Anasayfaya dönmek için tıklayın
Kanun Numarası :
5237
Kabul
Tarihi
: 26/9/2004
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 12/10/2004 Sayı :25611
Yayımlandığı
Düstur : Tertip : 5 Cilt : 43 Sayfa:
BİRİNCİ
KİTAP
Genel
Hükümler
BİRİNCİ
KISIM
Temel
İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
BİRİNCİ
BÖLÜM
Temel
İlkeler ve Tanımlar
Ceza Kanununun amacı
Madde 1-
(1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve
güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını
korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için
ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin
türleri düzenlenmiştir.
Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi
Madde 2-
(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve
güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik
tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz.
Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
Madde 3-
(1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve
güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep,
milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi
inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları
yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.
Kanunun bağlayıcılığı
Madde
4- (1)
Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
(2) (Mülga: 29/6/2005 – 5377/1 md.)
Özel kanunlarla ilişki
Madde 5-
(1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki
suçlar hakkında da uygulanır.
––––––––––––––––––––
(1) Bu Kanunun yürürlük
ve uygulama şekli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununa çeşitli mevzuatta yapılan
atıflarla ilgili olarak 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Kanuna bakınız.
Tanımlar
Madde 6- (1)
Ceza kanunlarının uygulanmasında;
a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi,
b) Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi,
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya
seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak
katılan kişi,
d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî
mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,
e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve
doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi,
f) Silah deyiminden;
1. Ateşli silahlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici
veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada
kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol
açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,
g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve
elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,
h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır
veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı
zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde
ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte
katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen
kişi,
Anlaşılır.
İKİNCİ
BÖLÜM
Kanunun
Uygulama Alanı
Zaman bakımından uygulama
Madde 7- (1)
İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden
dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten
sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse
cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya
güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden
kalkar.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren
kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz
olunur.
(3) (Değişik üçüncü fıkra: 29/6/2005 – 5377/2 md.) Hapis cezasının
ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz
rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş
olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.
Yer
bakımından uygulama
Madde 8- (1)
Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya
tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde
suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır.
(2) Suç;
a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava
araçlarında veya bu araçlarla,
c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
d) Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis
edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,
İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.
Yabancı
ülkede hüküm verilmesi
Madde 9-
(1) Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş
olan kimse, Türkiye'de yeniden yargılanır.
Görev
suçları
Madde 10-
(1) Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev üstlenmiş olup da bundan
dolayı bir suç işleyen kimse, bu fiile ilişkin olarak yabancı ülkede hakkında
mahkûmiyet hükmü verilmiş bulunsa bile, Türkiye'de yeniden yargılanır.
Vatandaş
tarafından işlenen suç
Madde 11-
(1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına
göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu
yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, bu suçtan
dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye'de
kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre
cezalandırılır.
(2) Suç, aşağı sınırı bir yıldan az hapis cezasını gerektirdiğinde yargılama
yapılması zarar görenin veya yabancı hükûmetin şikayetine bağlıdır. Bu durumda
şikayet, vatandaşın Türkiye'ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde
yapılmalıdır.
Yabancı
tarafından işlenen suç
Madde 12-
(1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre
aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede
Türkiye'nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, Türk
kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması Adalet Bakanının istemine
bağlıdır.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk vatandaşının veya Türk
kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin zararına işlenmesi ve
failin Türkiye'de bulunması halinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm
verilmemiş olması koşulu ile suçtan zarar görenin şikayeti üzerine fail, Türk
kanunlarına göre cezalandırılır.
(3) Mağdur yabancı ise, aşağıdaki koşulların varlığı halinde fail, Adalet
Bakanının istemi ile yargılanır:
a) Suçun, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı üç yıldan az olmayan hapis
cezasını gerektirmesi.
8968
b) Suçluların geri verilmesi anlaşmasının bulunmaması veya geri verilme
isteminin suçun işlendiği ülkenin veya failin uyruğunda bulunduğu devletin
hükûmeti tarafından kabul edilmemiş olması.
(4) Birinci fıkra kapsamına giren suçtan dolayı yabancı mahkemece mahkûm edilen
veya herhangi bir nedenle davası veya cezası düşen veya beraat eden yahut suçu
kovuşturulabilir olmaktan çıkan yabancı hakkında Adalet Bakanının istemi
üzerine Türkiye'de yeniden yargılama yapılır.
Diğer
suçlar
Madde 13-
(1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede
işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır:
a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar.
b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı,
Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.
c) İşkence (madde 94, 95).
d) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).
e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), uyuşturucu veya
uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190).
f) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan
araçların üretimi ve ticareti (madde 200), mühürde sahtecilik (madde 202).
g) Fuhuş (madde 227).
h) Rüşvet (madde 252).
i) Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının kaçırılması veya
alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da bu araçlara karşı işlenen zarar
verme (madde 152) suçları.
(2) (Ek ikinci fıkra: 29/6/2005 – 5377/3 md.) İkinci Kitap, Dördüncü
Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer
alanlar hariç; birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı Türkiye'de
yargılama yapılması, Adalet Bakanının talebine bağlıdır
(3) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı suçlar dolayısıyla yabancı
bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının
talebi üzerine Türkiye'de yargılama yapılır.(1)
Seçimlik
cezalarda soruşturma
Madde 14-
(1) 11 ve 12 nci maddelerde belirtilen hallerde, soruşturma konusu suçun yer
aldığı kanun maddesinde hapis cezası ile adli para cezasından birinin
uygulanması seçimlik sayılmış ise soruşturma veya kovuşturma açılmaz.
Soruşturma
koşulu olan cezanın hesaplanması
Madde 15- (1)
Miktarının soruşturma koşulu oluşturduğu hallerde ceza, soruşturma evresinde
ileri sürülen kanuni ağırlaştırıcı nedenlerin aşağı sınırı ve kanuni
hafifletici nedenlerin yukarı sınırı göz önünde bulundurularak hesaplanır.
Cezadan mahsup
Madde 16- (1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı
ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre,
aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir.
Hak
yoksunlukları
Madde 17-
(1) Yukarıdaki maddelerde açıklanan hallerde mahkeme, yabancı mahkemelerden
verilen ve Türk hukuk düzenine aykırı düşmeyen hükmün, Türk kanunlarına göre
bir haktan yoksunluğu gerektirmesi halinde, Cumhuriyet savcısının istemi
üzerine Türk kanunlarındaki sonuçlarının geçerli olmasına karar verir.
________________________
(1) Bu
fıkranın numarası (2) iken, maddeye 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 3
üncü maddesiyle, birinci fıkradan sonra gelmek üzere ikinci fıkra
eklendiği için, (3) olarak teselsül ettirilmiştir.
Geri
verme
Madde 18- (1) Yabancı bir ülkede işlenen veya işlendiği
iddia edilen bir suç nedeniyle hakkında ceza kovuşturması başlatılan veya
mahkûmiyet kararı verilmiş olan bir yabancı, talep üzerine, kovuşturmanın
yapılabilmesi veya hükmedilen cezanın infazı amacıyla geri verilebilir. Ancak,
geri verme talebine esas teşkil eden fiil;
a) Türk kanunlarına göre suç değilse,
b) Düşünce suçu veya siyasi ya da askerî suç niteliğinde ise,
c) Türkiye Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin veya bir Türk
vatandaşının ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişinin zararına
işlenmişse,
d) Türkiye'nin yargılama yetkisine giren bir suç ise,
e) Zamanaşımına veya affa uğramış ise,
Geri verme talebi kabul edilmez.
(2) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç
olmak üzere, vatandaş suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
(3) Kişinin, talep eden devlete geri verilmesi halinde ırkı, dini,
vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşleri
nedeniyle kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence ve kötü
muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebepleri varsa, talep kabul
edilmez.
(4) Kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi, geri verme talebi hakkında bu
madde ve Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre
karar verir. Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
(5) Mahkeme geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verirse, bu
kararın yerine getirilip getirilmemesi Bakanlar Kurulunun takdirine bağlıdır.
(6) Geri verilmesi istenen kişi hakkında koruma tedbirlerine başvurulmasına,
Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar
verilebilir.
(7) Geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi halinde,
ayrıca Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre tutuklama kararı
verilebilir veya diğer koruma tedbirlerine başvurulabilir.
(8) Geri verme halinde, kişi ancak geri verme kararına dayanak teşkil eden
suçlardan dolayı yargılanabilir veya mahkûm olduğu ceza infaz edilebilir.
Yabancı
kanunun göz önünde bulundurulması
Madde 19- (1)
Türkiye'nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye'de
yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği
ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.
(2) Ancak suçun;
a) Türkiye'nin güvenliğine karşı veya zararına olarak,
b) Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel
kişisi zararına olarak,
İşlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
İKİNCİ
KISIM
Ceza
Sorumluluğunun Esasları
BİRİNCİ
BÖLÜM
Ceza
Sorumluluğunun Şahsiliği, Kast ve Taksir
Ceza sorumluluğunun şahsiliği
Madde 20-
(1) Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu
tutulamaz.
(2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla
kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.
Kast
Madde 21-
(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki
unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini
öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis
cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden
yarısına kadar indirilir.
Taksir
Madde 22-
(1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde
cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın
suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek
gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi
halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden
yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre
belirlenir.
(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan
dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve
ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak
derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde
verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.
Netice
sebebiyle ağırlaşmış suç
Madde 23- (1)
Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna
sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu
netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Ceza
Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler
Kanunun hükmü ve amirin emri
Madde 24-
(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan
bir emri uygulayan sorumlu olmaz.
(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi
takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği
hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.
Meşru
savunma ve zorunluluk hali
Madde 25-
(1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen,
gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve
koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen
fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden
olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir
tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin
ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile
işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Hakkın
kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26- (1)
Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin
olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza
verilmez.
Sınırın
aşılması
Madde 27- (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde
sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de
cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden
üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku
veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.
Cebir
ve şiddet, korkutma ve tehdit
Madde 28-
(1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve
ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi
hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili
sayılır.
Haksız
tahrik
Madde 29-
(1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi
altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine
onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan
onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın
dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Hata
Madde 30- (1)
Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir
kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali
saklıdır.
(2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin
gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların
gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından
yararlanır.
(4) (Ek fıkra: 29/6/2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin haksızlık
oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.
Yaş
küçüklüğü
Madde 31-
(1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza
sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak,
çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
(2)
(Değişik fıkra: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada oniki
yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin
hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme
yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak
bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği
fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak
davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında
suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan
onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu
hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.
(3) (Değişik fıkra: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada onbeş
yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan
yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu
hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.
Akıl
hastalığı
Madde 32-
(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını
algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği
önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında
güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili
olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl
hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla
olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla,
kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da
uygulanabilir.
Sağır
ve dilsizlik
Madde 33- (1)
Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara
ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında;
oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin
hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır
ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını
doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da
yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır.
Geçici
nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma
Madde 34- (1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan
alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve
sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını
yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.
(2) İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi
hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Suça
Teşebbüs
Suça teşebbüs
Madde 35- (1)
Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya
icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten
dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına
göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar,
müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne
kadarı indirilir.
Gönüllü
vazgeçme
Madde 36- (1)
Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun
tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı
cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde,
sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Suça
İştirak
Faillik
Madde 37-
(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden
her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak
sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak
kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır.
Azmettirme
Madde 38-
(1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça
azmettirme halinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır.
Çocukların suça azmettirilmesi halinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi
için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması halinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını
sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine
onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hallerde
verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir.
Yardım
etme
Madde 39-
(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasını gerektirmesi halinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis
cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz
yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu
olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya
fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde
kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak
icrasını kolaylaştırmak.
Bağlılık
kuralı
Madde 40-
(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı
yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin
cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi
kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu
suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden
olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından
teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir.
İştirak
hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme
Madde 41-
(1) İştirak halinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı,
gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
(2) Suçun;
a) Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş
olması,
b) Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş olması,
Hallerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Suçların
İçtimaı
Bileşik suç
Madde
42- (1)
Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek
fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri
uygulanmaz.
Zincirleme
suç
Madde 43-
(1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye
karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak
bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli
ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç
sayılır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/6 md.) Mağduru belli bir kişi
olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da,
birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde
hükümleri uygulanmaz.(1)
Fikri
içtima
Madde 44- (1)
İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren
kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.
ÜÇÜNCÜ
KISIM
Yaptırımlar
BİRİNCİ
BÖLÜM
Cezalar
Cezalar
Madde 45-
(1) Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para
cezalarıdır.
____________________
(1)
Bu fıkrada geçen "cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı"
ibaresi, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesiyle madde
metninden çıkarılmıştır.
Hapis
cezaları
Madde 46- (1) Hapis cezaları şunlardır:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası.
b) Müebbet hapis cezası.
c) Süreli hapis cezası.
Ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası
Madde 47-
(1) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder,
kanun ve tüzükte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir.
Müebbet
hapis cezası
Madde 48- (1)
Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder.
Süreli
hapis cezası
Madde 49- (1) Süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen
hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz.
(2) Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis
cezasıdır.
Kısa
süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar
Madde 50- (1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal
ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun
işlenmesindeki özelliklere göre;
a) Adlî para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale
getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla,
gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere
gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği
dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda;
mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve
ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan
yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak
koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,
Çevrilebilir.
(2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak
öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para
cezasına çevrilmez.
(3) Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan
otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz
yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği
bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek
yaptırımlardan birine çevrilir.
(4) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu
ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adlî
para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde
uygulanmaz.
(5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para
cezası veya tedbirdir.
(6) Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen
otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine
başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, hükmü veren mahkeme
kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu
karar derhal infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(7) Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine
getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir.
Hapis
cezasının ertelenmesi
Madde 51- (1)
İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm
edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği
sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler
bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm
edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla
tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,
Gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade,
suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna
bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz
kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi halinde,
hakim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhal salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak
üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza
süresinden az olamaz.
(4) Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim
programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak
aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret
karşılığında çalıştırılmasına,
c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini
sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna
devam etmesine,
Mahkemece karar verilebilir.
(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi
görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk
bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur;
eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek,
istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk
bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hakime
verir.
(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak,
denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi
görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.
(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine
yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi
halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine
karar verilir.
(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği
takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.
Adlî
para cezası
Madde 52-
(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde
yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün
karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan
meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para
cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde
bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile
bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para
cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla
olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde
ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı
dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde
geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının
hapse çevrileceği belirtilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Güvenlik
Tedbirleri
Belli
hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
Madde 53-
(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin
kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu
kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye,
köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca
verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam
edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel
kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine
tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı
veya tacir olarak icra etmekten,
Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının
infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün
kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki
fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü
hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun
uygulanmamasına karar verilebilir.
(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz
yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması
suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca,
cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir
katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir.
Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar
dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen
gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının
yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile
ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve
özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet
halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın
icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar
verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve
süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
Eşya
müsaderesi
Madde 54-
(1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun
işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan
meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak
üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından
tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden
çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkansız
kılınması halinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar
verilir.
(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha
ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı
anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.
(4) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç
oluşturan eşya, müsadere edilir.
(5) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar
verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine
karar verilir.
(6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça
iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunur.
Kazanç
müsaderesi
Madde 55-
(1) Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun
işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya
dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar
verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi
menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.
(2) Müsadere konusu eşya veya maddi menfaatlere elkonulamadığı veya bunların
merciine teslim edilmediği hallerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin
müsaderesine hükmedilir.
Çocuklara
özgü güvenlik tedbirleri
Madde 56-
(1) Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne suretle
uygulanacakları ilgili kanunda gösterilir.
Akıl
hastalarına özgü güvenlik tedbirleri
Madde 57- (1)
Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı
olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen
akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına
alınırlar.
(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği
kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin
ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme
veya hakim kararıyla serbest bırakılabilir.
(3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine
göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbi kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği,
gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları belirtilir.
(4) Tıbbi kontrol ve takip, raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet
savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık
kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.
(5) Tıbbi kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum
açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora
dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine
hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler
tekrarlanır.
(6) İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme
yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre
yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu
üzerine, mahkûm olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya
tamamen, mahkeme kararıyla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da
uygulanabilir.
(7) Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin,
güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde
bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir.
Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde
bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler, yerleştirildiği
kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hakim
kararıyla serbest bırakılabilir.
Suçta
tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Madde 58- (1)
Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun
işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz
edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz
edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet
halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
(3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak
hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar
arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma,
dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya
kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke
mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği
suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
(6) Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre
çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli
serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve
cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı
belirtilir.
(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik
tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.
(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli
serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt
mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.
Sınır
dışı edilme
Madde 59- (Değişik: 31/3/2005 – 5328/1 md.)
(1)
İşlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilen yabancı, koşullu
salıverilmeden yararlandıktan ve her halde cezasının infazı tamamlandıktan
sonra, durumu, sınır dışı işlemleriyle ilgili olarak değerlendirilmek üzere
derhal İçişleri Bakanlığına bildirilir.
Tüzel
kişiler hakkında güvenlik tedbirleri
Madde 60- (1)
Bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak faaliyette bulunan özel hukuk
tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle ve bu iznin verdiği
yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen kasıtlı
suçlardan mahkûmiyet halinde, iznin iptaline karar verilir.
(2) Müsadere hükümleri, yararına işlenen suçlarda özel hukuk tüzel kişileri hakkında
da uygulanır.
(3) Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin uygulanmasının işlenen fiile nazaran daha
ağır sonuçlar ortaya çıkarabileceği durumlarda, hakim bu tedbirlere
hükmetmeyebilir.
(4) Bu madde hükümleri kanunun ayrıca belirttiği hallerde uygulanır.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Cezanın
Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi
Cezanın
belirlenmesi
MADDE 61. -
(1) Hakim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya
taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt
ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya
artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hallerde,
bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren
birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce
artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak,
zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim
yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim
nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün,
yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi takvime göre hesap edilir.
Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının
artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7) (Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.)Süreli hapis cezasını gerektiren bir
suçtan dolayı bu madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan
fazla olamaz.
(8) (Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.) Adlî para cezası hesaplanırken, bu
madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik
artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen
sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması
suretiyle bulunur.
(9) (Ek: 6/12/2006 – 5560/1 md.) Adlî para cezasının seçimlik ceza
olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç
tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının
üst sınırından fazla olamaz.
(10) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne
eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.(1)(2)
Takdiri
indirim nedenleri
Madde 62-
(1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis
cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine
kadarı indirilir. (3)
(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden
sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği
üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri
indirim nedenleri kararda gösterilir.
Mahsup
Madde 63-
(1) Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu
doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından
indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün yüz Türk Lirası
sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Dava
ve Cezanın Düşürülmesi
Sanığın
veya hükümlünün ölümü
Madde 64-
(1) Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak,
niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya
devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
(2)
Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan
kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce
kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.
––––––––––––––––––––
(1) Bu
fıkranın numarası (7) iken, maddeye 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 1
inci maddesiyle, altıncı fıkradan sonra gelmek üzere yedinci ve
sekizinci fıkra eklendiği için, (9) olarak teselsül ettirilmiştir.
(2) Bu fıkranın
numarası (9) iken, maddeye 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun 1 inci
maddesiyle, sekizinci fıkradan sonra gelmek üzere (9) numaralı
fıkra eklendiği için, (10) olarak teselsül ettirilmiştir.
(3) Bu fıkrada yer alan
“beşte” ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle
“altıda” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Af
Madde 65- (1) Genel af halinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar
bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
(2) Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir
veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para
cezasına çevrilebilir.
(3) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa
rağmen etkisini devam ettirir.
Dava
zamanaşımı
Madde 66-
(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi
yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş
yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren
suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını
doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş
olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin
geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller
itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde
bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer
alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları
gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar
yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği
tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde
kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin
gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara
karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından
işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye
başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış
müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların
yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.
Dava
zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi
Madde 67- (1)
Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir
mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin
veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında
kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya
kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya
sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar.
Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı
süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye
başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda
belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.
Ceza
zamanaşımı
Madde 68-
(1) Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki sürelerin geçmesiyle infaz edilmez:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında kırk yıl.
b) Müebbet hapis cezalarında otuz yıl.
c) Yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarında yirmidört yıl.
d) Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl.
e) Beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında on yıl.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını
doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş
olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin
geçmesiyle ceza infaz edilmez.
(3) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı yurt dışında işlenmiş
suçlar dolayısıyla verilmiş ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis
veya on yıldan fazla hapis cezalarında zamanaşımı uygulanmaz.
(4) Türleri başka başka cezaları içeren hükümler, en ağır ceza için konulan
sürenin geçmesiyle infaz edilmez.
(5) Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle
kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas
alınarak süre hesaplanır.
Ceza
zamanaşımı ve hak yoksunlukları
Madde 69- (1)
Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresi ceza
zamanaşımı doluncaya kadar devam eder.
Müsaderede
zamanaşımı
Madde 70- (1) Müsadereye ilişkin hüküm, kesinleşmeden itibaren yirmi
yıl geçtikten sonra infaz edilmez.
Ceza
zamanaşımının kesilmesi
Madde 71- (1)
Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre
yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ceza zamanaşımını
keser.
(2) Bir suçtan dolayı mahkûm olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis
cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği takdirde, ceza zamanaşımı kesilir.
Zamanaşımının hesabı ve
uygulanması
Madde 72- (1) Dava ve ceza zamanaşımı süreleri gün, ay ve yıl
hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi
takvime göre hesap edilir.
(2) Dava ve ceza zamanaşımı re'sen uygulanır ve bundan şüpheli, sanık ve
hükümlü vazgeçemezler.
Soruşturulması
ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar(1)
Madde 73-
(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili
kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma
yapılamaz.
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin
fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.
(3) Şikayet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan
dolayı diğerlerinin hakları düşmez.
(4) Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı
olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün
kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.
(5) İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten
vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
(6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.
(7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş
olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini
ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.
(8) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.)
Dava
veya cezanın düşmesinin etkisi
Madde 74- (1)
Genel af, özel af ve şikayetten vazgeçme, müsadere olunan şeylerin veya ödenen
adlî para cezasının geri alınmasını gerektirmez.
(2) Kamu davasının düşmesi, malların geri alınması ve uğranılan zararın tazmini
için açılan şahsi hak davasını etkilemez.
(3) Cezanın düşmesi şahsi haklar, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin
hükümleri etkilemez. Ancak, genel af halinde yargılama giderleri de istenemez.
Önödeme
Madde 75-
(1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını
gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı
aşmayan suçların faili;
a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk
Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası
için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının
aşağı sınırını,
–––––––––––––––––––––
(1) Bu
başlıkta yer alan “, uzlaşma” ibaresi, 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun
2 nci maddesiyle metinden çıkarılmıştır.
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ
üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.
(2) Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi
halinde de fail, hakim tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra
hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte
ödediğinde kamu davası düşer.
(3) Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi
yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi
suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi halinde de yukarıdaki fıkra
uygulanır.
(4) Suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı üç ayı aşmayan hapis cezası
veya adlî para cezasından yalnız birinin uygulanabileceği hallerde ödenmesi
gereken miktar, yukarıdaki fıkralara göre adlî para cezası esas alınarak
belirlenir.
(5) Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması,
kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına ve müsadereye ilişkin
hükümleri etkilemez.
İKİNCİ
KİTAP
Özel
Hükümler
BİRİNCİ
KISIM
Uluslararası
Suçlar
BİRİNCİ
BÖLÜM
Soykırım
ve İnsanlığa Karşı Suçlar
Soykırım
Madde 76- (1)
Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen
veya kısmen yokedilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki
fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.
c) Grubun, tamamen veya kısmen yokedilmesi sonucunu doğuracak koşullarda
yaşamaya zorlanması.
d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması.
e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.
(2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak,
soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları
açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine
hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
İnsanlığa
karşı suçlar
Madde 77- (1)
Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir
kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa
karşı suç oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.
d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tabi kılma.
f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
g) Zorla hamile bırakma.
h) Zorla fuhşa sevketme.
(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin
işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme
ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima
hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine
hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
Örgüt
Madde 78-
(1) Yukarıdaki maddelerde yazılı suçları işlemek maksadıyla örgüt kuran veya
yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
örgütlere üye olanlara beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine
hükmolunur.
(3) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
İKİNCİ
BÖLÜM
Göçmen
Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
Göçmen kaçakçılığı
Madde 79- (1)
Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal
olmayan yollardan;
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlayan,
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan,
Kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek
cezalar yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel
kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
İnsan
ticareti
Madde 80- (1)
(Değişik: 6/12/2006 – 5560/3 md.) Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek,
fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini
sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye
kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya
çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye
sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere
götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar
hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen ve suçu oluşturan fiiller
var olduğu takdirde, mağdurun rızası geçersizdir.
(3) Onsekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla
tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya
sevk edilmeleri veya barındırılmaları hallerinde suça ait araç fiillerden
hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar
verilir.
(4) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine
hükmolunur.
İKİNCİ
KISIM
Kişilere
Karşı Suçlar
BİRİNCİ
BÖLÜM
Hayata
Karşı Suçlar
Kasten
öldürme
Madde 81-
(1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli haller
Madde 82- (1)
Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik
veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda
bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini
kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,(1)
i) (Ek: 29/6/2005 – 5377/9 md.) Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu
infialle,
j) Kan gütme saikiyle,(2)
k) Töre saikiyle,(2)
İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile
cezalandırılır.
