemesinin 8.9.2004 günlü, E:2002/350, K:2004/704 sayılı
kararının usul ve
imar hukukçusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2009-07-14 (1342 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|