|
İmar planı bulunmayan bir alanda hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin mümkün olmaması karşısında, bu yöndeki başvurusunun reddine ilişkin işlemde mevuata ayıkırılık bulunmadığı hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 10.11.2006 gün ve E:2006/1383, K:2006/5 İmar planı bulunmayan bir alanda hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin mümkün olmaması karşısında, bu yöndeki başvurusunun reddine ilişkin işlemde mevuata ayıkırılık bulunmadığı hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 10.11.2006 gün ve E:2006/1383, K:2006/5
İmar planı
bulunmayan bir alanda hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin mümkün
olmaması karşısında, bu yöndeki başvurusunun reddine ilişkin işlemde mevuata
ayıkırılık bulunmadığı hk.
Danıştay Altıncı
Dairesinin 10.11.2006 gün ve E:2006/1383, K:2006/5167 sayılı kararı.
İmar planı bulunmayan bir alanda hisselendirme
suretiyle taşınmazın devrinin mümkün olmaması karşısında, bu yöndeki
başvurusunun reddine ilişkin işlemde mevuata ayıkırılık bulunmadığı hk. Danıştay
Altıncı Dairesinin 10.11.2006 gün ve E:2006/1383, K:2006/5167 sayılı kararı.
Temyiz İsteminde Bulunan : Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü - ANKARA
Karşı Taraf : Tasfiye Halinde S.S?
Konut Yapı Kooperatifi adına ?
İstemin Özeti :Edirne İdare Mahkemesince verilen
22.11.2005 günlü, E:2004/1474, K:2005/1339 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi : Dosyanın
incelenmesinden, davacı kooperatife ait taşınmazı, kapsayan alanda yapılmış bir
imar planının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrasında yer alan düzenlemeye
göre, imar planı bulunmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla taşınmazları
hisselere ayıracak özel parselasyon planları ile satış vaadi sözleşmelerinin
yapılamayacağı açıktır.
Bu itibarla, taşınmazın 1.derece doğal sit alanında kaldığı gerekçesiyle
tasfiyeye karar verildiğinden bahisle kooperatifçe taşınmazın 1/21'er pay
olarak ortaklar adına müşterek mülkiyet halinde tescil ve tahsisi yönünde yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka
aykırılık bulunmadığından aksi yöndeki idare mahkemesi kararının bozulması
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Arslan'ın Düşüncesi
: Edirne İli, ? İlçesi, ? Köyü sınırları içinde bulunan 2078 parsel sayılı taşınmazın 1/21'er müşterek mülkiyet halinde tescili
istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 30.3.2004 günlü, 1520 sayılı
işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolundaki
İdare Mahkemesi kararını davalı idare temyiz etmekte ve bozulmasını
istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı kooperatifin tasfiyesi için karar alındığı,
tasfiyenin yapılabilmesi için kooperatif adına kayıtlı taşınmazın kooperatif
üyelerine hisseleri oranında taşınmazın müşterek mülkiyete çevrilerek hisselere
ayrılması istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine bu davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrasında imar
planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacı ile arsa ve parselleri
hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri
yapılamayacağı hükme bağlanmış ve anılan kanun maddesinin nasıl uygulanması
gerektiği yolunda da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 3.10.1997 günlü,
1997/12 sayılı Genelgesi yayımlanmıştır.