Kasten
öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
Madde 83- (1)
Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla
meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin
oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması
gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya
sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak
tehlikeli bir durum oluşturması,
Gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel
ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş
yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer
hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi,
cezada indirim de yapılmayabilir.
______________________
(1) Bu bentte
yer alan “kolaylaştırmak” ibaresinden sonra gelmek üzere, 29/6/2005 tarihli ve
5377 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle “ya da yakalanmamak” ibaresi
eklenmiş ve metne işlenmiştir.
(2) Maddeye, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesiyle (h) bendinden sonra gelmek üzere (i) bendi eklendiğinden, diğer
bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
İntihara yönlendirme(1)
Madde 84- (1)
Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını
kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden
kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. (Mülga ikinci cümle: 29/6/2005 – 5377/10
md.)
(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya
ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak
suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu
tutulurlar.
Taksirle
öldürme
Madde 85-
(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin
ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise,
kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)
İKİNCİ
BÖLÜM
Vücut
Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
Kasten yaralama (3)
Madde 86- (1)
Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin
bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin
kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî
müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti
üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye
karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
Neticesi
sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Madde 87-
(1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
––––––––––––––––––––––
(1) Bu
maddenin başlığı “İntihar” iken, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 10
uncu maddesiyle "İntihara yönlendirme" şeklinde değiştirilmiş ve
metne işlenmiştir.
(2) Bu
maddede yer alan “üç yıldan” ibareleri, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesiyle “iki yıldan” şeklinde değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
(3) Bu
maddeye, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle
ikinci fıkra eklenmiş, ikinci fıkrasındaki "iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur." ibaresi "şikâyet aranmaksızın,
verilecek ceza yarı oranında artırılır." şeklinde değiştirilmiş ve fıkra
numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.
Neden
olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak,
verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren
hallerde beş yıldan az olamaz.(1)
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır.
Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü
fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.(1)
(3) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/4 md.) Kasten yaralamanın vücutta kemik
kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre
belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre,
yarısına kadar artırılır.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin
birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü
fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. (2)
Kasten
yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi (3
Madde 88-
(1) Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte
ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali
davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur.
Taksirle
yaralama
Madde 89-
(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama
yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan
üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun
soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra
kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde
şikâyet aranmaz.
–––––––––––––––––––
(1) Bu
fıkralarda geçen “ikinci” ibareleri, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun
11 inci maddesiyle “üçüncü” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(2) Bu
fıkrada yer alan “ikinci” ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı
Kanunun 5 inci maddesiyle “üçüncü” şeklinde değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
(3) Bu madde
başlığı “Daha az cezayı gerektiren haller” iken, 31/3/2005 tarihli ve 5328
sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle metne işlendiği şekilde
değiştirilmiş, sözkonusu maddenin birinci fıkrası metinden çıkarılmış,
ikinci fıkra birinci fıkra olarak teselsül ettirilmiştir.
İnsan
üzerinde deney
Madde 90-
(1) İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu
gerektirmemesi için;
a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış
olması,
b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan
üzerinde yapılmış olması,
c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler
sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak
açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici
yöntemlerin uygulanmaması,
f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin
sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,
g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak
açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı
bulunmaması,
Gerekir.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/7 md.) Çocuklar üzerinde bilimsel deneyin
ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için ikinci fıkrada aranan koşulların yanı
sıra;
a) Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen
hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli
kılması,
b) Rıza açıklama yeteneğine sahip çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve
babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması,
c) Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları
uzmanının bulunması,
Gerekir.
(4) Hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan
kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi
müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine,
kişi üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı
deneme, ceza sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve
sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve
tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir.
(5) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun yaralanması
veya ölmesi halinde, kasten yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
(6) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
Organ
veya doku ticareti
Madde 91- (1)
Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ alan kimse, beş yıldan
dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun doku olması
halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Hukuka aykırı olarak, ölüden organ veya doku alan kimse, bir yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında,
birinci fıkrada belirtilen cezalara hükmolunur.
(4) Bir ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin
güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan,
nakleden veya aşılayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(6) Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik olarak ilan
veya reklam veren veya yayınlayan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(7) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
(8) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi
halinde, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Zorunluluk
hali
Madde 92- (1)
Organ veya dokularını satan kişinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik
koşullar göz önünde bulundurularak, hakkında verilecek cezada indirim
yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Etkin
pişmanlık
Madde 93- (1)
Organ veya dokularını satan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan
önce durumu merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını kolaylaştırırsa,
hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suç haber alındıktan sonra, organ veya dokularını satan kişi, gönüllü
olarak, suçun meydana çıkmasına ve diğer suçluların yakalanmasına hizmet ve
yardım ederse; hakkında verilecek cezanın, yardımın niteliğine göre, dörtte
birden yarısına kadarı indirilir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
İşkence
ve Eziyet
İşkence
Madde 94-
(1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden
acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına
yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan
kişiye ya da gebe kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
İşlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi
cezalandırılır.
(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle
indirim yapılmaz.
Neticesi
sebebiyle ağırlaşmış işkence
Madde 95-
(1) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, yarı oranında
artırılır.
(2) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(3) İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın
hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(4) İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur.
Eziyet
Madde 96-
(1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi
hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan
kişiye ya da gebe kadına karşı,
b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı,
İşlenmesi halinde, kişi
hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Koruma,
Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlâli
Terk
Madde 97-
(1) Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu
nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi haline
terk eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Terk dolayısıyla mağdur bir hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse,
neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Yardım
veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi
Madde 98- (1)
Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle
kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği
ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişi,
bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla
kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Çocuk
Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma
Çocuk
düşürtme
Madde 99-
(1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi
on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine
rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına
hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir
zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan
yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir
zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan
sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir
kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki
yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda
tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği
takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak
hükmolunur.
(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi
haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona
erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından
hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Çocuk
düşürme
Madde 100-
(1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi
halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Kısırlaştırma
Madde 101- (1)
Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma
yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, ceza üçte bir oranında
artırılır.
(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi
tarafından işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
ALTINCI
BÖLÜM
Cinsel
Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
Cinsel
saldırı
Madde 102- (1)
Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi,
mağdurun şikayeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi
durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin
eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun
şikayetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye
karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak
suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir
kişiye karşı,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi halinde,
yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak
ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama
suçundan dolayı cezalandırılır.
(5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on
yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocukların
cinsel istismarı
Madde 103-
(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki
anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı
gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen
başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle
gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/12 md.) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci
veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici,
öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü
bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz
kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte
gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir
veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun
ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, onbeş
yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması
durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Reşit
olmayanla cinsel ilişki
Madde 104-
(1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel
ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(2) (İptal: Ana.Mah.nin 23/11/2005 tarihli ve E: 2005/103, K: 2005/89 sayılı
kararı ile)
Cinsel taciz
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden
kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis
cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2)
(Değişik: 29/6/2005 – 5377/13 md.) Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya
eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz
kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı
kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre
verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak,
okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan
az olamaz.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Hürriyete
Karşı Suçlar
Tehdit
Madde 106- (1)
Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel
dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden
kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı
itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden
bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî
para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla
veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten
yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar
verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Şantaj
Madde 107-
(1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından
bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya
yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya başkasına yarar
sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek
nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması
halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Cebir
Madde 108- (1)
Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için
bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek
ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere
gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan
beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile
kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan
kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması
halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek
cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi
sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama
suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Etkin
pişmanlık
Madde 110-
(1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle
soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu
kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine
kadarı indirilir.
Tüzel
kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 111- (1)
Tehdit, şantaj, cebir veya kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlenmesi
sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Eğitim
ve öğretimin engellenmesi
Madde 112-
(1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen
her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
b) Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine
girilmesine veya orada kalınmasına,
Engel olunması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kamu
kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin
engellenmesi
Madde 113-
(1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla,
kamu kurumu faaliyetinin yürütülmesine engel olunması halinde, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Siyasi
hakların kullanılmasının engellenmesi
Madde 114-
(1) Bir kimseye karşı;
a) Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine
katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki
görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği
görevden ayrılmaya,
Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir
siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
İnanç,
düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme
Madde 115-
(1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi
inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da
bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Dini ibadet ve ayinlerin toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit
kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi halinde,
yukarıdaki fıkraya göre ceza verilir.
Konut
dokunulmazlığının ihlali
Madde 116- (1)
Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren
veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine,
altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Birinci fıkra kapsamına giren
fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler
dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun
şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına
hükmolunur.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Evlilik birliğinde aile
bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak
kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar
hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca
yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi
halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
İş ve
çalışma hürriyetinin ihlali
Madde 117-
(1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş
ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan
iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya
kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız
düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile
bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç
yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir.
(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik
veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp
çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar
kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın
devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Sendikal
hakların kullanılmasının engellenmesi
Madde 118-
(1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine
katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden
ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir
sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
Ortak
hüküm
Madde 119- (1)
Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların
kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin
kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma
hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla
veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten
yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle
ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna
ilişkin hükümler uygulanır.
Haksız
arama
Madde 120-
(1) Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine
üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Dilekçe
hakkının kullanılmasının engellenmesi
Madde 121- (1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için
yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul
edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ayırımcılık
Madde
122- (1)
Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasi düşünce, felsefi
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak; (1)
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin
icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını
veya alınmamasını yukarıda sayılan hallerden birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı
reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
Kişilerin
huzur ve sükununu bozma
Madde 123- (1)
Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi,
gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta
bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar
hapis cezası verilir.
Haberleşmenin
engellenmesi
Madde 124-
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi halinde,
altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engelleyen
kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde
engellenmesi halinde, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya hükmolunur.
__________________
(1)
1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle, bu fıkrada geçen
"dil, ırk, renk, cinsiyet," ibaresinden sonra gelmek üzere
"özürlülük," ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
SEKİZİNCİ
BÖLÜM
Şerefe
Karşı Suçlar
Hakaret
Madde 125-
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut
bir fiil veya olgu isnat eden (…) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref
ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi
için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle
işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından,
değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve
yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde,
cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi
halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine
görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere
karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde
hükümleri uygulanır.
Mağdurun
belirlenmesi
Madde 126-
(1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat
üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına
yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve
hem de hakaret açıklanmış sayılır.
İsnadın
ispatı
Madde 127- (1)
İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza
verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet
kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde
isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup
olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata
razı olmasına bağlıdır.
(2)
İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya
hükmedilir.
İddia
ve savunma dokunulmazlığı
Madde 128- (1)
Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru,
iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da
olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun
için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve
uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.
___________________
(1) Bu arada
yer alan "ya da yakıştırmalarda bulunmak" ibaresi, 29/6/2005
tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle madde metinden
çıkrılmıştır.
Haksız
fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
Madde 129-
(1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek
ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye
ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine
göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar
indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Kişinin
hatırasına hakaret
Madde 130- (1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az
üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya
adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde,
altıda biri oranında artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya
kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
Soruşturma
ve kovuşturma koşulu
Madde 131- (1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen
hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine
bağlıdır.
(2) Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına
karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya
kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir.
DOKUZUNCU
BÖLÜM
Özel
Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Haberleşmenin
gizliliğini ihlal
Madde 132-
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan
iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik
ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden
kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası
olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile
yayınlanması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişiler
arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Madde 133- (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan
konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen
veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan
ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği
bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer
kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis
ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve
yayın yoluyla yayınlanması halinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Özel
hayatın gizliliğini ihlal
Madde 134- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal
eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi
halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın
yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel
verilerin kaydedilmesi
Madde 135- (1)
Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka
aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya
sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse,
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Verileri
hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Madde 136- (1)
Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele
geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli
haller
Madde 137- (1)
Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak
suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Verileri
yok etmeme
Madde 138- (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş
olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini
yerine getirmediklerinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Şikayet
Madde 139-
(1) Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele
geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların
soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.
Tüzel
kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 140- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların işlenmesi
dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
ONUNCU
BÖLÜM
Malvarlığına
Karşı Suçlar
Hırsızlık
Madde 141- (1)
Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına
bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji de, taşınır mal sayılır.
Nitelikli hırsızlık
Madde 142- (1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış
yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya
hakkında,
b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle
ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış
veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
d) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek
veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
f) Elektrik enerjisi hakkında,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden
yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya
kargaşadan yararlanarak,
d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle
kilit açmak suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat
takınarak,
g) Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçük baş
hayvan hakkında,
İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun,
bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından
kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek
ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline,
işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, ikinci fıkraya
göre cezaya hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde, onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına
hükmolunur.
