ALTINCI DAİRE KARARLARI
GECEKONDU İŞLERİ
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2003/338
Karar No : 2004/3903
Özeti :
Yeminli teknik özel büro tarafından 1984'de düzenlenen tespit formunda ve
12.6.1985 tarihli tapu tahsis belgesinde 1 kat işyeri+5 kat konut olarak
belirtilen yapının gecekondu olarak nitelendirilmesine olanak bulunmadığı gibi,
sözkonusu yapının aftan yararlandırılmasının 2981 sayılı Yasanın dar gelirli
vatandaşların konut sahibi olabilmesinin sağlanması amacına da aykırılık
taşıdığı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: İstanbul Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı
Karşı Taraf : …
Vekili :Av.
…
İstemin Özeti :
İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 16.10.2002 günlü, E:2002/71, K:2002/1266 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz
edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun
olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Gonca Temizhan'ın Düşüncesi :
Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi :İdare
ve vergi mahkemelerince verilen kararın temyizen incelenerek bozulabilmesi için,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci
fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, Kağıthane ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı
hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan gecekondu nedeniyle davacıya verilen
31.5.1985 günlü, 2/5784 sayılı tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin işlemin
iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, mesken
ve işyeri olarak kullanılan 6 katlı gecekondusu nedeniyle 2981 sayılı Yasadan
yararlanmak amacıyla 28.4.1983 tarihinde af başvurusunda bulunulduğu, 6 katlı
gecekondu için davacı adına 12.6.1985 tarihinde tapu tahsis belgesi
düzenlendiği, tapu tahsis belgesine konu taşınmazın tapu tahsis belgesi
verildikten sonra yapılan plan değişikliğiyle irtifasının 15.5 metreye
çıkartıldığından bahisle tapu tahsis belgesinin iptal edildiği anlaşıldığından,
idari işlemlerde varolması gereken hukuki istikrar ve güven ilkelerine aykırı
olarak tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin işlemde hukuka uyarlık
bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare
tarafından temyiz edilmiştir.
2981 sayılı Af Kanunu imar mevzuatına aykırı yapılarla gecekonduları
kapsamaktadır.
Anılan Yasanın tespit ve değerlendirme işlemleri başlıklı
8.maddesinde tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları
dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar
Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun
14. maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri
ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine
çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm
yapıların dahil olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Yasanın 10.maddesinde bu kanun hükümlerine göre hazine,
belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün idare ettiği
arsa ve araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12.madde
hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu
yerin hak sahibine tahsis edileceği ve ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi"
verileceği; hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının re'sen
iptal edileceği kurala bağlanmıştır.
Dava konusu uyuşmazlıkta ise, Yeminli Teknik Özel Büro tarafından
1984 tarihinde düzenlenen tespit formunda ve 12.6.1985 tarihli tapu tahsis
belgesinde 1 kat işyeri + 5kat konut olarak belirtilen yapının gecekondu olarak
nitelendirilmesine olanak bulunmadığı gibi sözkonusu yapının aftan
yararlandırılmasının 2981 sayılı Yasanın dar gelirli vatandaşların konut sahibi
olabilmesinin sağlanması amacına da aykırılık taşıdığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 16.10.2002
günlü, E:2002/716, K:2002/1266 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı
geçen mahkemeye gönderilmesine 18.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2003/685
Karar No : 2004/3717
Özeti :
Henüz tapuya dönüşmemiş tapu tahsis belgesi ile tasarruf edilen ve barınma
amaçlı kullanılması gereken gecekondunun, yasanın öngördüğü amaçlara aykırı
olarak yıkıldığının belirlenmesi üzerine, tapu verilmesi isteminin
reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan :
Mamak Belediye Başkanlığı - ANKARA
Vekili : Av. …
Karşı Taraf :
…
Vekili :
Av. …
İstemin Özeti :
Ankara 1. İdare Mahkemesinin 28.6.2002 günlü, E:2001/403, K:2002/622 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma
verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi :
Dosyanın incelenmesinden, tapu tahsis belgesine konu gecekondunun davacı
tarafından yıkıldığının anlaşılması karşısında, içinde oturan dar gelirli
ailenin barınma ihtiyacını karşılamak üzere yapılan ve bu şekilde tasarruf
edilen bir gecekondunun tapu tahsis belgesi tapuya dönüşmeden yıkılması, dar
gelirli vatandaşların konut sahibi olabilmelerinin sağlanması için çıkarılan
2981 sayılı Yasa'nın bu amacına aykırı olduğundan, tapu verilmesi isteminin
reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Buna göre, davanın reddedilmesi gerektiğinden, İdare Mahkemesinin
işlemin iptali yolundaki kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi :Davacının
… … Mah. … Cad. No:… adresinde … ada, … parselde bulunan gecekondusu için tapu
verilmesine yönelik başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan
dava sonucunda, İdare Mahkemesince, davacının gecekondusu için 2981 sayılı Yasa
kapsamında usulüne uygun başvuruda bulunduğu ve adına tapu tahsis belgesi
düzenlendiğinin tartışmasız olması karşısında istemin reddine ilişkin işlemde
hukuka uyarlık bulunmadığından iptali yolunda verilen kararın temyizen
incelenerek bozulması istenilmektedir.
