YARGI REFORMU STRATEJİK AMAÇLARI
YARGI BA?IMSIZLI?ININ GÜÇLENDİRİLMESİ
YARGININ TARAFSIZLI?ININ GELİŞTİRİLMESİ
YARGININ VERİMLİLİ?İ VE ETKİLİLİ?İNİN ARTIRILMASI
YARGIDA MESLEKİ YETKİNLİ?İN ARTIRILMASI
YARGI ÖRGÜTÜ YÖNETİM SİSTEMİNİN GELİŞTİRLİMESİ
YARGIYA GÜVENİN ARTIRILMASI
ADALETE ERİŞİMİN KOLAYLAŞTIRILMASI
UYUŞMAZLIKLARI ÖNLEYİCİ NİTELİKTEKİ TEDBİRLERİN ETKİN
HALE GETİRİLMESİ VE ALTERNATİF ÇÖZÜM YOLLARI GELİŞTİRİLMESİ
CEZA İNFAZ SİSTEMİNİN GELİŞTİRİLMESİ
Türkiye, 21. yüzyıla hukuk alanında büyük reformları gerçekleştirerek hızlı
bir giriş yapmıştır. Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecinin hızlandırıcı
etkisi yanında, demokratik toplum düzeninin gerektirdiği çağdaş açılımların
gerçekleştirilmesi ihtiyacı da yapılan hukuk reformunun en önemli
belirleyici nedeni olmuştur.
1999 yılının Aralık ayında yapılan AB Helsinki Zirvesinde AB Devlet ve
Hükümet Başkanları, Türkiye’nin diğer aday ülkelere uygulanan kıstasları
yerine getirmesi şartıyla AB’ye tam üyelik adayı olduğunu kabul ve ilan
etmişlerdir. Bundan sonra tam üyeliğe giden yolda AB ile tam üyelik
müzakerelerine başlayabilmek için Türkiye’nin önüne Kopenhag Siyasi
Kriterlerini yerine getirmesi, bir başka deyişle “demokrasi, hukukun
üstünlüğü ve insan hakları teminat altına alan kurumların iyi işletilmesi ve
azınlıklara saygı gösterilerek korunması”nı sağlamak amacıyla alınması
gereken tedbirler konulmuştur.
Türkiye 1923 yılında ilan edilen Cumhuriyet’le birlikte yüzünü tamamen
batıya çevirmiş ve AB üyeliği yolunda gelinen noktada AB değerlerini tam
olarak benimseme ve içselleştirme durumu ile karşı karşıya kalmıştır. Zaten
Kopenhag Siyasi Kriterleri de bu değerlerin en açık bir şekilde ilanı
anlamına gelmektedir. Bu kriterlerin yerine
getirilmesi amacıyla atılan adımlar 2004 yılı sonunda meyvesini vermiş ve 17
Aralık 2004 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilen AB Zirvesinde Türkiye ile
AB’ye katılım müzakerelerine başlanması kararlaştırılmıştır. Buna bağlı
olarak 3 Ekim 2005 tarihinde 35 AB müktesebat faslı çerçevesinde fiilen
katılım müzakerelerine başlanmıştır.
Hırvatistan ve Türkiye ile eşzamanlı olarak yürütülen tam üyelik müzakere
çalışmaları, ilk olarak AB ve Türkiye’nin karşılıklı mevzuatlarının
taranması suretiyle gerçekleştirilmiş ve Türkiye’nin mevcut mevzuat
durumunun AB’ye uyum derecesi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda,
özellikle Kopenhag Siyasi Kriterlerinin üyelik müzakerelerinin devam ettiği
süreçte de gözlemlenebilmesi amacıyla, Hırvatistan ve Türkiye ile “Yargı
ve Temel Haklar” başlığı altında 23 üncü fasıl kapsamında da mevzuat
tarama toplantıları düzenlenmiştir. Bu toplantılar sonucunda Türkiye’nin bu
alandaki halihazırdaki AB’ye uyum durumu ortaya
konulmuştur. Bu faslın resmi tarama sonu raporu AB Komisyonunca henüz kabul
edilmemiş olmakla birlikte AB yetkililerince, Türkiye’nin yargının
tarafsızlığı, bağımsızlığı ve etkililiğinin güçlendirilmesine yönelik bir
“Yargı Reformu Stratejisi” ni Komisyona sunması
gereği önemle dile getirilmiştir.