(4) (Ek: 6/12/2006 – 5560/6 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla
konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde,
bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet
aranmaz.
Suçun
gece vakti işlenmesi
Madde 143- (1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi
halinde, verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.
Daha
az cezayı gerektiren haller
Madde 144-
(1) Hırsızlık suçunun;
a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,
b) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla,
İşlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar
hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Malın
değerinin az olması
Madde 145- (1) (Değişik: 29/6/2005
– 5377/16 md.) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı
nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve
özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Kullanma
hırsızlığı
Madde 146-
(1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek
üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar
indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm
uygulanmaz.
Zorunluluk
hâli
Madde 147-
(1) Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi
halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi,
ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Yağma
Madde 148- (1)
Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel
dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı
itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir
kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan
kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç
altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan
bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde
böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir
senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de
aynı ceza verilir.
(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak
hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.
Nitelikli
yağma
Madde 149-
(1) Yağma suçunun;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten
yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde,
İşlenmesi halinde, fail
hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi
sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama
suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Daha
az cezayı gerektiren hâl
Madde 150- (1) Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan
alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit
veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2)
Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek
ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.(1)
_______________________
(1) Bu
fıkrada yer alan “indirilir” ibaresi, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun
17 inci maddesiyle “indirilebilir” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Mala
zarar verme
Madde 151- (1)
Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden,
yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun
şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale
getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra
hükmü uygulanır.
Mala
zarar vermenin nitelikli halleri
Madde 152-
(1) Mala zarar verme suçunun;
a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun
yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında,
b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis
edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında,
c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü
dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,
d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan
tesisler hakkında,
e) Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya
işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan
bina, tesis veya eşya hakkında,
f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst
kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya
hakkında,
g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu
görevlisinin zararına olarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) Mala zarar verme suçunun;
a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak,
b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle,
c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah
kullanarak,
İşlenmesi halinde,
verilecek ceza iki katına kadar artırılır.
İbadethanelere
ve mezarlıklara zarar verme
Madde 153- (1) İbadethanelere, bunların eklentilerine,
buralardaki eşyaya, mezarlara, bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki
tesislere, mezarlıkların korunmasına yönelik olarak yapılan yapılara yıkmak,
bozmak veya kırmak suretiyle zarar veren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen yerleri ve yapıları kirleten kişi, üç aydan bir
yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Birinci ve ikinci fıkralardaki fiillerin, ilgili dini inanışı benimseyen
toplum kesimini tahkir maksadıyla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri
oranında artırılır.
Hakkı
olmayan yere tecavüz
Madde 154-
(1) Bir hakka dayanmaksızın kamuya veya özel kişilere ait taşınmaz mal veya
eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını
değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa
yararlanmasına engel olan kimseye, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne
kadar adlî para cezası verilir.
(2)
Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak
yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak
gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta
bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar
uygulanır.
(3) Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında
birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.
Güveni
kötüye kullanma
Madde 155-
(1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak
üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya
başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan
veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla
kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.(1)
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi
nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin
gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir
yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Bedelsiz
senedi kullanma
Madde 156-
(1) Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikayet üzerine, altı aydan
iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.
Dolandırıcılık
Madde 157-
(1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına
olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Nitelikli
dolandırıcılık
Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak
suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti,
vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak
kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin
ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin
faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine
duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin
açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.) Ancak,
(e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç
yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından
az olamaz.
__________________
(1) Bu
fıkrada geçen "Başkasına ait olup da," ibaresinden sonra gelmek
üzere, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle
"muhafaza etmek veya" ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı
sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak,
başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre
cezalandırılır.
Daha
az cezayı gerektiren hal
Madde 159- (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye
dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan
bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Kaybolmuş
veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf
Madde 160- (1) Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin
zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade
etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi
tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Hileli
iflâs
Madde 161- (1)
Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişi, bu hileli
tasarruflardan önce veya sonra iflasa karar verilmiş olması halinde, üç yıldan
sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hileli iflasın varlığı için;
a) Alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması,
gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunması,
b) Malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için
ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi,
c) Gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki böyle bir ilişki
mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi,
d) Gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin
olduğundan az gösterilmesi,
Gerekir.
Taksirli
iflas
MADDE 162- (1) Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve
özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren kişi, iflasa karar
verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Karşılıksız
yararlanma
Madde 163- (1) Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli
ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan
kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan
şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan
yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Şirket
veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi
Madde 164-
(1) Bir şirket veya kooperatifin kurucu, ortak, idareci, müdür veya
temsilcileri veya yönetim veya denetim kurulu üyeleri veya tasfiye memuru
sıfatını taşıyanlar, kamuya yaptıkları beyanlarda veya genel kurula sundukları
raporlarda veya önerilerde ilgililerin zarara uğramasına neden olabilecek
nitelikte gerçeğe aykırı önemli bilgiler verecek veya verdirtecek olurlarsa
altı aydan üç yıla kadar hapis veya bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılırlar.
Suç
eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
Madde 165-
(1) Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı satın alan veya kabul eden kişi,
altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Bilgi
vermeme
Madde 166-
(1) Bir hukuki ilişkiye dayalı olarak elde ettiği eşyanın, esasında suç işlemek
suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla elde edildiğini öğrenmesine rağmen, suçu
takibe yetkili makamlara vakit geçirmeksizin bildirimde bulunmayan kişi, altı
aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Şahsi
cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep
Madde 167-
(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya
evlat edinen veya evlatlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya
hükmolunmaz.
(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı
konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta
olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının
zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine
verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
Etkin
pişmanlık
Madde
168 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/20 md.)
(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni
kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs ve karşılıksız
yararlanma suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma
başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık
göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle
tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden
önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın,
birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte
birine kadarı indirilir.
(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin
uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 169-
(1) Hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının işlenmesi
suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ
KISIM
Topluma
Karşı Suçlar
BİRİNCİ
BÖLÜM
Genel
Tehlike Yaratan Suçlar
Genel
güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Madde 170- (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı
bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik
yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden
olan,
c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın
tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Genel
güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
Madde 171- (1) Taksirle;
a) Yangına,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına,
Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından
tehlikeli olması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Radyasyon
yayma
Madde 172-
(1) Bir başkasını, sağlığını bozmak amacıyla ve bu amacı gerçekleştirmeye
elverişli olacak surette, radyasyona tabi tutan kişi, üç yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkradaki fiilin belirsiz sayıda kişilere karşı işlenmiş olması
halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye
elverişli olacak biçimde radyasyon yayan veya atom çekirdeklerinin parçalanması
sürecine etkide bulunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(4) Radyasyon yayılmasına veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine, bir
laboratuvar veya tesisin işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırı olarak neden olan kişi, fiilin bir başkasının hayatı,
sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olması halinde,
altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atom
enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme
Madde 173- (1) Atom enerjisini serbest bırakarak bir
patlamaya ve bu suretle bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığı hakkında
önemli ölçüde tehlikeye sebebiyet veren kişi, beş yıldan az olmamak üzere hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiilin taksirle işlenmesi halinde, iki yıldan
beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Tehlikeli
maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi
Madde 174- (1) Yetkili makamlardan gerekli izni almaksızın,
patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli
hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeyi imal,
ithal veya ihraç eden, ülke içinde bir yerden diğer bir yere nakleden, muhafaza
eden, satan, satın alan veya işleyen kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve
beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yetkili makamların izni
olmaksızın, bu fıkra kapsamına giren maddelerin imalinde, işlenmesinde veya
kullanılmasında gerekli olan malzeme ve teçhizatı ihraç eden kişi de aynı ceza
ile cezalandırılır.
(2) Bu fiillerin suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Önemsiz tür ve miktarda patlayıcı maddeyi satın alan, kabul eden veya
bulunduran kişi hakkında, kullanılış amacı gözetilerek, bir yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
Akıl
hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali
Madde 175- (1)
Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünü, başkalarının hayatı,
sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde ihmal eden
kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İnşaat
veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama
Madde 176- (1)
İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü
açısından gerekli olan tedbirleri almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hayvanın
tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması
Madde 177-
(1) Gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından
tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına
alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
İşaret
ve engel koymama
Madde 178- (1)
Herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta olan işlerden veya bırakılan eşyadan
doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş
olan işaret veya engelleri kaldıran ya da bunların yerini değiştiren kişi, iki
aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Trafik
güvenliğini tehlikeye sokma
Madde 179- (1)
Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için
konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek,
konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış
veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine
müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir
tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık
veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi,
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir
şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Trafik
güvenliğini taksirle tehlikeye sokma
Madde 180-
(1) Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya
malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye üç aydan üç
yıla kadar hapis cezası verilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Çevreye
Karşı Suçlar
Çevrenin kasten kirletilmesi
Madde 181- (1) İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere
aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa,
suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi
halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar
açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin
körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden
olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi
halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para
cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel
kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Çevrenin
taksirle kirletilmesi
Madde 182- (1) Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya
artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî
para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya
havada kalıcı etki bırakması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına,
üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini
değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların
toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Gürültüye
neden olma
Madde 183-
(1) İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir
kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan
kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İmar
kirliliğine neden olma
Madde 184-
(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya
yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan
şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi,
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin
icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya
özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı
binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci
fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer,
mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
(6) (Ek : 29/6/2005 – 5377/21 md.) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12
Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Kamunun
Sağlığına Karşı Suçlar
Zehirli
madde katma
Madde 185- (1) İçilecek sulara veya yenilecek veya
içilecek veya kullanılacak veya tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir
katarak veya başka suretlerle bunları bozarak kişilerin hayatını ve sağlığını
tehlikeye düşüren kimseye iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen fiillerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı
olarak işlenmesi halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bozulmuş
veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti
Madde 186-
(1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş,
değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeyleri veya ilaçları satan,
tedarik eden, bulunduran kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve binbeşyüz
güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası
kapsamında işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
Kişilerin
hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma
Madde 187- (1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye
sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis
ve adlî para cezası verilir.
(2) Bu suçun tabip veya eczacı tarafından ya da resmi izne dayalı olarak
yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde, verilecek
ceza üçte bir oranında artırılır.
Uyuşturucu
veya uyarıcı madde imal ve ticareti
Madde
188- (1)
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal,
ithal veya ihraç eden kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal
olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda
hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde
ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup
edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke
içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden,
depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar
hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(1)
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin
olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında
artırılır.(2)
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, suç işlemek için teşkil edilmiş
bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından
düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran
her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek
cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar
indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı
madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı
olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden,
nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, dört yıldan az olmamak üzere hapis ve
yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(1)
_________________________
(1) Bu
fıkralarda geçen "nakleden" ibaresinden önce gelmek üzere, 29/6/2005
tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle, "sevk eden,"
ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
(2) Bu
fıkrada geçen "uyuşturucu" ibaresinden sonra gelmek üzere, 29/6/2005
tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle "veya uyarıcı"
ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager,
veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı,
sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi
tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Tüzel
kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 189-
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarının bir tüzel kişinin
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Uyuşturucu
veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma
Madde 190- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını
kolaylaştırmak için;
a) Özel yer, donanım veya malzeme sağlayan,
b) Kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler alan,
c) Kullanma yöntemleri konusunda başkalarına bilgi veren,
Kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu
nitelikte yayın yapan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(1)
(3) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager,
veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı,
sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi
tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.(1)
Kullanmak
için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak
Madde
191- (Değişik:
6/12/2006 – 5560/7 md.)
(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya
bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı açılan davada mahkeme, birinci fıkraya göre hüküm vermeden
önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve
denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için
uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi
hakkında, denetimli serbestlik tedbirine karar verebilir.
(3) Hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilen kişi,
belirlenen kurumda uygulanan tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin
gereklerine uygun davranmakla yükümlüdür. Hakkında denetimli serbestlik
tedbirine hükmedilen kişiye rehberlik edecek bir uzman görevlendirilir. Bu
uzman, güvenlik tedbirinin uygulama süresince, kişiyi uyuşturucu veya uyarıcı
maddenin kullanılmasının etki ve sonuçları hakkında bilgilendirir, kişiye
sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelik olarak öğütte bulunur ve yol
gösterir; kişinin gelişimi ve davranışları hakkında üçer aylık sürelerle rapor
düzenleyerek hâkime verir.
(4) Tedavi süresince devam eden denetimli serbestlik tedbirine, tedavinin sona
erdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle devam olunur. Denetimli serbestlik
tedbirinin uygulanma süresinin uzatılmasına karar verilebilir. Ancak, bu
durumda süre üç yıldan fazla olamaz.