2981 sayılı Yasanın 10.maddesinin (a) fıkrasında, tapu tahsis
belgesinin hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği hükme
bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya gecekondusu nedeniyle verilen
12.7.1985 günlü, 9286 nolu tapu tahsis belgesinin Başkanlık Makamının 26.3.2001
günlü, 1464 sayılı olurlarına istinaden 29.3.2001 tarih ve 605 sayılı Encümen
kararı ile iptal edildiği anlaşıldığından tapu verilmesi isteminin reddine
ilişkin işlemde hukuken aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda aksi yönde verilen Mahkeme kararında hukuki isabet
bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, …, …, … Mahallesi, … Caddesi, … numaralı gecekondu nedeniyle
tapu verilmesi isteminin cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin
iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, uyuşmazlık konusu gecekondu
nedeniyle 28.9.1984 tarihinde, 98699 sayılı imar affı başvurusunda bulunulması
üzerine, 12.7.1985 günü, 9286 sayılı tapu tahsis belgesinin düzenlendiği, davalı
idarece zeminde yapılan incelemelerde davacıya ait gecekondunun bulunmadığı,
herhangi bir yapının olmadığı gerekçesiyle tapu tahsis belgesi iptal edilmiş ise
de, uyuşmazlık konusu yerin imar affı başvurusunda bulunulduğu, 28.9.1984
tarihinde mevcut durumunun yeminli özel teknik büro tarafından incelenerek,
"tamamı kullanılıyor nitelikteki basit yapının" tespit edilmesi karşısında,
mevcut yapının sonradan yıkılmış olmasının davacı adına düzenlenen tapu tahsis
belgesinin iptal edilmesini gerektirmeyeceğinden bu iddianın yerinde
görülmediği; bu durumda usulüne uygun olarak yapılan başvuru sonucunda tapu
tahsis belgesi düzenlenen gecekondu nedeniyle tapu verilmesi isteminin cevap
verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idarece temyiz edilmiştir.
2981 sayılı Yasanın 10 ncu maddesinin (a) fıkrasında, bu Kanun
hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel
Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince
yapılmış yapıların, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra,
kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edileceği ve bu
tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine
"Tapu Tahsis Belgesi" verileceği, 13. maddesinin (a) fıkrasında da, bu Kanun
gereğince arsa tahsis edilecek kimselerin; kendisinin veya eşinin veya reşit
olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırı içinde ev yapmaya
müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümü veya bir bölümü
iş yeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması gerektiği hükme
bağlanmıştır.
2981 sayılı Yasanın yukarıda anılan hükümleri ile, dar gelirli
vatandaşların konut sahibi olabilmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, dar gelirli olması nedeniyle hak sahibi
sayılarak 2981 sayılı Yasadan yararlanması kabul edilen davacıya … ada, … sayılı
parselin 386 m2'lik kısmının 12.7.1985 günlü, 9286 sayılı tapu tahsis belgesiyle
tahsis edildiği, idarece bu taşınmazda herhangi bir gecekondu olmadığının tespit
edilmesi üzerine tapu verilmesi isteminin cevap verilmemek suretiyle
reddedildiği anlaşılmaktadır.