Türkiye’de yargı alanında son yıllarda yasal ve uygulamaya dönük çok önemli
çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar büyük ölçüde ihtiyaç duyulan
alanların belirlenmesi ve buradaki eksikliklerin ortadan kaldırılmasına
yönelik olmuştur. Bu nedenle gelecekte yargı alanında yapılması düşünülen
reform çalışmalarının belli bir plan çerçevesinde ve öngörülebilirlik
ilkesine göre gerçekleştirme gereksinimi ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda
2007-2013 dönemlerini kapsayan ve TBMM’nin
28.6.2006 tarih ve 877 sayılı kararı ile kabul edilen 9. Kalkınma Planı
önemli bir belge olma özelliği taşımaktadır. Türkiye’nin 7 yıllık kalkınma
stratejisinin belirlendiği bu plan, AB’ye tam üyelik süreci ile de bir
paralellik göstermektedir. Söz konusu Planın 5.6.5. numaralı “Adalet
Sisteminin İyileştirilmesi” başlığı ile Türk Adalet Sisteminde son
yıllarda sağlanan gelişmelere yer verildikten sonra eksiklikler tespit
edilmiş ve çağdaş bir yargı sisteminin gerekleri vurgulanmıştır. 9. Kalkınma
Planı hazırlık çalışmaları çerçevesinde üniversitelerden, yargı
kuruluşlarından, sivil toplum örgütlerinden ve Adalet Bakanlığı’ndan davet
edilen katılımcılardan oluşturulan “Adalet Hizmetleri Özel İhtisas
Komisyonu” da hazırladığı raporla Türk yargısının sağlıklı ve çağdaş bir
biçimde işlemesine yönelik atılması gereken somut adımları belirlemiştir.
Yargı sisteminin bağımsız, tarafsız ve etkili bir biçimde işletilmesi
konusuna 60 ıncı Hükümet Programında da önemli
yer verilmiştir. Bu bağlamda, bağımsız ve tarafsız
yargının adaleti sağlamanın ön şartı olduğu, adalet ve yargı reformu
alanındaki çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceği, uyuşmazlıkların hızlı,
basit, az giderle ve etkin şekilde çözülmesini sağlamak ve böylece iş yükünü
azaltmak amacıyla özellikle hukuki uyuşmazlıklarda alternatif çözüm
yollarını öngören yasal düzenlemeler yapılacağı, mevcut hükümet tarafından
ilan edilmiştir. Bunun yanında, AB standartlarına ulaşmak için
gerekli mevzuat çalışmalarıyla adli ve idari kapasitenin güçlendirilmesi
yolunda çalışmalara devam edileceği hususunda da hükümet programında
taahhütlere yer verilmiştir.