(5) Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan
kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilir. Aksi takdirde,
davaya devam olunarak hüküm verilir.
(6) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için
uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan
dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine
göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabilir. Bu durumda,
hükmolunan cezanın infazı ertelenir. Ancak, bunun için kişi hakkında bu suç
nedeniyle önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmemiş
olması gerekir.
(7) Kişinin mahkûm olduğu ceza, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin
gereklerine uygun davranması halinde, infaz edilmiş sayılır; aksi takdirde,
derhal infaz edilir.
___________________________
(1) 29/6/2005
tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, bu maddenin ikinci fıkrası
üçüncü fıkra, üçüncü fıkrası ise ikinci fıkra olarak değiştirilmiştir.
Etkin
pişmanlık
Madde 192- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber
alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin
saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç
ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele
geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya
bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi
kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların
yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini
kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve
fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi
hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı
indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için
uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan
dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi
ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
Zehirli
madde imal ve ticareti
Madde 193- (1) İçeriğinde zehir bulunan ve üretilmesi,
bulundurulması veya satılması izne bağlı olan maddeyi izinsiz olarak üreten,
bulunduran, satan veya nakleden kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Sağlık
için tehlikeli madde temini
Madde 194-
(1) Sağlık için tehlike oluşturabilecek maddeleri çocuklara, akıl hastalarına
veya uçucu madde kullananlara veren veya tüketimine sunan kişi, altı aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bulaşıcı
hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma
Madde 195-
(1) Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş
kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca
alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Usulsüz
ölü gömülmesi
Madde 196- (1) Ölü gömülmesine ayrılan yerlerden başka
yerlere ölü gömen veya gömdüren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Kamu
Güvenine Karşı Suçlar
Parada
sahtecilik
Madde 197-
(1) Memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte
olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi,
iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Sahte parayı bilerek kabul eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahteliğini bilmeden kabul ettiği parayı bu niteliğini bilerek tedavüle
koyan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Paraya
eşit sayılan değerler
Madde 198- (1)
Devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse senetleri,
tahviller ve kuponlar, yetkili kurumlar tarafından çıkarılmış olup da kanunen
tedavül eden senetler, tahviller ve evrak ile milli ziynet altınları, para
hükmündedir.
Kıymetli
damgada sahtecilik
Madde 199-
(1) Kıymetli damgayı sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden
veya tedavüle koyan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır.
(2) Sahte olarak üretilmiş kıymetli damgayı bilerek kabul eden kişi, üç aydan
bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahteliğini bilmeden kabul ettiği kıymetli damgayı bu niteliğini bilerek
tedavüle koyan kişi, bir aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Damgalı kağıtlar, damga ve posta pulları ve muayyen bir miktar vergi veya
harcın ödendiğini belgelemek amacıyla kullanılan pullar, kıymetli damga
sayılır.
Para
ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçlar
Madde 200-
(1) Paralarla kıymetli damgaların üretiminde kullanılan alet veya malzemeyi
izinsiz olarak üreten, ülkeye sokan, satan, devreden, satın alan, kabul eden
veya muhafaza eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır.
Etkin
pişmanlık
Madde 201-
(1) Sahte olarak para veya kıymetli damga üreten, ülkeye sokan, nakleden,
muhafaza eden veya kabul eden kişi, bu para veya kıymetli damgaları tedavüle
koymadan ve resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç
ortaklarını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli damgaların üretildiği
veya saklandığı yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç
ortaklarının yakalanmasını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli
damgaların ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Sahte para veya kıymetli damga üretiminde kullanılan alet ve malzemeyi
izinsiz olarak üreten, ülkeye sokan, satan, devreden, satın alan, kabul eden
veya muhafaza eden kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer
suç ortaklarını ve bu malzemenin üretildiği veya saklandığı yerleri ilgili
makama haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve bu
malzemenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
Mühürde
sahtecilik
Madde 202- (1) Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak
üreten veya kullanan kişi, iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührü sahte olarak üreten
veya kullanan kişi, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Mühür
bozma
Madde 203-
(1) Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya
varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş
amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Resmi
belgede sahtecilik
Madde 204- (1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen,
gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte
resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak
düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren,
gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu
görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli
olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında
artırılır.
Resmî
belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
Madde 205- (1) Gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden
veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun
kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
Resmi
belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
Madde 206- (1) Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine
sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Özel
belgede sahtecilik
Madde 207- (1)
Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki
fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Özel
belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
MADDE 208. - (1)
Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Açığa
imzanın kötüye kullanılması
Madde 209-
(1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan
imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir
şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele
geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi,
belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır.
Resmi belge hükmünde belgeler
Madde 210- (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun,
emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse
senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna
ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire
veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da
kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde,
resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Daha az cezayı gerektiren hal
Madde 211-
(1) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun
belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek
ceza, yarısı oranında indirilir.
İçtima
Madde 212- (1) Sahte resmi veya özel
belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem
sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Kamu
Barışına Karşı Suçlar
Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit
Madde 213-
(1) Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut
veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan
kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun silahla işlenmesi halinde, verilecek ceza, kullanılan silahın
niteliğine göre yarı oranına kadar artırılabilir.
Suç
işlemeye tahrik
Madde 214- (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan
kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini
öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi halinde, tahrik eden kişi, bu suçlara
azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.
Suçu
ve suçluyu övme
Madde 215- (1) İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu
suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Halkı
kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
Madde 216-
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı
özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa
alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir
tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge
farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi,
fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kanunlara
uymamaya tahrik
Madde 217- (1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden
kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan iki
yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ortak hüküm
Madde 218-
(1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/25 md.) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan
suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına
kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla
yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
Görev
sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma
Madde 219- (1)
İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini reislerden biri vazifesini ifa
sırasında alenen hükümet idaresini ve Devlet kanunlarını ve hükümet icraatını
takbih ve tezyif ederse bir aydan bir seneye kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır veya bunlardan birine hükmolunabilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen kimselerden biri işbu sıfattan bilistifade
hükümetin idaresini ve kanun ve nizam ve emirleri ve dairelerden birine ait
olan vazife ve salahiyeti takbih ve tezyife veya halkı kanunlara yahut hükümet
emirlerini icraya veya memuru memuriyetinin vazifesi icabına karşı itaatsizliğe
tahrik ve teşvik edecek olursa üç aydan iki seneye kadar hapse ve adlî para
cezası ve müebbeden veya muvakkaten bilfiil o vazifeyi icradan ve onun menfaat
ve aidatını almaktan memnuiyetine hükmolunur.
(3) Kendi sıfatlarından istifade ederek kanuna göre kazanılmış olan haklara
muhalif iş ve sözlerde bulunmaya, bir kimseyi icbar ve ikna eden din reis ve
memurları hakkında dahi baladaki fıkrada yazılı ceza tertip olunur.
(4) Bunlardan biri dini sıfatından istifade ederek, birinci fıkrada yazılı
fiillerden başka bir cürüm işlerse altıda bir miktarı çoğaltılmak şartıyla o
cürüm için kanunda yazılı olan ceza ile mahkûm olur.
(5) Şu kadar ki kanun işbu sıfatı esasen nazarıitibara almış ise cezayı
çoğaltmaya mahal yoktur.
Suç
işlemek amacıyla örgüt kurma
Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek
amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye
sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması
halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak,
örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan
dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan
dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte
üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır.
(7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek
ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.
(8) Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Etkin pişmanlık
Madde 221-
(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve
örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği
bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya
hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun
işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili
makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak
etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya
mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında
cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye
olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek
yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti
çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt
kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz.
Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan
dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.(1)
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli
serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla
kadar uzatılabilir.
(6) (Ek: 6/12/2006 – 5560/8 md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin
pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.
Şapka
ve Türk harfleri
Madde 222- (1) 25.11.1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka
İktisası Hakkında Kanunla, 1.11.1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin
Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun koyduğu yasaklara veya yükümlülüklere aykırı
hareket edenlere iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
ALTINCI
BÖLÜM
Ulaşım
Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar
Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması
Madde 223- (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen,
bu aracı hareket halinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere
götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde, iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava
ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu
yerden başka yere götüren kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(4) Bu suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi
dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(5) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle
ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna
ilişkin hükümler uygulanır.
Kıt'a
sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit platformların işgali
Madde 224-
(1) Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgede kurulmuş sabit bir
platformu cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla
ele geçiren, zapteden veya kontrolü altına alan kişi, beş yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
______________________
(1)
Bu fıkrada geçen "örgüte üye olan" ibaresinden sonra gelmek
üzere, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 26 ncı maddesiyle "ya da
üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek
yardım eden" ibaresi eklenmiştir.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi
dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(3) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle
ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna
ilişkin hükümler uygulanır.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Genel
Ahlaka Karşı Suçlar
Hayasızca hareketler
Madde 225- (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya
teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Müstehcenlik
Madde 226- (1)
a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da
bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya
da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen,
söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz
eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz
eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla
bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan
veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin
güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları
kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden,
satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının
kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal
olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri
içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden,
depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört
yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile
yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini,
dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve
beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve
çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler
hakkında uygulanmaz.
Fuhuş
Madde 227- (1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu
kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna
aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık
hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.
(2) Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için
aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve
üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin
kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik
sayılır.
(3) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.)
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak
bir kimseyi fuhşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında
yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş,
evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü
bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin
sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(7) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
(8) Fuhşa sürüklenen kişi, tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi tutulabilir. (1)
Kumar
oynanması için yer ve imkan sağlama
Madde 228- (1) Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan
kişi, bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek
ceza bir katı oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
(4) Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve
zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır.
Dilencilik
Madde 229- (1) Çocukları, beden veya ruh bakımından
kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak
kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımları ya da eş tarafından
işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması halinde, verilecek
ceza bir kat artırılır.
–––––––––––––––––––––––
(1) Bu fıkrada yer alan “
tedavi veya terapiye tabi tutulur.” ibaresi, 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesiyle "tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi
tutulabilir." Şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
SEKİZİNCİ
BÖLÜM
Aile
Düzenine Karşı Suçlar
Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören
Madde 230-
(1) Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kendisi evli olmamakla birlikte, evli olduğunu bildiği bir kimse ile
evlilik işlemi yaptıran kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptıran
kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı zamanaşımı, evlenmenin
iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
(5) Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar
hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak, medeni nikah
yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
(6) Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir
evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis
cezası verilir.
Çocuğun
soybağını değiştirme
Madde 231- (1) Bir çocuğun soybağını değiştiren veya
gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, sağlık kurumundaki bir çocuğun başka
bir çocukla karışmasına neden olan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Kötü
muamele
Madde 232- (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden
birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya
bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu
terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla
kadar hapis cezası verilir.
Aile
hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
Madde 233- (1)
Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine
getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden
gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk
eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya
uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu
maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve
sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
Madde 234-
(1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece
dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım
ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın
kaçırması veya alıkoyması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2)
Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını
bitirmemiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
(3) (Ek: 6/12/2006 – 5560/10 md.) Kanunî temsilcisinin bilgisi veya
rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili
makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç
aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
DOKUZUNCU
BÖLÜM
Ekonomi,
Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar
İhaleye fesat karıştırma
Madde 235- (1) Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan
mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere ve
yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. (1)
(2) Aşağıdaki hallerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır:
a) Hileli davranışlarla;
1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye
veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek,
2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye
katılmasını sağlamak,
3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu
halde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak,
4. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı
halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak.
b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli
tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak.
c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer
davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan
kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek.
d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve
özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları.
(3) İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu
açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın
meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması,
bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez.
(4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler,
ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
(5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile
yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde
faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler
adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat
karıştırılması halinde de uygulanır.
Edimin
ifasına fesat karıştırma
Madde 236- (1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler,
bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan
dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına
fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
–––––––––––––––––––––––
(1) Bu fıkrada yer alan
"ihalelere" ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 9
uncu maddesiyle "ihaleler ile yapım ihalelerine" şeklinde
değiştirilmiştir ve metne işlenmiştir.
(2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması halinde, edimin ifasına fesat
karıştırılmış sayılır:
a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın
teslim veya kabul edilmesi.
b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya
kabul edilmesi.
c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine
rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi.
d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya
sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına
rağmen kabul edilmesi.
e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen
şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul
edilmesi.
(3) Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli
kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
Fiyatları
etkileme
Madde 237- (1) İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin
artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber
veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla
kadar hapis ve adlî para cezası verilir.
(2) Fiil sonucu besin veya malların değerleri veya işçi ücretleri artıp
eksildiği takdirde ceza üçte biri oranında artırılır.
(3) Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir
oranında artırılır.
