idari yargı- İmar Uygulamalarına İlişkin İşlemlere Karşı Açılacak Davalarda Görevli Mahkeme
İmar Uygulamalarına İlişkin İşlemlere Karşı Açılacak Davalarda Görevli
Mahkeme
Bu çalışmaya konu olan, her üç imar uygulaması XE “İmar
Uygulaması" işlemlerine karşı açılacak davalarda görevli mahkemeler, idare
mahkemeleridir. Çünkü, yukarıda 2576 sayılı Kanunun 5. maddesine göre imar
uygulamaları işlemleri Vergi Mahkemelerinin veya Danıştay’ın görev XE “Görev"
alanlarına girmemesi nedeniyle, idari yargıda, idare mahkemelerin görev
alanına girmektedir.
İdare Mahkemeleri, idari yargıda genel görevli
mahkemelerdir. Çünkü, idare mahkemelerinin görevi tanımlanırken, idari yargıda
diğer mahkemeler olan (ya da yüksek mahkemeler) Danıştay’ın ve Vergi
Mahkemelerinin görevlerine girmeyen diye tanımlanmaktadır. Aslında bu tanımı
ya da ifadeyi genişletebilmek de mümkündür. Türkiye’de özel bir Kanun ile adli
yargının görevine verilmeyen ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. maddesi ile
Danıştay’ın görev XE “Görev" alanına girmeyen yine 2576 sayılı Kanunun 6’ncı
maddesiyle Vergi Mahkemelerinin görevine girmeyen tüm idari işlemlere karşı
açılacak davalara bakmaya idare mahkemeleri görevli kılınmıştır. Bunun
istisnası ise askeri idari işlemler ile tahkim meselesidir. İşte, idare
mahkemelerinin genel görevli mahkeme olmasını bu hususa bağlıyoruz.
İmar uygulaması XE “İmar
Uygulaması" nda, parselasyon XE “Parselasyon" işlemine karşı açılacak
davalarda, idare mahkemelerinin görevli olduğu tespit edildikten sonra hangi
idare mahkemesinin yetkili olduğuna bakmak gerekir. Yetkili idare mahkemesi de
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 34. maddesine göre taşınmazın
bulunduğu yeri yargı çevresine alan idare mahkemesi yetkili mahkemedir.
İmar uygulaması XE “İmar
Uygulaması" sırasında, özellikle bedele dönüştürme XE "bedele dönüştürme" ve
ipotek XE “İpotek" tesisi yapılması halinde, bu işlemlerin ortaya çıkış
sebepleri idare mahkemelerinin görevine girmekle beraber, bedele yönelik
itirazlar ise adli yargının görevine girmektedir. Çünkü bu bedeller, 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu hükümlerine uygun olarak belirlenmektedir. Bazen bu
uyuşmazlıklar, artık işlemi yapan belediye ya da valilik ile değil özel şahısa
karşı yöneltilen davalar şeklinde olabilmektedir. Örneğin; ipotek tesis edilmiş
ise aleyhine ipotek tesis edilen hak sahibi, XE "hak sahibi" eğer bedele
itiraz edecekse, lehine ipotek tesis edilen şahsa karşı adli yargıda dava açacak
ve husumeti lehine ipotek kurulan şahsa yöneltecektir.
İmar uygulaması XE “İmar
Uygulaması" işlemlerine dava açtıktan sonra lehine karar verilen hak
sahiplerinin, hemen o taşınmazlara sahip olmaları, her zaman mümkün değildir.
Çünkü, bu sırada taşınmaz başka bir şahıs adına tapuya tescil edilmiş
olacağından, bu tescilin iptali istemiyle adli yargıda ayrıca dava açması
gerekmektedir. Kanımca, idari yargıda parselasyon XE “Parselasyon" işlemine
karşı dava açılırken, tapuda yapılan tescil işleminin de iptali istenilerek
dava açılması ve idare mahkemesince de hem parselasyon işleminin ve hem de
tapuda yapılan tescil işleminin iptaline karar verilmesi halinde, işte o zaman
adli yargıda ayrıca dava açılmasına gerek görülmeden, bu imar uygulaması XE
“İmar Uygulaması" nedeniyle başkası adına yapılan tescilin, tapu idaresi
tarafından kaldırılarak, dava açan şahıs adına tescile gidilmesi Hukuk Devleti’
XE "Hukuk Devleti" nin bir sonucu olması gerekir.