Gerek 9 uncu Kalkınma Planı ve Adalet Hizmetleri İhtisas Komisyonu Raporunda
öngörüldüğü şekliyle gerek Türkiye’nin AB’ye katılım sürecindeki taahhütleri
göz önünde bulundurularak Adalet Bakanlığı tarafından Strateji Geliştirme
Başkanlığı’nın öncülüğünde 2008-2013 yılları
arasını kapsayacak “Yargı Reformu Stratejisi” taslağı hazırlamak
üzere bir komisyon ihdas edilmiştir. Bu komisyona Adalet Bakanlığı’nın
Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın yanı sıra birçok biriminden yetkililer
katılmıştır. Söz konusu strateji taslağı hazırlanırken öncelikle Türk
Yargısının, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına dayalı olarak
bağımsızlık, tarafsızlık ve etkililiğini sağlamaya yönelik amaçlar
belirlenmiş, daha sonra bu amaçların gerçekleştirilmesine hizmet edecek
hedefler tek tek tespit edilmiştir. Reform
Stratejisi taslağında ayrıca, belirlenen hedefleri yerine getirmekle yükümlü
Bakanlık birimleri ve ilgili kurumlara işaret edilmiş, hedeflerin
gerçekleştirilmesi için gerekli finansal kaynaklar belirlenmiş ve bu
hedeflerin gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü takvime yer verilmiştir. Takvim
pratik nedenlerle, kısa, orta ve uzun vade şeklinde belirlenmiştir. Bu
anlamda kısa vade; 2 yıla kadar olan bir süreyi, orta vade;
2-4 yıllık bir süreyi, uzun vade ise 4 yıldan
uzun bir süreyi veya kısa dönemde başlayıp süreklilik arz eden bir süreci
kapsamaktadır.
Yargı Reformu Stratejisi Taslağı aşağıda belirtilen dokuz ana başlık altında
oluşturulmuştur:
1. Yargı Bağımsızlığının Güçlendirilmesi
2. Yargının Tarafsızlığının Geliştirilmesi
3. Yargının Verimliliği ve Etkililiğinin Artırılması
4. Yargıda Mesleki Yetkinliğin Artırılması
5. Yargı Örgütü Yönetim Sisteminin Geliştirilmesi
6. Yargıya Güvenin Artırılması
7. Adalete Erişimin Kolaylaştırılması
8. Uyuşmazlıkları Önleyici Nitelikteki Tedbirlerin Etkin Hale Getirilmesi
9. Ceza İnfaz Sisteminin Geliştirilmesi
10. Avrupa birliği müktesebatına uyum sürecinin gerektirdiği mevzuat
çalışmalarına devam edilmesi
Reform Stratejisi taslağının hazırlanması sırasında Ulusal kaynaklar
yanında, Türkiye’nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmeler ve AB
müktesebatı da dikkate alınmıştır. Bu çerçevede aşağıda yer alan belgeler
Reform Stratejisi taslağına temel teşkil etmektedir:
1. Dokuzuncu
Kalkınma Planı (Adalet Hizmetleri Özel İhtisas Komisyonu Raporu
dahil),
2. Ulusal
Program,
3. 60’ncı
Hükümet Programı,
4. Katılım
Ortaklığı Belgesi (2006),
5. Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatları,
6. Avrupa
Konseyi Tavsiye Kararları,
7. 23. Fasıl
Tarama toplantılarına ilişkin belgeler,
8. Birleşmiş
Milletler, Bangalor Yargı Etiği İlkeleri
[2003/43 Sayılı],
9. Birleşmiş
Milletler Yargı Bağımsızlığının Temel İlkeleri,
10. Hâkimlerin Rolü,
Etkinliği Ve Bağımsızlığı Konusunda Avrupa Konseyi Üye Devlet Bakanlar
Komitesi Tavsiye Kararı [R(94)12],
11. AB Komisyonunca
Türkiye Hakkında Hazırlanan İlerleme Raporları
12. AB Komisyonu
Uzmanlarınca Türk Yargısı hakkında hazırlanan istişari
ziyaret raporları,
13. Adalet
Bakanlığı’nın 2007-2012 yıllarını kapsayan Eylem
Planı.
Strateji taslağı düzenlenirken öncelikle amaç başlık halinde verilmiş,
sonrasında bizi belirlenen amaca ulaştıracak alt hedefler belirlenmiş,
belirlenen hedeflerin nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin stratejiler tespit
edilerek sonuca ulaşılmıştır.
Yukarıda belirlenen belgeler ve ilkeler ışığında hazırlanmış olan Yargı
Reformu Stratejisi taslağı henüz kesin bir nitelik taşımamakta olup Adalet
Bakanlığı’nın tüm birimlerinin ve diğer ilgili kuruluşların görüşleri
alındıktan sonra uygulamaya konulacaktır.