Kamuya
gerekli şeylerin yokluğuna neden olma
Madde 238- (1) Taahhüt ettiği işi yerine getirmeyerek, kamu
kurum ve kuruluşları veya kamu hizmeti veya genel bir felaketin önlenmesi için
zorunlu eşya veya besinlerin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına
neden olan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para
cezası verilir.
Ticarî
sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin
açıklanması
Madde 239-
(1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır,
bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz
kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya
belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere
verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.
(2) Birinci fıkra hükümleri, fenni keşif ve buluşları veya sınai uygulamaya
ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır.
(3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına
açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu
halde şikayet koşulu aranmaz.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi
veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır.
Mal
veya hizmet satımından kaçınma
Madde 240- (1) Belli bir mal veya hizmeti satmaktan
kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Tefecilik
Madde 241- (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç
para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Tüzel kişiler
hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 242-
(1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat
sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
ONUNCU
BÖLÜM
Bilişim
Alanında Suçlar
Bilişim
sistemine girme
Madde 243-
(1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak
giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen
sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar
indirilir.
(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Sistemi
engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
Madde 244- (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini
engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya
erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen
kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya
kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin
kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç
oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adlî para cezasına hükmolunur.
Banka
veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.)
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele
geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine
verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak
kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve
beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya
kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan
yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi
kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil
daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan
sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya
evlat edinen veya evlâtlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren
fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin
pişmanlık hükümleri uygulanır.
Tüzel
kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 246- (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi
suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ
KISIM
Millete
ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Kamu
İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar
Zimmet
Madde 247-
(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve
gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren
kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla
işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek
üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.
Etkin
pişmanlık
Madde 248- (1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete
geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin
edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.
(2) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen
iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek
cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi
halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.
Daha
az cezayı gerektiren hal
Madde 249- (1) Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın
değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.
İrtikap
Madde 250-
(1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya
başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi
icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği
hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda
vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş
olması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Denetim
görevinin ihmali
Madde 251- (1) Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine
kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili
olarak sorumlu tutulur.
(2) Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan
sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Rüşvet
Madde 252-
(1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet
konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2)
Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem,
bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, birinci fıkraya göre
verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi
yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar
sağlamasıdır.
(4) Birinci fıkra hükmü, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu
kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının
iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden
vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler ya da halka açık
anonim şirketlerle hukuki ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukuki ilişkinin
devamı sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere görevinin
gereklerine aykırı olarak yarar sağlanması halinde de uygulanır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/28 md.) Yabancı bir ülkede seçilmiş veya
atanmış olan, yasama veya idarî veya adlî bir görevi yürüten kamu kurum veya
kuruluşlarının, yapılanma şekli ve görev alanı ne olursa olsun, devletler,
hükümetler veya diğer uluslararası kamusal örgütler tarafından kurulan
uluslararası örgütlerin görevlilerine veya aynı ülkede uluslararası nitelikte
görevleri yerine getirenlere, uluslararası ticarî işlemler nedeniyle, bir işin
yapılması veya yapılmaması veya haksız bir yararın elde edilmesi veya
muhafazası amacıyla, doğrudan veya dolaylı olarak yarar teklif veya vaat
edilmesi veya verilmesi de rüşvet sayılır.
Tüzel
kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 253- (1) Rüşvet suçunun işlenmesi suretiyle yararına
haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
Etkin
pişmanlık
Madde 254-
(1) Rüşvet alan kişinin, soruşturma başlamadan önce, rüşvet konusu şeyi
soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi halinde, hakkında rüşvet
suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Rüşvet alma konusunda başkasıyla anlaşan
kamu görevlisinin soruşturma başlamadan önce durumu yetkili makamlara haber
vermesi halinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.
(2) Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaşmaya varan kişinin,
soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak durumdan soruşturma makamlarını
haberdar etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz;
verdiği rüşvet de kamu görevlisinden alınarak kendisine iade edilir.
(3) Rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, soruşturma başlamadan önce,
pişmanlık duyarak durumdan soruşturma makamlarını haberdar etmesi halinde,
hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.
Yetkili
olmadığı bir iş için yarar sağlama
Madde 255- (1) Görevine girmeyen ve yetkili olmadığı bir
işi yapabileceği veya yaptırabileceği kanaatini uyandırarak yarar sağlayan kamu
görevlisi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Zor
kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması
Madde 256- (1) Zor kullanma yetkisine sahip kamu
görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği
ölçünün dışında kuvvet kullanması halinde, kasten yaralama suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
Görevi kötüye kullanma
Madde 257-
(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine
aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına
neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini
yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun
zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi,
altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İrtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun
davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar
sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Göreve
ilişkin sırrın açıklanması
Madde 258- (1) Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı
nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve
emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa
olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan
dört yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra, birinci fıkrada yazılı fiilleri
işleyen kimseye de aynı ceza verilir.
Kamu
görevlisinin ticareti
Madde 259-
(1) Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya
hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi, altı aya kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Kamu
görevinin terki veya yapılmaması
Madde 260- (1)
Hukuka aykırı olarak ve toplu biçimde, görevlerini terk eden, görevlerine
gelmeyen, görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmayan veya
yavaşlatan kamu görevlilerinin her biri hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
verilir. Kamu görevlisi sayısının üçten fazla olmaması halinde cezaya
hükmolunmaz.
(2) Kamu görevlilerinin mesleki ve sosyal hakları ile ilgili olarak, hizmeti
aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli iş bırakmaları veya yavaşlatmaları
halinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.
Kişilerin
malları üzerinde usulsüz tasarruf
Madde 261- (1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara
aykırı olduğunu bilerek, kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde,
karşılık ödenmek suretiyle de olsa, zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi,
fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kamu
görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi
Madde 262- (1)
Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs
eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu halde görevi sürdüren kimseye
üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Kanuna
aykırı eğitim kurumu
Madde 263 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/29 md.)
(1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işleten kişi, üç aydan bir
yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Özel
işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma
Madde 264- (1)
Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi
olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan
nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç
işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada belirtilen cezalar üçte
biri oranında artırılarak hükmolunur.
Görevi
yaptırmamak için direnme
Madde 265- (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını
engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya
birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte
biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin
oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle
ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna
ilişkin hükümler uygulanır.
Kamu
görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma
Madde 266-
(1) Görevi gereği olarak elinde bulundurduğu araç ve gereçleri bir suçun
işlenmesi sırasında kullanan kamu görevlisi hakkında, ilgili suçun tanımında
kamu görevlisi sıfatı esasen göz önünde bulundurulmamış ise, verilecek ceza
üçte biri oranında artırılır.
İKİNCİ
BÖLÜM
Adliyeye
Karşı Suçlar
İftira
Madde 267- (1)
Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla,
işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya
da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir
fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde,
ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu
fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri
uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4)
Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya
yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına
alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden
yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına
mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis
cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci
fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idari bir
yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit
olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet
kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı,
hükümlüden tahsil edilir.
Başkasına
ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Madde 268- (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında
soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği
veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre
cezalandırılır.(1)
Etkin
pişmanlık
Madde 269- (1)
İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce,
iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın
beşte dördü indirilir.
(2) Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira
suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir.
(3) Etkin pişmanlığın;
a) Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte
ikisi,
b) Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın
yarısı,
c) Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri,
İndirilebilir.
(4) İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını
gerektiren fiil dolayısıyla;
a) İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde,
verilecek cezanın yarısı,
b) İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması halinde,
verilecek cezanın üçte biri,
İndirilebilir.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/31 md.) Basın ve yayın yoluyla yapılan
iftiradan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için, bunun
aynı yöntemle yayınlanması gerekir.
________________________
(1) Bu
fıkrada geçen "bu kişiye" ibaresi, 29/6/2005 tarihli ve 5377
sayılı Kanunun 30 uncu maddesiyle "başkasına" olarak değiştirilmiş ve
metne işlenmiştir.
Suç
üstlenme
Madde 270- (1) Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak,
suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis
cezası verilir. Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak
amacıyla işlenmesi halinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi
tamamen de kaldırılabilir.
Suç
uydurma
Madde 271- (1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili
makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya
emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
Yalan
tanıklık
Madde 272- (1)
Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye
yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye,
dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili
kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya
kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve
tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yüklenen fiili
işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar verilmiş olması koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
(5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması
halinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan
tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin
hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya
müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis
cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte
ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
(7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının
infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar
artırılır.
(8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya
idari bir yaptırım uygulanmışsa; yalan tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Şahsi
cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren sebepler
Madde 273- (1) Kişinin;
a) Kendisinin, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmaya
uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta
bulunması,
b) Tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine
hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması,
Halinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de
vazgeçilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü, özel hukuk uyuşmazlıkları kapsamında yapılan yalan
tanıklık hallerinde uygulanmaz.
Etkin
pişmanlık
Madde 274-
(1) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya
yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden veya hükümden önce
gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
(2) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya
yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verildikten sonra ve fakat hükümden
önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisinden yarısına
kadarı indirilebilir.
(3) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında verilen mahkûmiyet kararı
kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısından
üçte birine kadarı indirilebilir.
Yalan
yere yemin
Madde 275- (1) Hukuk davalarında yalan yere yemin eden
davacı veya davalıya bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya
hükmolunmaz.
(3) Hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi
halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.
Gerçeğe
aykırı bilirkişilik veya tercümanlık
Madde 276- (1)
Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında
tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından
görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen
tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi halinde,
birinci fıkra hükmü uygulanır.
Yargı
görevi yapanı etkileme
Madde 277- (1)
Bir davanın taraflarından birinin veya bir kaçının veya sanıkların veya davaya
katılanların, mağdurların leh veya aleyhinde, yargı görevi yapanlara emir veren
veya baskı yapan veya nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa olsun adı
geçenleri hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki yıldan dört
yıla kadar hapis cezası verilir. Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde
verilecek ceza altı aydan iki yıla kadardır.
Suçu
bildirmeme
Madde 278- (1)
İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması
halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki
fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan
özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan
kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında
artırılır.
Kamu
görevlisinin suçu bildirmemesi
Madde 279- (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı
gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili
makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu
görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde,
yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Sağlık
mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi
Madde 280- (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği
yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara
bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire
ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.
Suç
delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme
Madde 281- (1)
Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden,
silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla
ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri
mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle
verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
Suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
Madde 282- (1) Alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis
cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına
çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde
edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan
kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi
tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis
cezası yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
(5) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı
değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara
haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede
tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.
Suçluyu
kayırma
Madde 283- (1) Suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma,
tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için imkan sağlayan kimse, altı
aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından
işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
Tutuklu,
hükümlü veya suç delillerini bildirmeme
Madde 284- (1) Hakkında tutuklama kararı verilmiş olan
veya hükümlü bir kişinin bulunduğu yeri bildiği halde yetkili makamlara
bildirmeyen kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olan bir suça ilişkin delil ve eserlerin başkaları tarafından
saklandığı yeri bildiği halde yetkili makamlara bildirmeyen kimse, yukarıdaki
fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Bu suçların kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi halinde,
cezaya hükmolunmaz.
Gizliliğin
ihlali
Madde 285- (1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak,
soruşturma aşamasında alınan ve kanun hükmü gereğince gizli tutulması gereken
kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğinin ihlali
açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.
(2) Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen
duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini alenen ihlal eden kişi,
birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için
tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından
aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.
(3) Bu suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında
artırılır.
(4) Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını
sağlayacak şekilde görüntülerinin yayınlanması halinde, altı aydan iki yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ses
veya görüntülerin kayda alınması
Madde 286- (1) Soruşturma ve kovuşturma işlemleri
sırasındaki ses veya görüntüleri yetkisiz olarak kayda alan veya nakleden kişi,
altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Genital
muayene
Madde 287-
(1) Yetkili hakim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen
veya bu muayeneyi yapan fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) Bulaşıcı hastalıklar dolayısıyla kamu sağlığını korumak amacıyla kanun ve
tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yapılan muayeneler açısından
yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
Adil
yargılamayı etkilemeye teşebbüs
Madde 288- (1) Bir olayla ilgili olarak başlatılan
soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hakim,
mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı
beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Mülga: 29/6/2005 – 5377/32 md.)
Muhafaza
görevini kötüye kullanma
Madde 289-
(1) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli
veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında
tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişinin bu malın sahibi olması halinde,
verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan suçun konusunu oluşturan eşyayı kovuşturma
başlamadan önce geri veren veya bunun mümkün olmaması halinde bedelini ödeyen
kişi hakkında verilecek cezaların beşte dördü indirilir.