2981 sayılı yasa gerekçesinde,Yasanın amacı,ekonomik ve sosyal
nedenlerle birer çekim merkezi haline gelen kentlere akın eden vatandaşların
mutlak olan barınak ihtiyaçlarının giderilmesi,imar mevzuatı ve planlara uygun
hale getirilebilecek yapıların belli şartlarda hukukileştirilmesi olarak
belirtilmiştir. Yasa, en temel ihtiyaçlardan biri olan barınma ihtiyacını dahi
karşılayamayacak durumdaki dar gelirli vatandaşların mağduriyetini gidererek bu
durumda olanlara aileleriyle birlikte barınma olanağı sağlamak için hazine,
belediye, il özel idaresi ve vakıf arazisi üzerine yapılan, barınma amacıyla
yada kısmen barınma kısmen işyeri olarak kullanılan kaçak yapıları
meşrulaştırmıştır.
Bu meşrulaştırma sırasında yasaya özgü olan ve tapuya esas teşkil
ederek hak sahipliğini belirleyecek olan tapu tahsis belgesi verilmekte ve bu
tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilmektedir.
Bu belge, Medeni Kanunda tanımlanan tasarruf belgelerinden
farklıdır. Mülkiyeti değil, haksahipliğini belirlediğinden ve tapuya dönüşünceye
kadar işlevi, içinde oturan dar gelirli ailenin barınma ihtiyacını karşılamak
olduğundan bu şekilde tasarruf edilen bir gecekondunun yıkılması ya da yıkılarak
yeniden yapılması tahsisin iptali sonucunu doğurur ve tapu verilemez.
Dolayısıyla tapu tahsis belgesi ile hak sahibi kabul edilenlerin tasarruf
hakları yasanın belirlediği amaçlar çerçevesinde kısıtlanmıştır.
Bu belirlemeler karşısında, henüz tapuya dönüşmemiş tapu tahsis
belgesi ile tasarruf edilen ve barınma amaçlı kullanılması gereken gecekondunun
Yasanın öndördüğü amaçlara aykırı olarak yıkıldığının belirlenmesi üzerine tapu
verilmesi isteminin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, İdare
Mahkemesince; işleminin iptali yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 1.İdare Mahkemesinin 28.6.2002 günlü,
E: 2001/403, K:2002/622 sayılı kararının bozulmasına, 16.090.000 lira karar
harcı ile fazladan yatırılan 11.970.000 lira harcın temyiz isteminde bulunana
iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 11.6.2004 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
İMAR İŞLERİ
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2003/281
Karar No : 2004/3882
Özeti :
İnşaat ruhsatı süresi dolduğundan bahisle, 3194 sayılı Yasanın 42. maddesi
uyarınca para cezası verilemeyeceği hakkında
Temyiz İsteminde Bulunan :
S.S…. - Konut Yapı Kooperatifi
Vekili :
Av. …
Karşı Taraf :İzmir
Valiliği
İstemin Özeti :
İzmir 4. İdare Mahkemesinin 3.10.2002 günlü, E:2002/331, K:2002/824 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :
Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Sedef Türkdoğan 'ın Düşüncesi :
Uyuşmazlık konusu olayda, yapıya ruhsat alınarak başlandığı, ruhsat veya
eklerine ve imar mevzuatına aykırı bur durum tespit edilmediği ve ruhsat süresi
dolduktan sonra inşaata devam edildiğine ilişkin bir iddia ve tesbitte
bulunmadığından yapıya ilişkin ruhsat süresinin dolduğundan bahisle 3194 sayılı
Yasanın 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesinde mevzuata uyarlık
bulunmadığından, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi :
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararın temyizen incelenerek bozulabilmesi
için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci
fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, İzmir, Karaburun İlçesi, Küçükbahçe Köyü, … Mevkii, … ada, …
parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan yapıların inşaat ruhsatı süresinin
bitmiş olması ve bu nedenle ruhsatsız duruma düşmesi nedeniyle 3194 sayılı İmar
Kanununun 42.maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 3.1.2002 günlü, 72
sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; uyuşmazlık konusu
parsel üzerinde davacı kooperatifçe 30.4.1993 tarihli inşaat ruhsatı ile
yapıların inşaasına başlandığı, davalı idarece 13.4.1999 tarihinde yapılan
denetimde inşaat ruhsatı ve eki projesine uygun olarak yapılan yapıların 5
yıllık yasal ruhsat süresinin dolması nedeniyle ruhsatsız konuma düştüğü tesbit
edilerek mühürlendiği ve dava konusu işlemin tesis edildiği, bu işlemden sonra
anılan yapılar için 28.3.2002 tarihinde ruhsatların yenilendiği, uyuşmazlık
konusu yapılar için 30.4.1993 tarihinde yapı ruhsatı alındığı ve yapıların
30.4.1998 tarihine kadar ruhsatlı bulunduğu, bu süre içerisinde yapıların
bitirilememesi nedeniyle ruhsatlarının yenilenmesi gerekmekte iken bunun
yapılmadığı, dolayısıyla yapı tatil tutanağının düzenlendiği 13.4.1999 tarihinde
ve kooperatife para cezası verildiği 20.12.2001 tarihinde yapıların ruhsatsız
konumda bulunduğu, her ne kadar 28.3.2002 tarihinde yeniden ruhsat alınmış ise
de, ruhsat alındıktan sonra yasada belirtilen 5 yıllık sürenin sonu olan
30.4.1998 tarihi ile yeniden ruhsat alındığı 28.3.2002 tarihleri arasında
yapıların ruhsatsız bulunduğunun açık olduğu, ruhsatın hükümsüz kalması
nedeniyle ruhsatsız konuma düşen yapılar için para cezası verilmesine ilişkin
işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
3194 sayılı imar Kanununun 42. maddesinin 1.fıkrasında; ruhsat
alınmadan veya ruhsat veya eklerine veya imar mevzuata aykırı olarak yapılan
yapının yapı sahibine ve müteahhidine 500.000 liradan 25.000.000.-liraya kadar
para cezası verileceği ayrıca fenni mesule bu cezaların 1/5'inin uygulanacağı
hükme bağlanmış, bu maddede belirtilen ceza miktarları 765 sayılı Yasanın 4421
sayılı Yasa ile değişik Ek-1 maddesi uyarınca 393 kat artırılmış ve Ek 2.
maddesi uyarınca da her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için
belirlenen yeniden değerlenme oranına tabi tutulmuştur.
Yukarıda anılan 3194 sayılı İmar Kanunun 42. maddesi uyarınca, ancak
ruhsat alınmadan veya ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak
yapı yapılması durumunda para cezası verilmesi mümkün olup, ruhsat ve eklerine
aykırılık bulunmadığı ve ruhsat süresinin dolmasından sonra inşaata devam
edilmediği sürece, sadece ruhsat süresinin dolduğundan ve inşaatın ruhsatsız
duruma düştüğünden bahisle anılan madde hükmü uyarınca para cezası verilmesi
mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı kooperatifin, İzmir -Karaburun
İlçesi, Küçükbahçe Köyü, … mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazda yapı yapmak
amacıyla 30.4.1993 günlü, 72 sayılı yapı ruhsatı aldığı, bu ruhsat uyarınca
inşaata başlandığı, 13.4.1999 tarihinde davalı idarece yerinde yapılan
denetimde, inşaat ruhsatında belirtilen toplam 15 adet, bitmiş kullanılır
durumda konut tespit edildiği, 5 yıllık yapı ruhsatı süresinin dolması nedeniyle
inşaatların aynı günlü yapı tatil zaptı ile mühürlenerek durdurulduğu, dava
konusu işlemle de para cezası verildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu işlemde yapıların inşaat ruhsatı ve eki
projesine uygun olarak yapıldığının tesbit edildiği de belirtilmiştir.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu olayda, yapılara ruhsat alınarak başlandığına,
ruhsat veya eklerine ve imar mevzuatına aykırı bir durum tespit edilmediğine ve
ruhsat süresi dolduktan sonra inşaata devam edildiğine ilişkin bir iddia ve
tesbitte bulunmadığına göre yapılara ilişkin ruhsat süresinin dolduğundan
bahisle 3194 sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca para cezası verilmesi mevzuata
uyarlık bulunmadığından, davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında
isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İzmir 4. İdare Mahkemesinin 3.10.2002 günlü,
E:2002/331, K:2002/824 sayılı kararının bozulmasına, 10.120.000.- lira karar
harcı ile fazladan yatırılan 7.530.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana
iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 16.6.2004 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2003/84
Karar No : 2004/2843
Özeti :
Tek parsel üzerinde bile olsa, 3194 sayılı Yasanın 42. maddesinde "parsel" değil
" imar mevzuatına aykırı yapı" ifadesine yer verildiğinden, imar mevzuatına
aykırı her yapı için ayrı ayrı para cezası verilebileceği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan
: Sincan Belediye Başkanlığı- ANKARA
Vekili :Av. …
Karşı Taraf :…
İstemin Özeti :Ankara
7. İdare Mahkemesinin 9.7.2002 günlü, E:2001/1634, K:2002/891 sayılı kararının
usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz
edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun
olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu'nun Düşüncesi :
Tek parsel üzerinde olsa bile 3194 sayılı Yasanın 42. maddesinde "parsel" değil
"imar mevzuatına aykırı yapı" ifadesine yer verilmiş olması nedeniyle tek parsel
üzerindeki imar mevzuatına aykırı her yapı için ayrı ayrı para cezası
verilebileceğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi :İdare
ve vergi mahkemelerince verilen kararın temyizen incelenerek bozulabilmesi için,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci
fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, Ankara, …, … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki inşaat için
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin
26.7.2001 günlü, 1035 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle
açılmış, İdare Mahkemesince, dava konusu yapının tek bir ruhsata konu olması,
yapı kullanma izninin henüz verilmemiş olması nedeniyle inşaatın bitmiş
olduğundan söz edilemeyeceği,dolayısıyla denetimin tüm inşaat için yapılıp
ruhsata aykırı bütün durumlar için tek bir para cezası uygulanmasının, hem
inşaatın ruhsata, imar durumuna ve fen kurallarına uygunluğunun zamanında ve
doğru olarak denetlenebilmesi bakamından hem de bir eylem için birden fazla ceza
verilemeyeceği yolundaki ceza hukuku ilkesine uygunluk bakımından zorunlu
olduğu, 1034 sayılı encümen kararıyla para cezası verilmiş olmasına karşın aynı
eylem için ikinci ceza niteliğindeki dava konusu işlemde hukuka uyarlık
bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar
davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 42.maddesinde ruhsat alınmadan veya
ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının yapı
sahibine ve müteahhide para cezası verileceği, ayrıca fenni mesule bu cezaların
1/5 inin uygulanacağı belirtilmiştir.
Aynı kanunun 19/3 maddesinin 3. fıkrasında; bir parsel üzerinde
birden fazla bina ve tesislerin yapımı gerektiğinde (Koopertif evleri, siteler,
toplu konut inşaatı gibi) imar parselasyon planlarının ifraza gerek kalmadan bu
ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenleneceği veya değiştirileceği ve burada talep
halinde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre bir parsel üzerine
kooperatif evleri, siteler, toplu konutlar gibi birden fazla bina ve tesisin tek
ruhsatla yapılmasına imar mevzuatı izin vermektedir.
Ancak bu kolaylık ruhsat maliyetini azaltarak ucuz konut ihtiyacını
karşılamak amacı taşımaktadır.
3194 sayılı Kanunun 42. maddesinde geçen " yapı "terimi parseli
değil yapıyı ifade etmektedir.Bu nedenle tek parsel üzerine bile olsa farklı
bloklardaki ruhsat eki projeye aykırılıklar ayrı ayrı değerlendirilerek para
cezası verilebilir.