Buradan da anlaşılacağı üzere, temeli imar uygulaması XE
“İmar Uygulaması" ve dolayısıyla idare mahkemesinin görevine giren husus olması
halinde, bu imar uygulaması işleminin sonucu olarak yapılan tescil işlemine
karşı da, idare mahkemelerinde dava açılmaktadır.
Bunun dışında tapuda yapılan her türlü tescil, terkin ve şerh verilmesi
işlemlerine karşı adli yargıda dava açılmaktadır.
Bazen imar uygulaması XE
“İmar Uygulaması" yapılıp, tapuda tescil işlemlerinin tamamlanmasından sonra,
imar uygulamasını yapan idarelerce görülen bir eksiklik ya da teknik bir husus
düzeltilerek, yeniden tescil edilmek üzere, tapuya gönderildiği takdirde, eğer
tapu idaresi tarafından, bu tescilin yapılmaması halinde, bu şekilde tescilin
yapılmaması işlemlerine karşı da yine idare mahkemelerinde dava açılacaktır.
Parselasyon işlemine dayalı tapu iptali davası da idari yargının görevine
girmektedir.
Ancak taşınmazın
koordinatlarından gelen yüzölçümü ile dağıtım cetvellerine ve tapu kütüğüne
geçirilen dağıtım cetvelleri arasındaki farklılıktan kaynaklanan yanlışlığın
adli yargı yerinde görülecek tapu iptali ve tescil davası ile düzeltilmesi
olanaklıdır.
Bunların dışında, örneğin 2981 sayılı Yasanın 10/b
maddesine göre de uygulama yapılmaktadır.
Burada bahsedilen 10/b
maddesi uyarınca, Kadastro Müdürlüklerince yapılan imar uygulamalarına karşı
açılacak davalarda görevli mahkeme adli yargıdır. Dolayısıyla, İdare
Mahkemeleri, 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi uyarınca Kadastro Müdürlüklerince
yapılan parselasyon XE “Parselasyon"
işlemlerine karşı açılacak davalarda görevli değildir. Ancak, 2981 sayılı
Yasanın 10/b maddesinde Kadastro Müdürlüklerine tanınan yetkiyi belediyeler
kullanarak uygulama yapması halinde, bu işlemlere karşı idare mahkemesinde dava
açılır. Belediyelerin bu maddeye göre yetkileri ancak bu uygulamanın
yapılmasının Kadastro Müdürlüğünden talep edilmesiyle sınırlıdır.
idare hukuku, idare hukuku davaları, idare hukukuna giriş, idare hukuku uzmanı, idare hukukcusu, idare uzmanı, idare
hukukçusu, "idare hukuku", ıdare hukuku, idare hukukunda iptal ve tam yarı
(tazminat) davaları, idare hukukunda bilirkişi, idare hukuku rehberi, idare
hukuku içtihatları, idare hukuku kararları, idare hukuku mahkemeleri, idare
hukuku yüksek yargı yerleri, idare hukuku merkezi, idari yargı, idari yargı davaları, idari yargılama usulü
kanunu, belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı",
imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi", "imar para cezaları", "imar kirliliği
suçları", kamulaştırma, kamulaştırmasız el atma, imar affı, tapu tahsis belgesi,
imar dava dilekçe örnekleri, imar hukuku davalarına rapor hazırlama, imar
hukukundan kaynaklanan tazminat davaları, ecrisimisl, korunması gerekli kültür
ve taşınmaz varlıkları, sit alanları, eski eser, yıkılan ve yanan tarihi
eserler, ulaşım planı, çevre düzeni planı, nazım imar planı, uygulama imar
planı, mevzi imar planı, ilave imar planı, inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni,
imar hukuku ile ilgili kanunlar, imar hukuku ile ilgili yönetmelikler ve her
türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve "ımar
hukukçusu". imar davası, idari yargı uzmanı,
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.