(3) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli
veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan malın dikkat ve özen yükümlülüğüne
aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya bozulmasına neden olan kişi, adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(4) Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma kapsamında elkonulan eşyayı
amacı dışında kullanan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Resmen
teslim olunan mala elkonulması ve bozulması
Madde 290- (1) Hükmen hak sahiplerine teslim edilen
taşınmaz mallara tekrar elkoyan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Muhafaza edilmek üzere başkasına resmen teslim olunan rehinli veya hacizli
veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan taşınır malın bu kişinin elinden
rızası dışında alınması halinde hırsızlık, cebren alınması halinde yağma,
hileyle alınması halinde dolandırıcılık, tahrip edilmesi halinde mala zarar
verme suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Kişinin bu malın sahibi olması
halinde, verilecek cezanın yarısından dörtte üçüne kadarı indirilir.
Başkası
yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme
Madde 291- (1) Kendisini, bir hükümlünün veya tutuklunun
yerine koyarak ceza infaz kurumuna veya tutukevine giren kimseye altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası verilir.
Hükümlü
veya tutuklunun kaçması
Madde 292-
(1) Tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu
görevlilerin elinden kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında altı aydan bir yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Bu suçun, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun, silahlı olarak ya da birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından
birlikte işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir katına
kadar artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle
ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya
zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
(5) Bu maddede yazılı hükümler, ceza infaz kurumu dışında çalıştırılan
hükümlüler ile hapis cezası adlî para cezasından çevrilmiş olanlar hakkında da
uygulanır.
(6) (Mülga: 29/6/2005 – 5377/33 md.)
Etkin pişmanlık
Madde 293-
(1) (…) (1) tutuklu veya hükümlünün, kaçtıktan sonra etkin pişmanlık göstererek
kendiliğinden teslim olması halinde, kaçtığı günden itibaren teslimin
gerçekleştiği güne kadar geçen süre dikkate alınarak, verilecek cezanın altıda
beşinden altıda birine kadarı indirilir. Ancak, kaçma süresinin altı ayı
geçmesi halinde cezada indirim yapılmaz.
Kaçmaya
imkan sağlama
Madde 294- (1)
Gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçmasını sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Hükümlünün kaçmasını sağlayan kişi, çekilecek olan hapis cezasının süresine
göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak,
hükümlünün cezası;
a) Müebbet hapis cezası ise, beş yıldan sekiz yıla,
b) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ise, sekiz yıldan oniki yıla,
Kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçların, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, verilecek
ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Kaçması sağlanan kişi sayısının birden fazla olması halinde, bu sayı göz
önünde bulundurularak, verilecek ceza üçte birden bir katına kadar artırılır.
(5) Bu suçların gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli
ile görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza, üçte biri
oranında artırılır.
(6) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi halinde,
verilecek ceza üçte biri oranında indirilir.
(7) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle
ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya
zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
(8) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün, muhafaza veya nakli ile görevli
kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından yararlanarak kaçması
halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Muhafızın
görevini kötüye kullanması
Madde 295- (1) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün
muhafaza veya nakli ile görevli kişilerin, görevlerinin gereklerine aykırı
hareket etmeleri halinde, görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
(2) Muhafaza veya nakli ile görevli olan kimse, görevinin gereklerine aykırı
olarak gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün bulunduğu yerden geçici bir
süreyle uzaklaşmasına izin verirse; altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün bu fırsattan yararlanarak kaçması
halinde, kaçmaya kasten imkan sağlama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Hükümlü
veya tutukluların ayaklanması
Madde 296- (1) Hükümlü veya tutukluların toplu olarak
ayaklanması halinde, her biri hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Hükümlü veya tutuklu sayısının üçten fazla olmaması halinde, bu
suçtan dolayı cezaya hükmedilmez.
(2) Ayaklanma sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlara ilişkin
hükümlere göre cezaya hükmolunur.
_______________________
(1)
Bu arada yer alan "Gözaltına alınan," ibaresi, 29/6/2005
tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle madde metninden
çıkarılmıştır.
İnfaz
kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak
Madde 297- (1)
İnfaz kurumuna veya tutukevine silah, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya
elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın,
temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu takdirde; fikri
içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.
(2) Birinci fıkrada sayılanların dışında kalıp da yetkili makamlar tarafından
infaz kurumuna veya tutukevine sokulması yasaklanmış bulunan eşyayı, bu yasağı
bilerek, infaz kurumuna veya tutukevine sokan veya bulunduran ya da kullanan
kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların hükümlü veya tutukluların
muhafazasıyla görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza bir
kat artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyayı
yanında bulunduran veya kullanan hükümlü veya tutuklu, bunu kimden ve ne
suretle elde ettiği hususunda bilgi verirse, verilecek ceza yarı oranında
indirilir.
Hak
kullanımını ve beslenmeyi engelleme
Madde 298- (1) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde
bulunan hükümlü ve tutukluların haberleşmelerini, ziyaretçileriyle
görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor,
meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel
faaliyetlere katılmalarını, kurum tabibince muayene ve tedavi edilmelerini,
müdafi veya avukat tayin etmelerini, bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya
Cumhuriyet başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile görüşmelerini,
salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun engelleyenler,
hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler, bu yolda talimat verenler,
mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her türlü görüşme ve temas
olanağını engelleyenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılırlar.
(2) Hükümlü ve tutukluların beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört
yıla kadar hapis cezası verilir. Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya
ölüm orucuna teşvik veya ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat
verilmesi de beslenmenin engellenmesi sayılır.
(3) Beslenmenin engellenmesi nedeniyle kasten yaralama suçunun neticesi
sebebiyle ağırlaşmış hallerinden biri veya ölüm meydana gelmiş ise, ayrıca
kasten yaralama veya kasten öldürme suçlarına ilişkin hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Devletin
Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar
Cumhurbaşkanına hakaret
Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir
yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde,
verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
Madde 300- (1) Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya sair
surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu hüküm, Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak
özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alameti
olarak kullanılan her türlü işaret hakkında uygulanır.
(2) İstiklal Marşını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı
tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
Türklüğü,
Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama
Madde 301-
(1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan
kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya
emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından
işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Devletin
Güvenliğine Karşı Suçlar
Devletin birliğini ve
ülke bütünlüğünü bozmak
Madde 302- (1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/36 md.) Devlet topraklarının
tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya
Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin
egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya
yönelik bir fiil işleyen kimse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu
suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Düşmanla
işbirliği yapmak
Madde 303- (1)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile savaş halinde olan devletin ordusunda hizmet
kabul eden, düşman devletin yanında Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı silahlı
mücadeleye giren vatandaş, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Düşman devlet ordusunda herhangi bir komuta görevi üstlenen vatandaş,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka
suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre
cezaya hükmolunur.
(4) Savaş zamanında düşman devlet toprağında bulunup da bu devlet ordusunda
hizmete alınmak mecburiyetinde kalan vatandaş hakkında, bu nedenle cezaya
hükmolunmaz.
Devlete karşı savaşa tahrik
Madde 304- (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş
açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini
tahrik eden veya bu amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile
işbirliği yapan kişi, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. (Mülga ikinci cümle: 29/6/2005 – 5377/37 md.)
(2) Bu madde uygulamasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı
suç işlemek üzere oluşturulmuş örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak
desteklenmesi, hasmane hareket olarak kabul edilir.
(3) Bu maddede tanımlanan suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Temel
millî yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama(1)
Madde 305- (1)
(Değişik: 29/6/2005 – 5377/38 md.) Temel millî yararlara karşı fiillerde
bulunmak maksadıyla veya bu nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan
doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan
vatandaşa ya da Türkiye'de bulunan yabancıya, üç yıldan on yıla kadar hapis ve
onbin güne kadar adlî para cezası verilir. Yarar sağlayan veya vaat eden kişi
hakkında da aynı cezaya hükmolunur.
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/38 md.) Fiilin savaş sırasında işlenmiş
olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Suç savaş hali dışında işlendiği takdirde, bu nedenle kovuşturma yapılması
Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
(4) Temel milli yararlar deyiminden; bağımsızlık, toprak bütünlüğü, milli
güvenlik ve Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.
Yabancı
devlet aleyhine asker toplama
Madde 306-
(1) Türkiye Devletini savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak şekilde,
yetkisiz olarak, yabancı bir devlete karşı asker toplayan veya diğer hasmane
hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil sonucu savaş meydana gelirse faile müebbet hapis cezası verilir.
(3) Fiil, sadece yabancı devletle siyasal ilişkileri bozacak veya Türkiye
Devleti veya Türk vatandaşlarını misilleme tehlikesi ile karşı karşıya
bırakacak nitelikte ise faile iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
(4) Siyasal ilişki kesilir veya misilleme meydana gelirse üç yıldan on yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddede yer alan suçun kovuşturulması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
(6) Bu madde hükümleri, fiili savaş halinde ülke topraklarının tamamını veya
bir kısmını işgal eden yabancı devlet kuvvetlerine karşı meşru müdafaa amaçlı
direniş hareketleri hakkında uygulanmaz.
Askerî
tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma
Madde 307- (1) Devletin silahlı kuvvetlerine ait olan veya
hizmetine verilmiş bulunan kara, deniz ve hava ulaşım araçlarını, yolları,
müesseseleri, depoları ve diğer askerî tesisleri, bunlar henüz tamamlanmamış
bulunsalar bile, kısmen veya tamamen tahrip eden veya geçici bir süre için olsa
bile kullanılmayacak hale getiren kişiye, altı yıldan oniki yıla kadar hapis
cezası verilir.
______________________
(1) Bu
maddenin başlığı “Temel milli yararlara karşı hareket” iken, 29/6/2005 tarihli
ve 5377 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle “Temel millî yararlara karşı
faaliyette bulunmak için yarar sağlama” olarak değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
(2) Suçun;
a) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin çıkarı için işlenmiş olması,
b) Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş kudret ve yeteneğini veya askerî
hareketlerini tehlikeye koymuş olması,
Halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tahrip veya kullanılamaz hale gelme, birinci fıkrada belirtilen bina, tesis
veya eşyayı elinde bulunduran veya korumak ve gözetlemekle yükümlü olan
kimsenin taksiri sonucunda meydana gelmiş veya bu nedenle suçun işlenmesi
kolaylaşmış ise, bu kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(4) Savaş zamanında Türkiye Devleti zararına olmak üzere, düşman askerî
hareketlerini kolaylaştırmak veya Türkiye Devletinin askerî hareketlerine zarar
vermek maksadıyla yabancıyla anlaşan veya anlaşma olmasa da aynı sonuçları
meydana getirmeye yönelik fiilleri işleyen kişiye on yıldan onbeş yıla kadar
hapis cezası verilir.
(5) Dördüncü fıkrada tanımlanan fiil sonucunda, düşman askerî hareketleri
fiilen kolaylaşmış veya Türk Devletinin askerî hareketleri zarar görmüş ise
faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
(6) Dört ve beşinci fıkralarda yazılı suçları işleyen kimse ile anlaşan
yabancıya da aynı ceza verilir.
(7) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerin Türkiye Devleti ile aralarında savaş
için ittifak veya iştirak olan devlet zararına olarak Türkiye'de işlenmesi
halinde de bu madde hükümleri uygulanır.
Düşman
devlete maddi ve mali yardım
Madde 308- (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin savaş halinde
olduğu devlete, savaşta Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aleyhine
kullanılabilecek her türlü eşyayı karşılıklı veya karşılıksız, doğrudan veya
dolaylı olarak veren vatandaş, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu hüküm, Türkiye'de oturan yabancı hakkında da uygulanır.
(2) Savaş zamanında, düşman devlet yararına yapılan borçlanmalara veya her ne
nedenle olursa olsun ödemelere katılan veya bunlara ilişkin işlemleri
kolaylaştıran vatandaşa veya Türkiye'de oturan yabancıya aynı ceza verilir.
(3) Savaştan evvel başlamış olsa bile, birinci fıkrada yazılı haller dışında,
nerede bulunursa bulunsun düşman devlet vatandaşıyla veya düşman devlet
topraklarında oturan diğer kimselerle Türkiye Devleti zararına veya düşman
devletin savaş gücüne olumlu etki yapacak nitelikte doğrudan doğruya veya
dolaylı olarak ticaret yapan vatandaşa veya Türkiye'de oturan yabancıya iki
yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerin düşman devletle aralarında savaş
için ittifak veya iştirak olan devlet yararına işlenmesi halinde de bu madde
hükümleri uygulanır.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Anayasal
Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar
Anayasayı ihlal
Madde 309- (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen
yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye
teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu
suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Cumhurbaşkanına
suikast ve fiilî saldırı
Madde 310-
(1) Cumhurbaşkanına suikastte bulunan kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası ile cezalandırılır. Bu fiile teşebbüs edilmesi halinde de suç
tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırılarda bulunan kimse hakkında,
ilgili suça ilişkin ceza yarı oranında artırılarak hükmolunur. Ancak, bu
suretle verilecek ceza beş yıldan az olamaz.