Olayda, taşınmazın bulunduğu alana ilişkin imar planının bulunmaması nedeniyle hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin yapılmasına
olanak bulunmadığından, davacının isteminin reddine yönelik işlemde 3194 sayılı
Kanuna ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 3.10.1997 günlü, 1997/112 sayılı
Genelgesine aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu
İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, Edirne İli, ? İlçesi, ? Köyü, 2078 parsel sayılı
taşınmazın, 1/21 oranında müşterek mülkiyet halinde tescili istemiyle yapılan
başvurunun reddine ilişkin 30.3.2004 günlü, 1520 sayılı işlemin iptali
istemiyle açılmış, idare mahkemesince, uyuşmazlık konusu taşınmazın davacı
kooperatife ait olduğu, taşınmazı kapsayan alanın imar planının bulunmadığı,
alanın 1. derece doğal sit olarak belirlenmesine ilişkin Mahkeme kararının
Danıştay Altıncı Dairesi'nin 20.5.1999 günlü, E:1998/2636, K:1999/2778 sayılı
kararıyla onandığı, ardından kooperatif tarafından tasfiye kararı alındığı ve
idareye taşınmazın müşterek mülkiyet halinde parsellere ayrılması istemiyle
başvuruda bulunulduğu, olayda 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine göre
imar planı olmayan yerlerde yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere
ayıracak özel parselasyon planlarının yapılamayacağının açık olduğu, ancak
taşınmazın 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesi nedeniyle üzerinde
yazlık konut yapılamayacağından bahisle kooperatifin tasfiyesine karar verildiği,
bu durumda davacı kooperatif tarafından yapılaşma amacı ile taşınmazın
hisselere ayrılması talep edilmediğinden ve yeni yapılaşma amacı
bulunmadığından, tapu kayıtları üzerinde doğal sit şerhi bulunmadığı ve hisseli
tescilin mümkün olmadığı gerekçesiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık
görülmediğinden iptaline karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz
edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinin son fıkrasında, imar planı olmayan
yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak
özel parselasyon planları ve satış vaadi sözleşmeleri yapılamayacağı hükme
bağlanmıştır.
Diğer taraftan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün 3.10.1997 günlü, 1997/12
sayılı genelgesiyle, anılan Kanunun 18. maddesinin son fıkrasında yer alan
düzenleme uyarınca yapılacak uygulamalara yön verilmiştir.
Olayda, davacı kooperatife ait taşınmazı kapsayan bir imar planının
bulunmadığı, tasfiye kararı üzerine taşınmazın 1/21'er pay olarak ortaklar
adına müşterek mülkiyet halinde tescili ve tahsisi yönünde talepte bulunulduğu ancak başvurunun 3194 sayılı İmar
Kanununun 18. maddesinin son fıkrası uyarınca reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan düzenlemeler uyarınca, imar planı bulunmayan bir alanda hisselendirme suretiyle taşınmazın devrinin mümkün olmaması
karşısında, bu yöndeki başvurunun reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık
bulunmamaktadır.
Bu itibarla anılan husus gözetilmeksizin verilen idare mahkemesi kararında
yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Edirne İdare Mahkemesinin 22.11.2005 günlü, E:2004/1474,
K:2005/1339 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 10.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
idare hukuku, idare hukuku davaları, idare hukukuna giriş, idare hukuku uzmanı, idare hukukcusu, idare uzmanı, idare
hukukçusu, "idare hukuku", ıdare hukuku, idare hukukunda iptal ve tam yarı
(tazminat) davaları, idare hukukunda bilirkişi, idare hukuku rehberi, idare
hukuku içtihatları, idare hukuku kararları, idare hukuku mahkemeleri, idare
hukuku yüksek yargı yerleri, idare hukuku merkezi, idari yargı, idari yargı davaları, idari yargılama usulü
kanunu, belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı",
imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi", "imar para cezaları", "imar kirliliği
suçları", kamulaştırma, kamulaştırmasız el atma, imar affı, tapu tahsis belgesi,
imar dava dilekçe örnekleri, imar hukuku davalarına rapor hazırlama, imar
hukukundan kaynaklanan tazminat davaları, ecrisimisl, korunması gerekli kültür
ve taşınmaz varlıkları, sit alanları, eski eser, yıkılan ve yanan tarihi
eserler, ulaşım planı, çevre düzeni planı, nazım imar planı, uygulama imar
planı, mevzi imar planı, ilave imar planı, inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni,
imar hukuku ile ilgili kanunlar, imar hukuku ile ilgili yönetmelikler ve her
türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve "ımar
hukukçusu". imar davası, idari yargı uzmanı,
imar hukukçusu Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır. Yayınlanma:: 2009-01-09 (1047 okuma) [ Geri Dön ] |
|