Bu durumda, idarece daha önce C1 blok için para cezası verilmiş
olması nedeniyle D+D1 bloklar için verilen cezanın aynı eylem için verilen
ikinci ceza olarak kabulü mümkün olmadığından iptali yolundaki mahkeme kararında
isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Ankara 7.İdare Mahkemesinin 9.7.2002 günlü,
E:2001/1634, K:2002/891 sayılı kararının bozulmasina, 10.120.000.- lira karar
harcı ile fazladan yatırılan 7.530.000.-lira harcın temyiz isteminde bulunana
iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 5.5.2004 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2002/6584
Karar No : 2004/2274
Özeti :
Semt spor alanının düzenleme ortaklık payından, bölgesel spor alanının kamu
ortaklık payından karşılanması gerektiği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunanlar :
1-…
Vekili : Av. …
2-Yüreğir Belediye Başkanlığı
Vekili :
Av. …
Karşı Taraf :1-
Yüreğir Belediye Başkanlığı
Vekili :
Av. …
2- …
Vekili :
Av. …
İstemin Özeti :
İzmir 4. İdare Mahkemesinin 22.3.2002 günlü, E:2001/1367, K:2002/499 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :
Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu'nun Düşüncesi :
İmar planında gösterilen spor alanının semt spor alanı olması halinde düzenleme
ortaklık payından karşılanması, bölgesel bir spor alanı ve tüm kente hizmet
verecek bir kamu tesis alanı olması halinde ise kamu ortaklık payı ile
oluşturulması gerektiği sonucuna ulaşıldığından spor alanının niteliği
araştırılarak karar verilmek üzere mahkeme kararının bu kısmının bozulması,
mahkeme kararının imar planına yönelik davanın reddine ilişkin kısmının onanması
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi :
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine
uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler
karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle,tarafların temyiz istemlerinin reddiyle İdare
Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava,Adana,Yüreğir, … köyü, … parsel sayılı taşınmazın "Spor Alanı"
olarak belirlenmesine ilişkin imar planı değişikliği ile 27.8.1998 günlü 2012
sayılı belediye encümeni kararıyla yapılan parselasyon işleminin iptali
istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; plan hiyerarşisi içinde alt ölçekli olan
1/1000 ölçekli uygulama imar planında 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun
olarak taşınmazın "Spor Alanı" olarak belirlendiği, üst ölçekli planın iptalinin
istenilmemiş olması karşısında dava konusu planda hukuka aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle davanın anılan plana yönelik kısmının reddine, spor alanının
tescile tabi olmayan bir alan olması nedeniyle düzenleme ortaklık payından
karşılanması gerekirken davacının hissedar yapılmasında hukuka uyarlık
bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar taraflarca temyiz
edilmiştir.
Temyize konu mahkeme kararının imar planına yönelik davanın reddine
ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.
fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Davanın parselasyon işlemine yönelik kısmına gelince;
İmar Kanunun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa
Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin (c) bendinde;
"Düzenleme Ortaklık Payı; düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol,
meydan, park, yeşil saha, genel otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile
tabi olmayan alanlar ile cami, karakol,yerleri ve ilgili tesisler için
kullanılmak üzere, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları
karşılığında düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki
yüzölçümlerinden %35'e kadar düşülebilen miktar ve/veya zorunlu hallerde malikin
muvafakatı ile tespit edilen karşılığı bedeldir" şeklinde tanımlanmış, aynı
Yönetmeliğin 12. maddesinde, düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş,
belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan
alanların parselleri, düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay
verilmek suretiyle hisselendirileceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda belirtilen maddelerin birlikte değerlendirilerek
yorumlanmasından; bir alanın kamu tesis alanı olması halinde anılan Yönetmeliğin
12. maddesine göre, umumi hizmet alanı olması halinde ise 4.madde uyarınca
düzenleme ortaklık payı ile oluşturulması gerekmektedir.
Dava konusu olayda da planlarda gösterilen spor alanının semt spor
alanı olması halinde düzenleme ortaklık payından karşılanması, bölgesel bir spor
alanı ve tüm kente hizmet verecek bir kamu tesis alanı olması halinde ise kamu
ortaklık payı ile oluşturulması gerektiği sonucuna ulaşıldığından, spor alanının
niteliği araştırılarak irdelenmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu İzmir 4. İdare Mahkemesinin
22.3.2002 günlü, E:2001/1367, K:2002/499 sayılı kararının imar planına yönelik
kısmının onanmasına, parselasyon işlemine yönelik kısmının bozulmasına,
10.120.000.- lira karar harcının davalı idareye, fazladan yatırılan 7.530.000.-
lira harcın temyiz isteminde bulunanlara iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 14.4.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2003/493
Karar No : 2004/3850
Özeti :
Hibe adıyla yeşil alan için yapılan terkin kamu alanı için yapılan bedelsiz
terkden ayrı düşünülemeyeceği ve bu m