Yasama
organına karşı suç
Madde 311-
(1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan
kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen
yapmasını engellemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla
cezalandırılırlar.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu
suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
Hükûmete
karşı suç
Madde 312- (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen
veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası verilir.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu
suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan
Madde 313- (1)
Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silahlı bir isyana tahrik eden
kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir. İsyan
gerçekleştiğinde, tahrik eden kişi hakkında yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silahlı isyanı idare eden kişi,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. İsyana katılan diğer
kişilere altı yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların, Devletin savaş halinde olmasının
sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına hükmolunur.
(4) Bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka
suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre
cezaya hükmolunur.
Silâhlı
örgüt
Madde 314- (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde
yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar
hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç
açısından aynen uygulanır.
Silâh
sağlama
Madde 315- (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin
faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu
örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silah temin eden,
nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Suç
için anlaşma
Madde 316-
(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi birini
elverişli vasıtalarla işlemek üzere iki veya daha fazla kişi, maddi olgularla
belirlenen bir biçimde anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine göre üç yıldan
oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Amaçlanan suç işlenmeden veya anlaşma dolayısıyla soruşturmaya başlanmadan
önce bu ittifaktan çekilenlere ceza verilmez.
ALTINCI
BÖLÜM
Milli
Savunmaya Karşı Suçlar
Askerî komutanlıkların gasbı
Madde 317- (1) Kanunen yetkili olmadıkları veya Devlet
tarafından memur edilmedikleri halde, bir asker kıtasının veya donanmasının
veya savaş gemisinin veya savaş hava filosunun veya bir kale veya müstahkem
mevkiin veya bir askerî üssün veya tesisin, bir liman veya şehrin komutasını
alanlara müebbet hapis cezası verilir.
(2) Kanunen yetkili olmaları veya Devlet tarafından görevlendirilmeleri
suretiyle yukarıda gösterilen yerlerin komutanı bulunanlardan, yetkili
makamlarca komutanlığı terk etmeleri için verilen emirlere uymayanlara da aynı
ceza verilir.
Halkı askerlikten soğutma
Madde 318- (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak
etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.
Askerleri
itaatsizliğe teşvik
Madde 319- (1)
Askerleri veya askerî idareye bağlı olarak görev yapan diğer kişileri kanunlara
karşı itaatsizliğe veya yeminlerini bozmaya veya askerî disiplini veya askerlik
hizmetine ilişkin görevlerini ihlale yönelten ve tahrik edenler ile kanunlara,
yeminlere veya disiplin veya diğer görevlere aykırı hareketleri askerler önünde
öven veya iyi gördüğünü söyleyen kimselere, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Fiil, aleni olarak işlenmişse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası
verilir.
(3) Fiil, savaş zamanında işlenmiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
Yabancı
hizmetine asker yazma, yazılma
Madde 320-
(1) Hükûmetin izni olmaksızın bir yabancı veya yabancı Devlet hizmetinde veya
bunların lehinde çalışmak üzere Ülke içinde vatandaşlardan asker yazan veya
vatandaşları silahlandıran kimseye üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Asker yazılanlar veya silahlandırılanlar arasından asker veya askerlik
çağında olanlar varsa ceza üçte biri oranında artırılır.
(3) Birinci fıkradaki hizmeti kabul eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası verilir.
Savaş
zamanında emirlere uymama
Madde 321- (1)
Savaş zamanında Devletin yetkili makam ve mercilerinin emir veya kararlarına
bilerek aykırı harekette bulunan kimseye bir yıldan altı yıla kadar hapis
cezası verilir.
Savaş
zamanında yükümlülükler
Madde 322- (1)
Savaş zamanında, Devletin silahlı kuvvetlerinin veya halkın ihtiyaçları için
Devlet veya bir kamu kuruluşu veya kamu hizmetleri yapan veya kamu
ihtiyaçlarını sağlayan bir kuruluş ile iş yapmak veya eşya vermek üzere
yaptıkları sözleşmedeki yükümlülükleri kısmen veya tamamen yerine getirmeyen
kimseye üç yıldan on yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası
verilir.
(2) Yükümlülüklerin kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi taksirden ileri
gelmişse, cezanın dörtte üçüne kadarı indirilebilir.
(3) Yükümlülüğün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesine asıl yükümlüler ile
aralarında sözleşme bulunan aracılar veya bunların temsilcileri neden olmuşsa,
bunlar hakkında da aynı cezalar uygulanır.
(4) Savaş zamanında yükümlülüklerin yerine getirilmesinde hile yapan yukarıdaki
fıkralarda yazılı kişilere on yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar
adlî para cezası verilir.
Savaşta
yalan haber yayma
Madde 323- (1) Savaş sırasında kamunun endişe ve heyecan
duymasına neden olacak veya halkın maneviyatını sarsacak veya düşman karşısında
ülkenin direncini azaltacak şekilde asılsız veya abartılmış veya özel maksada
dayalı havadis veya haber yayan veya nakleden veya temel milli yararlara zarar
verebilecek herhangi bir faaliyette bulunan kimseye beş yıldan on yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Eğer fiil;
a) Propagandayla,
b) Askerlere yönelik olarak,
c) Bir yabancı ile anlaşma neticesi,
İşlenmişse, verilecek ceza on yıldan yirmi yıla kadar hapistir.
(3) Fiil, düşmanla anlaşma neticesi işlenmişse müebbet hapis cezası verilir.
(4) Savaş zamanında düşman karşısında milletin direncini tehlikeyle karşı
karşıya bırakacak şekilde yabancı paraların değerini düşürmeye veya itibarı
amme kağıtlarının değeri üzerinde etki yapmaya yönelik hareketlerde bulunan
kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası
verilir.
(5) Dördüncü fıkrada yazılı fiil, bir yabancı ile anlaşma sonucu işlenmişse
ceza yarısı; düşmanla anlaşma sonucu işlenmiş ise bir katı oranında artırılır.
Seferberlikle
ilgili görevin ihmali
Madde 324-
(1) Sulh zamanında seferberlikle ilgili görevlerini ihmal eden veya geciktiren
kamu görevlisine altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Düşmandan
unvan ve benzeri payeler kabulü
Madde 325- (1) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir
devletten akademik derece veya şeref, unvan, nişan ve diğer fahri rütbe veya
bunlara ait maaş veya başka yararlar kabul eden vatandaşa bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Devlet
Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
Devletin
güvenliğine ilişkin belgeler
Madde 326- (1)
Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya
vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde
sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka
bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan kimseye sekiz yıldan oniki yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki yazılı fiiller, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş
hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye
koymuş ise müebbet hapis cezası verilir.
Devletin
güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme
Madde 327-
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği
itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz
yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya
savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis
cezası verilir.
Siyasal
veya askerî casusluk
Madde 328. - (1)
Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği
itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk
maksadıyla temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Fiil;
a) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmişse,
b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokmuşsa,
Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Devletin
güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama
Madde 329- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri
açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya
savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa, faile on yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise birinci fıkrada yazılı olan
halde, faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı hallerden birinin
varlığı halinde ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Gizli
kalması gereken bilgileri açıklama
Madde 330- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri
siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye müebbet hapis cezası
verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya
savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış
ise, faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
Uluslararası
casusluk
Madde 331-
(1) Yabancı bir devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları
bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, diğer bir
yabancı devlet lehine siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden
vatandaşa veya bunu Türkiye'de temin etmiş bulunan yabancıya bir yıldan dört
yıla kadar hapis cezası verilir.
Askerî
yasak bölgelere girme
Madde 332- (1) Devletin askerî yararı gereği girilmesi
yasaklanmış olan yerlere, gizlice veya hile ile girenlere iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası
verilir.
Devlet
sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik
Madde 333-
(1) Görevi dolayısıyla öğrendiği ve Devletin güvenliğinin gizli kalmasını
gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya sınai yenilikleri kendisinin
veya başkasının yararına kullanan veya kullanılmasını sağlayan kişi, beş yıldan
on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenir veya
Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeye sokacak olursa, faile müebbet hapis cezası verilir.
(3) Türkiye Devleti tarafından yabancı bir memlekette Devlete ait belirli bir
işi görmek için görevlendirilen kimse, bu görevi sadakatle yerine getirmediği
ve bu fiilden dolayı zarar meydana gelebildiği takdirde faile beş yıldan on
yıla kadar hapis cezası verilir.
(4) Bu maddede tanımlanan suçların işleneceğini haber alıp da bunları zamanında
yetkililere ihbar etmeyenlere, suç teşebbüs derecesinde kalmış olsa bile altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan
bilgileri temin
Madde 334- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken bilgileri temin eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Fiil, Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî
hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile beş yıldan on yıla
kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan
bilgilerin casusluk maksadıyla temini
Madde 335-
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını
yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya
askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmiş veya
Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası verilir.
Yasaklanan
bilgileri açıklama
Madde 336- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken bilgileri açıklayan kimseye üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya
savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokmuş ise faile on
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise, birinci fıkrada yazılı olan
halde faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı halde üç yıldan sekiz
yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan
bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklama
Madde 337- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye on
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
Taksir
sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi
Madde 338- (1)
Bu bölümde tanımlanan suçların işlenmesi, ilgili kişilerin dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırı davranmaları sonucu mümkün olmuş veya kolaylaşmış ise,
taksirle davranan faile altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya
savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış
ise, taksirle davranan faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Devlet
güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma
Madde 339- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili makamların
açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken
hususları elde etmeye yarayan ve elde bulundurulması için kabul edilebilir bir
neden gösterilemeyen belgelerle veya bu nitelikteki herhangi bir şeyle
yakalanan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis
cezası verilir.
SEKİZİNCİ
BÖLÜM
Yabancı
Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar
Yabancı devlet başkanına karşı suç
Madde 340- (1) Yabancı devletlerden birinin başkanına karşı
bir suç işleyen kişiye verilecek ceza, sekizde biri oranında artırılır. Suçun
müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur.
(2) Fiil, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan ise,
soruşturma ve kovuşturma yabancı devletin şikayetine bağlıdır.
Yabancı
devlet bayrağına karşı hakaret
Madde 341- (1) Resmen çekilmiş olan yabancı devlet
bayrağını veya diğer egemenlik alametlerini alenen tahkir eden kimseye üç aydan
bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, ilgili devletin
şikayetine bağlıdır.
Yabancı
devlet temsilcilerine karşı suç
Madde 342-
(1) Türkiye Cumhuriyetinde sürekli veya geçici olarak görevlendirilmiş yabancı
devlet temsilcileri ile bunların diplomasi memurları veya uluslararası
kuruluşların temsilcileri ile bunların diplomatik ayrıcalık ve bağışıklık
tanınan memurları, kendilerine karşı görevlerinden dolayı işlenen suçlar
bakımından, kamu görevlisi kabul edilerek; suç işleyen kişiler hakkında, bu
Kanunun ilgili hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
(2) İşlenen suç hakaret ise, soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun
şikayetine bağlıdır.
Karşılıklılık
koşulu
Madde 343- (1) Bu bölümde yazılı hükümlerin uygulanması,
karşılıklılık koşuluna bağlıdır.
DOKUZUNCU
BÖLÜM
Son
Hükümler
Yürürlük
MADDE 344- (1) Bu Kanunun;
a) “İmar kirliliğine neden olma” başlıklı 184 üncü maddesi yayımı tarihinde,
b) “Çevrenin kasten kirletilmesi” başlıklı 181 inci maddesinin birinci fıkrası
ile “Çevrenin taksirle kirletilmesi” başlıklı 182 nci maddesinin birinci
fıkrası yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,
c) Diğer hükümleri 1 Haziran 2005 tarihinde, (1)
Yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 345-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
5237
SAYILI KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER
(1) 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun Geçici 1 inci Maddesi:
GEÇİCİ MADDE 1 – Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hükme bağlanmış olmakla beraber
henüz kesinleşmemiş olan dosyalarda, uzlaşma kapsamının genişlediğinden bahisle
bozma kararı verilemez.
––––––––––––––––
(1)
Bu maddede yer alan "1 Nisan 2005“ ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328
sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesiyle "1 Haziran 2005“ şeklinde
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
5237 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE
Kanun
Yürürlüğe
No.
Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler
giriş tarihi
5328
59,62,85,86,87,88,90,116,235,344
31/3/2005
5378
122
7/7/2005
5377
4, 7, 13, 30, 31, 43, 61, 66, 82, 84, 87, 103, 105, 107, 125,
145, 150,
155, 158, 168, 184, 188, 190, 191, 218, 221, 245, 252, 263, 268, 269,
288, 292, 293, 299, 302, 304, 305
8/7/2005
Değiştiren
Kanun
Yürürlüğe
No.
5237 sayılı Kanunun değiştirilen maddeleri
giriş tarihi
5560
61,73,80,87,89,142,191,221,227,234,245 ve İşlenemeyen
Hüküm
19/12/2006