idari yargı idare hukuku imar hukuku
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesinde
aynı dilekçe ile dava açılabilmesi halleri düzenlenmiştir. Burada iki husus
vardır. Birincisi, aynı şahsın, hakkındaki birden fazla işleme karşı tek
dilekçe ile dava açabilmesi, ikincisi ise, birden fazla şahsın tek dilekçe ile
birlikte dava açabilmesi halidir.
Anılan maddenin birinci fıkrasında, aynı şahsın, hakkında
tesis edilen birden fazla işleme karşı tek dilekçe ile dava açması hali
düzenlenmiştir. Bundan önce ise ana kural tespit edilmişti. Bu kural da, her
işlem aleyhine ayrı ayrı düzenlenecek dilekçeler ile dava açılmasıdır.
Dava
açan şahsı ilgilendiren birden fazla karşı işleme birlikte tek dilekçe ile dava
açılabilmesi için, işlemler arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da
sebep - sonuç ilişkisi bulunması gerekir. Dolayısıyla, birden fazla işleme
birlikte dava açılabilmesi için, maddi yönden bağlılık, hukuki yönden bağlılık
ve sebep - sonuç ilişkisi hususlarından birinin olması yeterlidir. Öyleyse,
yasa koyucu aynı şahsı ilgilendiren birden fazla işleme tek dilekçe ile dava
açmasına kolaylık sağlamıştır.
Uygulamada, maddi veya
hukuki bakımdan bağlılık konusunun tespitinde bazı kıstaslar kullanılmaktadır.
Bunlar; işlemlerin aynı yargı yerinin görevinde olması, kararların aynı şekil
koşullarına tabi bulunması, işlemlerin ve istemlerin içerik ve niteliğin
in aynı olması ve bununla ilgili muhatap idari mercilerin farklı olmaması,
işlemlerin alt idari yargı yerince denetimi sonucu verilen kararların temyiz
mercilerinin aynı olması ve işlemlerin dava safahatının aynı olması gibi
kıstaslardır.
Bazen işlemler arasında
sebep-sonuç ilişkisi bulunmakla beraber her bir işlemin dayandığı mevzuat farklı
ve yargılama usulü farklı olabilir. Bu halde ise her bir işleme karşı ayrı ayrı
dava açılması gerekir.
Birden fazla parseli imar
uygulamasına XE “İmar Uygulaması" tabi tutulan şahsın, tek dilekçe ile açacağı
davada her bir parsel ile ilgili dağıtımın iptalini isteyebilir. Ancak aynı
şahsa ait farklı yerlerde bulunan taşınmazlar, farklı imar uygulamasına tabi
tutulmuş iseler, o zaman, her bir imar uygulamasına karşı ayrı ayrı
düzenlenecek dilekçe ile dava açması zorunludur.
Öte yandan, birden fazla şahsın
bir dilekçe ile dava açabilmesi için, davacıların hak veya menfaatlerinde
iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı
olması gerekir. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açması daha sıkı
koşullara bağlanmıştır. Yasa koyucu tarafından birden fazla şahsın tek dilekçe
ile dava açabilmesini;
a.1. Davacıların
haklarında iştirak bulunması,
2.
Davacıların menfaatlerinde iştirak bulunması,
b.1. Davaya yol açan
maddi olayın aynı olması,
2. Davaya
yol açan hukuki sebeplerin aynı olması,
koşullarının birlikte gerçekleşmesine bağlamıştır. Yukarıda sadece, (a) ya da
(b) bölümündeki koşulların tek başına oluşmuş olması birlikte dava açmaya olanak
sağlamayacaktır. (a) bölümünden bir husus ile (b) bölümünden bir hususun
beraber gerçekleşmesi halinde birden fazla şahsın aynı dilekçe ile dava açması
mümkündür.
Bu hale göre, davacıların her birinin ayrı zararı olması
ve bu zararın talep edilmesi halinde, davacılar arasında hak veya menfaatte
iştirak bulunamayacağından, bu şahıslar için (b) bölümdeki koşullar oluşmuş
olsa bile (a) bölümündeki koşullar gerçekleşmediği için beraber dava açmaları
mümkün değildir.
Bir bölgede yaşayan semt sakinleri,
bulundukları saha ile ilgili olarak yapılan ve tüm semti yeşil alana ayıran imar
plânı değişikliğine karşı birlikte dava açmalarına olanak bulunduğu halde, aynı
mahallede müstakil arsa sahipleri, tüm mahalleyi kapsayacak şekilde yapılan
imar uygulamasın XE “İmar Uygulaması" a karşı, kendi parsellerinin subjektif
durumunun iptali istemiyle tek dilekçe ile dava açamazlar. Ancak, imar
uygulaması yapılan arazinin hukuki yapısı, mülkiyet olarak hisseli taşınmaz ise,
o zaman, her bir hissedar arazinin her bir kısmında hissesi oranında hak sahibi
XE "hak sahibi" olacağından, bu halde bütün o bölgeyi kapsayacak şekilde
yapılan imar uygulamasına karşı tek dilekçe ile dava açabilmelerine olanak
vardır.
Örneğin, Danıştay’a göre, nazım
imar plânına karşı, o yörede yaşayan bir grup vatandaş ile Mimarlar Odasının
birlikte dava açabilmelerine olanak vardır.
idare hukuku, idare hukuku davaları, idare hukukuna giriş, idare hukuku uzmanı, idare hukukcusu, idare uzmanı, idare
hukukçusu, "idare hukuku", ıdare hukuku, idare hukukunda iptal ve tam yarı
(tazminat) davaları, idare hukukunda bilirkişi, idare hukuku rehberi, idare
hukuku içtihatları, idare hukuku kararları, idare hukuku mahkemeleri, idare
hukuku yüksek yargı yerleri, idare hukuku merkezi, idari yargı, idari yargı davaları, idari yargılama usulü
kanunu, belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı",
imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi", "imar para cezaları", "imar kirliliği
suçları", kamulaştırma, kamulaştırmasız el atma, imar affı, tapu tahsis belgesi,
imar dava dilekçe örnekleri, imar hukuku davalarına rapor hazırlama, imar
hukukundan kaynaklanan tazminat davaları, ecrisimisl, korunması gerekli kültür
ve taşınmaz varlıkları, sit alanları, eski eser, yıkılan ve yanan tarihi
eserler, ulaşım planı, çevre düzeni planı, nazım imar planı, uygulama imar
planı, mevzi imar planı, ilave imar planı, inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni,
imar hukuku ile ilgili kanunlar, imar hukuku ile ilgili yönetmelikler ve her
türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve "ımar
hukukçusu". imar davası, idari yargı uzmanı,
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.